Birkaç gün önce hayat yolunun yarısına varmak için bir adım attım. Zaman hızla akıp gidiyor, ne zaman yolun yarısı oldu bilmiyorum... Bu yaşlar insanın hayatında hem çok önemli hem de değerli… Bazı şeyleri değiştirmek ya da yeniden başlamak için altın değerinde… Ben de bu yılı öyle kabul ettim kendim için. Altın değerinde olmasını diledim. Bundan sonraki yıllarımın daha iyi geçmesini sağlamak için ne yapmam lazım? Kendimi gözden geçirdim… Tekrar, tekrar düşündüm…

Yaşantımla ilgili yaptığım hataları ve tabii ki çıkardığım dersleri insanlarla paylaşmayı çok seviyorum. Elbette hayatımızda hata, günah olduğu kadar mutluluk, başarı, sevap da var. Ama ben yine de birkaç noktaya özellikle dikkat çekmek istiyorum. Bunlardan en önemlisi zaman… Paranızı çaldırdığınızda üzülmeyin sakın… Bundan daha önemlisi var! O da zamanınızı çaldırmanız… Ben bu yaşa kadar zamanımı çok hor kullandım. Daha doğrusu insanların benim zamanımı almalarına izin verdim. Özellikle kadınlara bir tavsiyem olsun, vicdanınıza yenilmeyin, zaman hırsızlarına karşı uyanık olun! Eğer bir erkeğe karşı olumsuz hisleriniz en başta var ise uzatmayın, diyorum… Bir de bakmışsınız en az 5 yılınız hayatınızdan uçuvermiş. Bizim için zaman çok önemli. Biyolojik saatimiz var!

İkinci olarak öğrendiğim şey ise asla pes etmemekti… Bu zamana kadar hayatımdaki hemen her şey yavaş ilerledi. Bir tek yazmaya ortaokul ’da başlamıştım. Onun haricinde Üniversite’yi geç kazandım, yüksek lisansa başladığımda otuz yaşındaydım. Para kazanmaya yine geç başladım... Hala bir çocuğum yok mesela. O da geç olacak muhtemelen. Ama kendimde keşfettiğim bir özellik -ki birçok insanda var olduğuna inanıyorum. Ben asla pes etmem! Yavaş olabilirim, ama yapmayı istediğim şeyi aklımda canlandırır, hedefimi koyar ve mutlaka uygularım. Belki de başka şansım olmadığından pes etmiyorumdur bilmiyorum. Ama adım, adımdır! Küçüğü büyüğü olmaz mutlaka bir mesafe kat etmişsinizdir, inanın… Adımlarınızı küçümsemek yapacağınız en büyük hata olur…

Bir de ben engel tanımayan bir kadınım. Eğer erkek olsaydım muhtemelen Bear Grylls gibi biri olurdum. Tanımayanlar için söylüyorum. Çok zengin bir ailesi olmasına karşın kendini vahşi doğada hayatta kalmaya adamış, çılgın bir İngiliz Televizyon yapımcısı… Onun dünyanın her yerinde, her koşulda ayakta kalabilme azmine bayılıyorum. Mutlaka izleyin, olmaz diye bir şeyin olmadığını göreceksiniz… Bence çok iyi bir iç motivasyon programı!

Evet, hayatta her zaman her şey mümkün… Ayrılıklar, hastalıklar, para kayıpları… Bunlar her yaşta başımıza gelebilir. Önemli olan ne öğrendiniz? Ve öğrendiklerinizi ne kadar uygulayabiliyorsunuz?

Yani ne kadar insan olabildiniz? Sorun burada!Hayat olgun ruh olabilme savaşı haline geldi benim için… Tabii ki arada çılgınlıklar ve çocukluklar ile süsleyerek…

50. ve 80. Yaş öğretilerimde görüşmek üzere…