Kitap Dünyası

İslâm İman İhsan İnsan

Mutasavvıf yazar Cemalnur Sargut’un bir başyapıt  niteliğinde olan yeni eseri “İslâm İman İhsan İnsan” Nefes Yayınevi’ nden çıktı. 

Mutasavvıf araştırmacı yazar Cemâlnur Sargut yeni eseri “İslâm İman İhsan İnsan”’ da  özellikle günümüzde yanlış anlaşılabilen  islâm, iman, din gibi kavramları hakikatteki manalarını ortaya çıkaran  tasavvufi bakış açısıyla inceliyor.

İnsanlarda, insan üstü bir alemin var olduğu ve bu alemin aşkın bir güç tarafından idare edildiğine dair inanç neredeyse doğuştan gelen bir özelliktir. Bu nedenle insan doğuştan inançlı olarak doğar.  Tarih boyunca dini olmayan bir toplumun olmayışı da bunu kanıtlar niteliktedir. Bununla beraber insanların neden insanüstü bir güce inanma ve bunun yanı sıra bir dine mensup olma ihtiyacı hissettikleri bu kitapta açıklanıyor. 

Her dinin üzerine bina edildiği üç esas vardır. Bunlar inanç, ibadet ve ahlâk esaslarıdır. Bu kitapta söz konusu hakîkatler baz alındıktan sonra İslâm dininde bunun nasıl zuhur ettiği anlatılıyor. Her bir esasın tasavvufî mânâları tasavvuf literatürünün  birincil kaynakları ile genişletilerek derinlemesine izah edilmeye çalışılıyor. 

Yazar Cemalnur Sargut’ un sözleriyle “Başta kendimizi ve bütün okuyucuları kâmil insanların muazzam yorumlarıyla aydınlatmaya gayret ettik. Allah mânâsını halketmeyi ve hâl etmeyi nasip etsin.”

Nisan

Mutahhara Arlı Özkök’ün Göl kitap’tan çıkan Nisan Adlı eseri şöyle ifade ediliyor : “Yaşam ölümle, korku cesaretle, aşk acıyla dans ediyor. Başarılı, genç ve güzel bir kadın olan Nisan’ın yaşamından yola çıkıp aşkı, umudu saplantıları sorgulayacağınız sürükleyici bir ilk roman…Onlar hep oradaydılar ya da hiç yoktular…” Bu romanda kendinize ait, hayata dair bir yön bulurken, aynı zamanda her an şaşırmaya hazırlıklı olmanız gerekiyor çünkü hayat bazen göründüğü gibi değildir. Tamamen kendinizi kurguya bırakmalı ve anlatılanları hayal gücünüzle harmanlayıp yaşamalısınız… Nisan size konuk olmaya hazır, ya siz?”  Mutahhara Arlı Özkök’ün Bu başarılı eserini mutlaka okuyun. 

Yıldız Yağmuru 

Damla Aslangiray’ın Romanı şu cümlelerle aktarılıyor : “ Bilinmezliklerle dolu engin bir okyanusun kıyısında, deniz kabukları toplamaktan öteye gitmeyen sırların güvensizliğe götürdüğü bir hayat hikayesi. Masallara meraklı olanlara ilginç gelebilir.

    Bilinçsizlik, her insanın en derin sırrı olduğu gibi bilinçli olan sırlarımız da vardır. Hayatlarımıza uzunca bir süre gölge düşürüp yürekleri burkan en karanlık korkularla ve belirsizliklerle dolu bir hayattan aydınlığa, ancak esaretin cesaretiyle kurtulabiliriz. Eğer birileri sizin hayatınızı, sizden daha çok gözlemleyip sırlarınıza ortak oluyorsa; o kişiden korkmamanız için onu hafife almanız gerekir. İyi bir yalan sizi tüm gerçeklerden koruyabilir.” Bu eseri mutlaka okuyun. 

Damla Aslangiray 

2001 yılında doğdu. Vize Anadolu Lisesinde eğitim görüyor.   Dokuz yaşında yazı yazmaya başladı.  2010-2011 yılları arasında tiyatroya merak sardı. Kendini geliştirme sürecinde bir roman yazdı. 

2017 yılında Araştırmacı-Gazeteci Süleyman Sefer Cihan’la tanıştı ve ilk kitabının yayın yönetmenliğini üstlendi. Oluşturduğu tecrübe ile 2017 yılının son aylarında “Ehvenişer” adlı filmin senaryosunu yazdı. 2018 yılında ise “Yıldız Yağmuru” adlı ilk psikolojik romanı raflarda yerini aldı.

Sana Yolladım Tüm Özlemlerimi 

Şükrü Uyar’ın deneme türündeki Sana Yolladım Tüm Özlemlerimi  kitabı Kerasus Yayınları’ndan çıktı. “Sana Yolladım Tüm Özlemlerimi” kitabı, aşka ve hayata dair birçok konuyu ele almaktadır.

