Can Kıraç

Kıymetli Dostlar,

Sizler gibi ben de her YENİ YAŞIMI yeni umutlarla bekleyenlerdenim.

Bu defa DOKSAN YAŞIMA yaklaşınca değişik duyguları yaşamaya başladım!

İlk düşüncem, doksan yıl yaşamış olmanın şaşkınlığı idi!

Böyle bir hedefe ulaşabileceğimi hiç düşünmemiştim…

Doksan yıl 32 bin 850 gün yaşamak demekti!

Her bir günü yaşarken nelerle 

karşılaştığımı düşünmek, nasıl bir macera  yolculuğu yaptığımı bana hatırlatmış doldu. 

Ve şimdi, bu yolculuğu başardığım için, kendime  “BRAVO CAN” demeye hazırlanıyorum!

*

Eğer sağlığınız ve moraliniz yerindeyse, YAŞLILIK, insan hayatında keyifli bir süreç olabilir. Bu görüşle, 

90 yaşına hazırlanan bir GENÇ İHTİYAR olarak hayatımı irdelemek ve sonuçları sizinle paylaşmak istedim.

*

Yaşlılığın belirgin bir özelliği UYKU konusunda karşılaşılan sorunlardır. Çünkü; insanın yaşı ilerledikçe uykuya olan gereksinimi azalıyor. Benim gece uykusu programımda radyonun önemli bir yeri vardır. Hayatımın son yirmibeş yılında, yatakta kulaklıkla radyo dileme alışkanlığım oluştu. Özellikle internet sayesinde yabancı ülke radyolarına ulaşmak çok kolaylaştı. Bu sayede, dünya olaylarındaki gelişmeleri yatağımdan dinliyor ve olayları yorumlayan programlardan yararlanıyorum. Şunu da belirtmek isterim; gece uyandığım zaman televizyon izlemekten uzak duruyorum. Gece televizyonu insanı daha uyanık tutuyor.

*

Bir çok dostumu kaybetmiş olmama rağmen, çevreme bakınca, yaşlanmış insanların çoğaldığını algılıyorum. 

Babam 1954 yılında vefat ettiği zaman 57 yaşındaydı. O gün, ben 

27 yaşımdayken, babamın yaşına kadar yaşamayı kendime hedef seçmiştim. Halbuki, bugün 90 yaşıma adım atarken yaşamaktan büyük mutluluk duyuyorum. Çünkü; yaşlılığın beni olgunlaştırdığını hissediyorum. Yaşanmış olan yıllarda kazandığım deneyimlerin bilge(!) kişiliğimi zenginleştirdiğini görüyorum. Çevreme olan sevgimin güçlendiğini yaşıyorum.

Her canlıya hayranlık duyuyorum.

Bu iyimserliğimin temelini araştırınca bir sürprizle yüzleşiyorum! 

Planlı yaşamak yerine, fırsatları değerlendirerek (spontane), kendi gündemimle yaşamak...

Son anda kararlaştırılan yurtiçi - yurtdışı KISA süreli seyahatlerden keyif alıyorum.

Çünkü, Eşimin Alzheimer rahatsızlığı sebebiyle ondan günlerce uzak kalmak istemiyorum. 

Bu yaşımda GS futbol maçlarını Arena'da izlerken  büyük heyecan duyuyorum.

Alkışlara, haykırışlara katılıyorum...

 *

Kitaplara olan merakıma gelince:

Evimin her odasında (banyo dahil!) küçük bir kütüphanem var. Kitaplar bana heyecan veriyor ve öğrenme merakımı tetikliyor. Ancak, bir itirafta bulunmak istiyorum; okumaya başladığım her kitabı bitirdiğimi söyleyemem!

*

Hayatımda; "yazı yazma" tutkumun ayrı bir yeri var. 

Bu tutkumu sürdürürken  bilgisayarın bütün hünerlerini kullanıyorum. 

Böylece "teknoloji"ye olan hayranlığımı ve deneyimlerimi her gün yeniliyorum 

*

Bugün, toplumsal ve bireysel yaşamın her alanında gerçekleştirilmiş olan gelişmelere, kazanılmış olan deneyimlere ve alınan derslere rağmen, nasıl bir ÇARESİZLİK  içine yuvarlandığımızı görüyor, bunaldığımızı yaşıyorum. 

Bu karamsarlığa ragmen, diliyor ve umuyorum ki; Türkiye’nin akıllı insanları,  bu defa, bütün güçlükleri yenecek anlayışa ve erdeme kavuştuklarını kanıtlasınlar.

*

YAŞLILIK; yeni başlayan SABAH,

GENÇLİK; kaybolup giden AY gibidir."

Hz.Ali

 *

Size,

Yaşlılığınızın GEÇ başlayıp

HUZUR içinde tamamlanmasını diliyorum...