Sevgili okuyucularım, yeni yıla girerken hepimizi heyecanlı ve tatlı bir telaş alır.
Pek çoğumuzda yeni yapılan şeylere karşı ilgi uyanır.
Yeni bir seneye de girmek bu nedenle bizleri heyecanlandıran bir durumdur.
2016 yılını geride bırakıyoruz.
Dile kolay gelse de, tam 365 gün…
365 kez güneşin doğduğu ve aynı kez battığı.
Geçirdiğimiz bu bir yılı kimimiz bolluğu, kimimiz yoksulluğu, kimimiz mutluluğu, kimimiz mutsuzluğu yaşadı. Kimilerimizin ise zorluk, acı, kayıp ve afetleri göğüslemek mecburiyetinde kaldığı, koskoca bir zaman dilimi oldu.
Kaç yaşında olursak olalım, yaşadığımız sürece defalarca yeni yıla girerken ailemiz, dostlarımız ve sevdiğimiz kişilerle kendimize özgü kutlamalar yaptık.
Yeni başlangıçlar için güzel dileklerde bulunduk ve kocaman umutlarla yeni yılı karşıladık. Her yıl yeni atılımlar, yeni umutlar, kısaca yenilikler yılıdır.
İnsanlık her yeni yılda tarihini yeni başarılar, yeni buluşlar, her alanda ilerlemelerle zenginleştirir. Bizim de bu hızlı gidişe ayak uydurmamız, yeni yılda daha çok zamanın gidişine ayak uydurmamız ve içimizdeki güzellikleri kaybetmememiz gerekir.
Zamanı yapamayacağımız şeyleri istemekle geçirdiğimiz söylenir.
Oysa gücümüz tüm zamanları zorlar.
Yeter ki kendimize ve dostlarımızın gücüne inanalım.
Yeni yılda inancımızı pekiştirelim ve mutlu olmaya çalışalım.
Bu kadar güzel dileklerden sonra bilenler bilir ama ben bilmeyenler olabileceğini var sayarak ekliyorum bu güzel bilgiyi...
Hıristiyanların İsa’nın doğuşu olarak kutladığı Noel bayramı, çok eski Türklerin yeniden doğuş bayramı olduğunu biliyor musunuz?
İşte buradan yola çıkarak; Türklerin, tek tanrılı dinlere girmesinden önceki inançlarına göre, yeryüzünün tam ortasında bir Akçam ağacı bulunuyormuş.
Buna hayat ağacı diyorlarmış.
Bu ağacı, motif olarak bizim bütün halı, kilim ve işlemelerimizde görebiliriz.
O dönemde Türklerde güneş çok önemlidir.
İnançlarına göre gecelerin kısalıp gündüzlerin uzamaya başladığı 22 Aralık’ta gece gündüzle savaşıyor. Uzun bir savaştan sonra gün geceyi yenerek zafer kazanıyor.
İşte bu güneşin zaferini, yeniden doğuşu, Türkler büyük şenliklerle Akçam ağacı altında kutluyorlarmış. Güneşin yeniden doğuşu, bir yeni doğum olarak algılanıyor.
Bayramın adı NARDUGAN. (nar=güneş, tugan, dugan=doğan) Doğan güneş.
Güneşi geri verdi diye Tanrı Ülgen’e dualar ediyorlar.
Duaları Tanrıya gitsin diye ağacın altına hediyeler koyuyorlar, dallarına bantlar bağlayarak o yıl için dilekler diliyorlar Tanrıdan.
Bu bayram için, evler temizleniyor.
Güzel giysiler giyiliyor.
Ağacın etrafında şarkılar söyleyip oyunlar oynuyorlar.
Yaşlılar, büyük babalar, nineler ziyaret ediliyor, aileler bir araya gelerek birlikte yiyip içiyorlar. Yedikleri yaş ve kuru meyveler, özel yemek ve şekerleme.
Bayram, aile ve dostlar bir araya gelerek kutlanırsa ömür çoğalır, uğur gelirmiş.
Akçam ağacı yalnız Orta Asya’da yetişiyormuş.
Filistin’de bu ağacı bilmezlermiş.
Bu yüzden olayın Türklerden Hıristiyanlara geçtiği ve bunu da Hunların Avrupa’ya gelişlerinden sonra onlardan görerek aldıkları söyleniyor.
İsa’nın doğumu ile hiç ilgisi yok.
“Doğum, Güneşin yeniden doğuşu”
Bu adet Türkler yoluyla Avrupa’ya geçti.
Konunun Noel’le alakası yok.
İznik Konsili’nde PAGAN âdeti görülen bu âdeti İsa’nın doğuşu olarak kabul edelim diyorlar ve bu adet Hristiyanlara geçiyor.
Ama ağaç süsleme pek yok, 16. yy ’da Almanya’da başlıyor, daha sonra Fransa’ya geçiyor ve böylece tüm dünyaya yayılıyor.
İşte böyle sevgili okuyucular.
Bilmem araştırma yazımda anlatabildim mi?
Eski geleneklerimizi sürdürmemizde hiç ama hiçbir sakınca yok.
Dilediğimiz gibi kutlamalarımızı yapalım fakat ne yaparsak yapalım, birbirimize zarar verecek durum ve davranışlardan kaçınalım.
Siz ne demek istediğimi anladınız..!
Tüm sevdiklerimizin 31 Aralık akşamı saat tam 12 de yeni yıla merhaba derken gözlerinde umut ışıkları belirsin.
Eski yılın yanlışları bir kenara bırakılsın ve yeni yılda bunların olmaması için yeni başlangıçlar olsun.
Bana göre sırf bu duyguları yaşattığı, ümit verdiği için sevilmeyi hak eder ışıl ışıl yılbaşı geceleri.
O yüzden özeldir, o yüzden güzeldir.
Dilerim ki bu yeni yılda da umutla dolsun yürekler ve hiç ağlamasın güzel gözler...
Hoş geldin 2017 sefalar getirirsin umarım.
Sağlıkla, mutlulukla ve dileklerinizin olması umuduyla kalınız...