 Kitapta, aşkın ne olduğu, aşka ilk kez düşen insanın neler yaşadığı, aşkın aslında acı ve mutluluktan ibaret olduğu, unutulamayan ilklerin neler olduğu, her aşkın aynı olmadığı, aşkın insanı nasıl yalnız bıraktığı, en güzel başlangıçların dahi günü geldiğinde nasıl bittiği gibi konuların yanı sıra kıskançlık, aldatmak, ayrılık, özlem ve aşkta dürüstlük gibi aşka dair birçok konu ve yer yer sevgiliye sesleniş ele alınıyor. 

Tüm bunların yanı sıra hayata dair ve kişisel gelişimle ilgili bazı konuları da ayrıca bu kitapta bulabileceksiniz. Hayata bakış açımız, beklemenin aslında hayatı kaçırmak olduğu, kendimizi affedebilmenin mutlulukla olan kaçınılmaz ilişkisi, geçmişte yaşamanın geleceğimizi nasıl etkilediği, her şeye rağmen hayatta neler yapılabileceği, yalnızlığın bizlere etkisi, sahip olunca her şeyin nasıl da anlamını yitirdiği ve mutluluk yolu gibi hayata dair daha birçok konu ele alınıyor.

Kitabı oluşturan her yazımı yazarken sizlerle paylaşacağım için sürekli bir heyecan içindeydim. Bir an önce yazdıklarımı sizlerle paylaşmak istiyordum ve nihayet bu kitabımı sizlere ulaştırma imkânı buldum. 

Şu an kitabım sizin elinizde ve sadece okunmayı bekliyor. 

Okuduğunuzda umarım bu kitap size aşkı getirir ve aşkınızı daimi kılarak sizi mutluluğa götüren yolda mahcup etmez. 

Aşka ve hayata dair en güzel ne varsa onunla kalın… Aşkla kalın! 

Cemiyet Dünyası 

Tema Vakfı Biraraya Geldi 

TEMA Vakfı’nın 23 Mayıs Çarşamba günü düzenlediği  iftar yemeğinde gönüllülerini bir araya getirdi TEMA vakfı başkanı Deniz Ataç ev sahipliğinde gerçekleşen gala gecesi davetine iş, sanat cemiyet sosyal yaşamın tanınmış isimleri Figen Babaoğlu, Sudeh sotodeh, Füsun Korkusuz, Aslı Aktürk ve Esra Öztürk  katıldı. 

Medya Dünyası 

Pınar Tosunoğlu Ağırbaş ile Günaydın Ege 

Başarılı haberci Pınar Tosunoğlu Ağırbaş ile Günaydın Ege programı hafta içi her sabah 09.00 da Tv Den kanalında. Günün tüm gelişmelerini detaylarını canlı yayın konuklarıyla Pınar Tosunoğlu Ağırbaş’ın başarılı sunumuyla izleyebilirsiniz. 

Ceren Gürkan ile Sunuculuk ve Medya Üzerine 

Öncelikle bize  kendinizden  bahseder misiniz?

Ankara’da doğdum doğduğumdan beri buradayım. Sunuculuk ve seslendirmendik yapıyorum. Başkent Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği taze mezunuyum aynı zamanda AÖF radyo televizyon programcılığı devam ediyor. 

Neden Medya ? 

Medya iletişimdir iletişim olmadan hiçbir şey olmaz ben de kendimi iletişimin bir parçası olarak görüyorum. İnsanlara medya yoluyla ulaşmak onlara doğru haberleri vermek güzel sunmak hepsi bunun içeresinde…Onun için medya dahil olmak beni mutlu ediyor. Sonuç olarak bizler eşik bekçileriyiz.

Medyaya ilk adımı nasıl attınız?

Kanal B’ye bağlı Radyo Başkentte radyo sunuculuğu yapmaya başladım uzun bir süre ‘’Söz Vermiş Şarkılar’’ programını sundum. Kırkbeşlikleri çalıyordum. Kanaldan beni dinleyen spiker arkadaşlarım bu ne güzel ne güzel bir diksiyon diyorlarmış ben de sonradan öğrendim. Bir gün Kanal B’nin müdür geldi neden kanalda staj yapmıyorsun gel başla kanalda dedi böylece kendimi kanalda çalışırken buldum. Birçok programa dahil oldum. Mutfağında piştim ve nelerin nasıl yapılması gerektiğini asıl o zaman öğrendim. Bu süreçte spiker ve tiyatrocu arkadaşlarım oldu bu camiadan pek çok insan.  Benim şansım tanıdığım insanlar oldu. Öyle güzel insanlarla tanıştım ki benim hayatıma dokundular öncelikle merhum Jülide Gülizar hocam kendisi Türkiye’nin ve TRT’nin ilk haber spikerlerindendir. Bana çok yardımı oldu daha küçüktüm çok şey anlamıyordum ama onun bir konuşması zaten başlı başına bir derstir. Kendisi ders vermez (ders aldım) dediğimi duysa inanın çok kızardı. Yine TRT’nin başarılı spikerlerinden yeni kaybettiğimiz sevgili ağabeyim Derya Kaya’nın da bende emeği çoktur. Onunla İlk kez sahne ile tanıştım beraber sunuculuk yaptık bana sahnede sunuculuk yapmanın nasıl bir şey olduğunu o öğretti sonra çok iyi bir ikili olduk bana hem ağabey hem de arkadaş oldu.  Aynı zamanda seslendirme işleri de yapıyorum.

