Nitelikli insan yetiştirmede ve ülkenin refah düzeyinin artırılmasında hayati bir rolü olan eğitim, çok büyük bir hızla gelişen ve küreselleşen dünyada önemli bir yere sahip olabilmenin ve diğer uluslarla rekabet edebilmenin en önemli faktörüdür. Türkiye’nin ancak iyi eğitilmiş insanlarla iddiasını sürdürebileceği unutulmamalı. Birlikte Yönetme anlayışını geliştiren, “Bilgi Çağı”nın gerektirdiği bilgi, beceri, değer ve teknolojinin etkin kullanımını sağlayarak, birimleri  arasında iletişimi güçlü bir nesil yetiştirmenin önemi ortadadır.
Toplumun önünde giderek, onları eğitmesi ve XXI. yüzyıla hazırlaması gereken eğitim sistemimiz, birçok yönden onun gerisinde kalmış, bir bakıma işlevini yapamaz hale düşürülmüştür. Türk gençliğinin yüzde 40'ı ortaöğretimini tamamlamışken, AB ülkelerinde bu oran yüzde 85 olarak görülüyor. Bu durum, Türkiye'nin eğitim alanında uzun bir yol kat etmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Buna rağmen her yıl değişik sistemlerle altüst edilen eğitim sistemimiz giderek zayıflıyor. Nitelikli insanlarınız olmazsa Dünya’da nasıl söz sahibi olacaksınız.
Uluslararası ödüllü ünlü film yapımcımız Nuri Bilge Ceylan, “Bizde alçakgönüllülük, sadelik, itiraf, kendinle alay edebilmek gibi özellikler hiç bir zaman üst değer olamamıştır. Övünmek, kurnazlık, yüksekten uçmak, alaycılık her zaman daha çok onay görmüştür. Kültürümüzde harikulade şeyler yok demiyorum, var tabi ki. Ama çok temel eksikler var” diyor.
Hürriyet yazarı Taha Akyol da, “12.yüzyılın sonuna kadar rasyonalizmin ve bilimin temsilcisi olan Ortadoğu bugün bilimin en düşük seviyede seyrettiği bölgelerden. Türkiye ise, terör, nüfus haraketleri, dini ve etnik gerilimlerden en çok etkilenen ülkelerden biri” diyor. Yayınlanan bilimsel eleştiri, bilimsel makale, bilimsel konferans metinleri açısından Ortadoğu ve Asya’yı kıyasladığımızda, Ortadoğu yerlerde sürünürken Asya yükselen “bilimsel indeks” grafiği ile dikkati çekiyor.
Türkiye’nin ise Ortadoğu ülkelerine nazaran iyi fakat yetersiz olduğunu görüyoruz. Orta gelir düzeyine ulaştığımızı fakat uluslararası marka yaratmada kısır kaldığımızı, buluş yaratamadığımızı, bilim ve teknolojide gerilerde olduğumuzu görüyoruz.
Kishor Mahbubani “Yeni Asya Yarımküresi” adlı kitabında, Asya mucizesini sağlayan ilkeleri şöyle sıralamış; Piyasa Ekonomisi, Bilim ve Teknoloji, Liyakat sistemi, Pragmatizm, Barış Kültürü, Hukuk devleti, Eğitim...Bunların bizdeki varlığını  ve derecesini takdirlerinize bırakıyorum.
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden Prof.Dr.Hasan Onat; Bilime sırt çeviren toplumların helak olacağını yazmış.
Hürriyet Gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök ise yazısında; Türkiye’nin gökkubbesinde hoş seda falan olmadığını, böğürtüler, hırıltılar, zırıltılar yankılandığını, herif tahakkümü, hödük tasallutu, hanzo taziri olduğunu yazmış. Şövalye ruhundan, çelebilikten, centilmenlikten uzak düştüğümüzü söylemiş. Erkeklerin cehalet, insafsızlık ve yolsuzluğuyla kavrulup yanan bu ülkede sahtekar liderlerin, dandik şeyhlerin, naylon beylerin şuursuz öfkelerine maruz kalan kadınlardan bahsetmiş.
ABD’de NASA 16.6 milyar Dolar ile uzay teknolojileri geliştirir, Avrupa CERN 1.5 milyar dolar Hadron çarpıştırıcısı üzerinde çalışırken, Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı 2.5 milyar dolar harcayıp “evlatıkla evlenmek caizdir, kırmızı don giymek haramdır, lades haramdır” gibi yüksek fikirler üretmişti!!! Tıpkı Fatih İstanbul’u fethederken Bizanslıların meleklerin kanatlarının olup olmadığını tartışmaları gibi...
Prof.Dr.Üstün DÖKMEN ise, “bazılarımız niçin bu kadar terbiyeli de, bazılarımız niçin bu kadar bu kadar terbiyesiz. Aşırı terbiyelileri de biz yetiştirdik, aşırı terbiyesizleri de biz yetiştirdik. Bir öğretmen olarak milletimden özür diliyorum demiş...
Milli eğitimin amacının, çocuklarımızın doğal bir ortamda, özgüveni gelişmiş, ne istediğini bilen, teknolojiyi, ve yabancı dili iyi kullanabilen, dürüst, medeni, sevecen ve sosyal insan olarak yetiştirilmesi olduğunu unutmamalıyız. Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı, Cumhuriyet ilkelerinden ödün vermeyen, çalışkan, bilgi ve birikimlerini tüm insanlık yararına kullanan ve pozitif düşünen bireyleri, bilgiye ulaşma yollarını öğreterek yetiştirmeliyiz.
Bu vesileyle 30 Ağustos Zafer Bayramımızı kutluyor, Cumhuriyetimizin kurucusu ve Türk Milletinin kurtarıcısı aziz ATATÜRK ve silah arkadaşlarını rahmet ve minnetle anıyorum. Mekanları cennet olsun.
Süheyl ÇOBANOĞLU
RUBASAM Bşk.V.