Sanki hiç bitmeyecek gibi gelen yorucu ve gündemi yoğun bir Eylül ayı yaşadık nihayet sonuna geldik.

Eylül 21 de açıklanan YEP yani Yeni Ekonomi Programı; Genel hatları üzerinden bakıldığında, piyasa beklentilerinin ne kadarının karşılandığı tartışmaya açık. 

Yeni Ekonomik Program ile ilgili tartışmalar ve değerlendirmeler daha uzun süre de devam edeceğe benziyor. Bununla beraber, bazı yorumcular Programı ortaya koyduğu hedefler açısından olumlu buluyor, bazıları yetersiz olduğunu iddia ediyor ve bir başka ekip de beklemenin daha doğru olduğunu öne sürüyor.

Açıklanan program; “Dengelenme, disiplin ve değişim” olarak bir YEP’in kurgulandığını belirtilirken enflasyonun 2019’da dengeleneceğini Dengelenme süreciyle eş zamanlı mali disiplinin sağlanacağı söyleniyor ve Üretim ve ihracatta katma değere odaklı değişim yaşanacağı belirtiliyor.

Finansal istikrarın sağlanması ve devamlılığı yönünde alınan ve alınacağı açıklanan tedbirler, parasal politikalar yanında mali disipline öncelik verileceğine ilişkin hedefler, cari açığın azaltılmasına ve dolayısıyla dış kaynağa olan ihtiyacın gerilemesine yol açacak önlemler, katma değeri yüksek yerli üretim tercihi gibi hedefler ile bazı projelerin ertelenmesi olumlu olmakla birlikte, Ülkenin tasarruf hacmi düşük kalması, Kurların aşırı ölçüde yükselmesi sonucu hane halkının alım gücü ve işletmelerin sermaye yapısı zayıflaması olumsuz…Bu itibarla 60 milyar liralık tasarruf yapılması zor gibi duruyor.

Yeni ekonomi programından beklenen nereye nasıl gidileceğine dair bir yol haritası çizmesidir. Genel hatları üzerinden baktığımızda, piyasa beklentilerinin ne kadarı karşılanmaktadır? 

Büyüme ve enflasyon konusunda yapılan tahminler piyasa analistlerinin tahminlerine ve beklentilerine yakın bir tablo çiziyor. Bu yüzden “gerçekçi bir program” denilebilir  şeklinde yorumlayabiliriz. Bu program bugünkü ortamı rahatlatacak mı?

Programda, enflasyon 2019’da yılsonu için %15.9 olarak öngörülmüş, rasyonel bir enflasyon hedefi.. Bu yıl sonunda ise %20.8’de. Ağustos sonuna göre yıl sonuna kadar kabaca 7.5 puanlık ilave enflasyon geleceği varsayılmış. Bu yönden bakınca, oldukça gerçekçi diyebiliriz.

2021’e gelinene kadar ise köprünün altından çok sular geçecek…

Diğer taraftan büyüme rakamlarına bakarsak, %2,3 ve %3,5 yani büyümeden taviz verilmiş, potansiyelin altında bir büyüme kabul edilmiş görünüyor.

İşsizlik cephesinde ise 2019 için %12,1 hedeflenmiş yani büyümedeki zayıflama ile beraber işsizlik oranında bir miktar yükseliş öngörülmüş. 

Cari Açık %3,3 kur etkisi ile ulaşılabilecek bir iyileşme fakat diğer yıllar için öngörülen rakamları yakalama hedefi bana biraz ironik geldi.

Yeni Ekonomik Programda yer verilen önemli noktalardan biri de Türkiye’nin üretim kapasitesinin artırılacağı, katma değeri yüksek ürünler üretileceği ve ihracata yönelik üretim yapılacağı şeklinde konular bulunması. 

Genel anlamda rasyonel yakalanabilir hedefler var diyebiliriz.

2018 ve 2019 kur hedefleri piyasa açısından düşük kaldı beklentiler bittiği için Dolar ilk etapta tepki verdi.. fakat dalga boyunun küçülmesi lazım ki reel piyasada fiyatlamalarda kolaylık sağlansın. Önemli olan kurun seviyesinden ziyade oynaklığın giderilmesidir.

MB önemli bir adım attı ve YEP ortaya kondu; sorunların doğru ortaya konduğu beklentisinin ilk olumlu etkileri ile kurlardaki oynaklığı bir ölçüde dengeledi, CDS’ lerde görüldü ve 550’lerden 350’ li seviyelere indi ve bir miktar piyasalara soluklanma getirdi.

Türkiye ABD ilişkilerinde yumuşama eğiliminde olması ve ‘’Rahip’’ davasında genel beklentinin tahliye yönünde olması da  kuru önemli seviyelere geriletti

Kurdaki yükseliş nasıl bizi 2,5 yıldır krize hemen sokmadı ise, kurdaki düşüş de bizi hemen kurtarmayacaktır. Hatta kur düşüşü ve/veya faiz düşüşü ile ekonomideki temel sorunların çözüleceğini beklemek de büyük bir yanılgı olacaktır.

Olumlu ve iyi bir hava yakalanmaya çalışılıyor ve sanırım başarılı olma yolunda , Ülkenin bütün sorunları ortadan kalkmış değil, nasıl günlerden ve nasıl bir  gündemden bu günlere geldiğimizi unutmamalıyız, az konuşup çok çalışarak bu sakinliğin dinginliğin devam etmesine yardımcı olarak bu günleri daha rahat atlatabileceğimizi hep beraber düşünmeliyiz. 

Kaynak : güncel basın yayın organlarından izlenimler