Medya dışında yapmak istediğiniz çalışmalar var mı?

Medya dışında yapmak istediğim değil de zaten yaptığım şeyler var bir kitap yazmaya başladım aynı zamanda edebiyat öğretmenliği okuduğumdan ötürü bir Anadolu lisesinde stajyer öğretmenlik yapıyorum geçici olarak aynı zamanda çeşitli organizasyon şirketlerinde sunuculuk yapıyorum.

Mesleğinizde bir rekabet baskısı/etkisi hissediyor musunuz? Eğer hissediyorsanız bu mesleğinize nasıl yansıyor? Bu rekabet ortamının size ve mesleğe olumlu olumsuz etkileri nelerdir?

Elbette mesleğimizde rekabet var çünkü o kadar çok bu işle uğraşan var ki üstelik bu iş çok stresli bir de üstüne en ufacık bir hatada siz artık orada olmayabilirsiniz. Bizim sektör hatayı kabul etmez. Eğer hata yaptıysanız bir bakmışsınız yerinizi bir başkası almış bile. Onun için her zaman yaptığınız işte çok dikkatli ve başarılı olmalısınız kendinizi yenilemelisiniz.

Yaptığınız iş için kurs eğitimi şart mı  ya da bu işi yapabilmek için sizce iletişim mezunu olmak gerekli midir ? 

Eğitim elbette şart ancak iletişim mezunu olmak gerekmiyor. Zaten sektörde bu işi yapan pek çok kişi iletişim mezunu değildir. Burada alaylı mektepli çatışması için içine giriyor. Ben de mektepli değilim alaylıyım fakat benim okuduğum bölümde bu sektörün içerisine dahil başarılı olmak esas birde bu işi ne kadar çok severek yaptığınız ve başarılı olduğunuz.

Salt spikerlik / sunuculuk kursu ile spikerlik / sunuculuk yapılabilir mi ? 

Sunuculuk için bunu eğitimi almak sürekli kendini yenilemek elbette şart ancak bu kısa süreli bir kurs ile yapılacak bir iş değil. Kişinin bilgi birikiminin olması entelektüel olması gerekli sadece ben bu işi yaparım biraz da eğitim aldım diyerek olmaz. 

Kendinizde bir şeyleri değiştirme imkanınız olsa neleri değiştirirdiniz?

  • Kendim ile ilgili değiştirmek istediğim bir şey yok. Kendim harici başka bir insanı da olduğu gibi kabul etmeyi öğrendim.

Sunuculuğun dünyadaki stresli mesleklerden olduğu ifade ediliyor. Sizce böyle mi ? Spikerliğin stresli yanları neler ? 

Evet stresli bir iş ve büyük sorumluluk istiyor. Her söylediğiniz cümleye ve kelimeye dikkat etmeniz gerekiyor. Doğru telaffuz çok önemli bunun bir stresi olabiliyor zaten ayrıca çok fazla rekabet var o da stresli olmanıza sebebiyet veriyor.


Sizce ekranda olmak için güzellik şart mı? 

Güzellik önemli ancak siz konuşmayı beceremiyorsanız diksiyonunuz düzgün değilse ses tonunuz güzel değilse tek başına güzellik bir anlam ifade etmiyor. Bunların hepsi bir bütündür.

Yeni Medyanın (Sosyal Medya ve İnternet) Geleneksel Medyayı (Radyo – tv gazete) Yok edeceği söyleniyor siz buna ne dersiniz ? Yeni Medya sizce ne yönde ilerleyecek? 

-Sosyal medya evet çok ileri seviyelere geldi ancak geleneksel medyayı yok edeceğini düşünmüyorum.

Boş zamanlarınız nasıl değerlendiriyorsunuz?

Genellikle yoğun çalışmamdan dolayı çok fazla boş zamanım olmuyor ancak kitap okumadan ve makale için çalışmalara başlamadan edemiyorum.

Hayatımın Kitabı/Filmi diyebileceğiniz bir kitap/film var mı?

Aynı zamanda edebiyatçı olduğum için o kadar çok kitap okudum ki hayatımın kitabı diyeceğim bir kitap yok. Kitaplar olmadan yaşayamam desem daha doğru olur.

KırmızıTürk hakkında neler söylersiniz ? 

KırmızıTürk çok başarılı bir platform meslektaşlarımı tanımamda büyük yardımcı oluyor. Severek takip ediyorum.  Sevgili Cengizhan Kaya’ya bu güzel sohbet için teşekkür ediyorum.

Gelecek planlarınız nelerdir? Şu an bulunduğunuz konumdan memnun musunuz ve gelecekte kendinizi nerelerde görmek istersiniz?

Yıllarımı alan emek verdiğim tırnaklarımla geldiğim bu camiada Gelecekte güzel projelere dahil olacağım yeni projeler yolda…

Röportaj : Cengizhan KAYA