Sinan SARI

İSTANBUL- Cinsel tacizler, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ne yazık ki, gündelik hayatta sık sık karşılaşılan olayların başında geliyor. Yolda, trafikte, işyerinde, okulda her yerde. Alegorik destansı hikâyeler gibi yer ve zaman tanımayan bu eylemler artık cezasız kalmayacak.
İstanbul’da yaşıyor iseniz hele bir de otomobiliniz varsa taciz kaçınılmaz oluyor. Tacizin durumuna göre etkisi yıllar sürebiliyor. Trafikte cinsiyet ayırmaksızın hemen herkesin başına mutlaka gelmiştir. 
Psikolojik bir hastalık olan “taciz” eylem sonrası mağduru “psikolojik hasta” ediyor. Ve tedavisi yıllar sürebiliyor.  Kimi insanlarda ise etkisi hemen ortaya çıkıyor. Geçtiğimiz günlerde yolda yürürken taciz edilen kızın bayılma görüntüleri medyaya yansımıştı. Bu durum kişiden kişiye farklılık gösteriyor.
Cinsel taciz ve saldırı diğer nedenler yanında toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan bir ayrımcılık formu ve farklı biçim ve düzeylerde de olsa toplumsal yaşamın her alanında sık karşılaşılan bir olgudur. Ayrıca cinsel taciz ve saldırı, mağdurlarını çok çeşitli biçimlerde olumsuz etkileyebilen bir hak ihlali olması nedeniyle suç teşkil ediyor. İş ortamında yaşanan tacizler, kişilerin çalışma durumlarını çok çeşitli biçim ve düzeylerde olumsuz etkiliyor. Hiyerarşik ilişkilerin hâkim olduğu kurumsal ortamlarda, tacize uğrayanların bunu dile getirmede yaşadıkları zorluklar nedeniyle, çoğu zaman taciz görünmez kılınmakta ve hem kişi hem de kurumsal ortam bu durumdan zarar görüyor. Daha çok kadınlara karşı bir ayrımcılık biçimi olarak işlendiği açık olmakla birlikte, cinsel yönelim ve cinsel kimlik nedeniyle de bazı kişiler tacizden etkileniyor. Ayrıca, cinsel taciz ve saldırının erkeklere de yönelebilmesi ve aynı cinsten kişiler arasında gerçekleşmesi de mümkün oluyor.

Mobbing kurbanı mısınız?

Günümüzde işyerlerinde oluşan bir taciz kavramı daha var; “Mobbing”. Yıldırma veya iş yerinde psikolojik terör anlamında bir kelimedir. Özellikle hiyerarşik yapılanmış gruplarda ve kontrolün zayıf olduğu örgütlerde, gücü elinde bulunduran kişinin ya da grubun, diğerlerine psikolojik yollardan, uzun süreli sistematik baskı uygulamasıdır. Son dönemde sosyoloji ve hukuk başta olmak üzere çeşitli alanlarda disiplinler arası çalışılan bir konu haline gelmiştir Fiziksel olmayan psikolojik bir saldırı olan Mobbing ile ilgili basına, "Top sakal davası" olarak yansıyan dava Türk Telekom'a karşı açılmıştır. Türk Telekom'da şef mühendis olarak çalışan Bülent Atuk Ankara İş Mahkemesi'ne yaptığı başvuruyla, kendisine uygulanan sistematik psikolojik tacizin tespitini ve manevi tazminat ödenmesini talep etti. 2010 yılında karara bağlanan davayla mahkeme, Şef Mühendis Bülent Atuk'a mesleğine uygun iş verilmeyerek, çöp tenekesi, perdesi, kalorifer tesisatı, telefonu, bilgisayarı askısı olmayan odada yıllarca tek başına oturtulmasını, top sakal bırakması nedeniyle hukuka aykırı disiplin cezaları verilmesini sistematik psikolojik taciz (mobbing) kabul ederek şirketi manevi tazminat ödemeye mahkûm etti.

İşte taciz sayılabilecek eylemler

Yargıtay tarafından suç kabul edilen hareketler:  Yolda yürürken ıslık çalmak, eliyle gel işareti yapmak, ve takip etmek, Cinsel organ göstermek, Cinsel ilişkiye girmek istediğini telefonla, mesajla veya doğrudan söylemek, “Seni öpebilir miyim?” demek, “Haydi birlikte kaçalım” demek, Arkadaş olmak istediğini söylemek, “Hepsi senin mi?” şeklinde laf atmak, Telefonla arayarak, karşı tarafın sesini dinlemek ve ayrıca öpücük atmak, “Merhaba, tanışabilir miyiz?” şeklinde mesaj atmak

Tacize karşı savunmasız değilsiniz

Ülke gündemine dahi oturan taciz vakalarının artması karşısında sanılanın aksine mağdur ve mağdur yakınlarının hukuki hakları olduğuna dikkat çeken Avukat Tamer Kulaçoğlu; Türk Ceza Kanunu’nda bu tür suçları işleyenlerin ceza alabileceğini belirtti. Cinsel taciz suçunun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 105. maddesinde düzenlendiğini hatırlatan Tamer Kulaçoğlu maddeye göre; bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikâyeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası verilebileceğini, fiilin çocuğa karşı işlenmesi halinde ise altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunabileceğini söyledi.
Cinsel taciz suçunu, sadece fiziksel taciz temelli olarak algılamanın doğru olmayacağını vurgulayan Av. Tamer Kulaçoğlu, olayın gerçekleşme şekline göre, sözlü yazılı ya da elektronik ortamda gönderilen mesajlarında mahkemelerce cinsel taciz içerikli olarak değerlendirilebileceğini belirtti.
Kulaçoğlu, cinsel tacizlere uğrayan mağdurların asla kendilerine yapılan bu tür hareketlere katlanılmak zorunda olmadığını belirterek sözlerini şöyle noktaladı: Bu tür davranışlara maruz kalan mağdurların derhal gerekli başvurularını süresi içinde yapılması yoluyla hem faillerin cezalandırılması sağlanabilir hem de bu davranışlara daha fazla maruz kalınması önlenebilir.”

Yasalar mağdurun yanında

Türkiye İstatistik Kurumu ve Adalet Bakanlığı’nın son rakamlarına göre cinsel taciz mağduru sıfatıyla güvenlik birimlerine giden veya götürülenlerin sayısı yüz binlerle ifade ediliyor. Yetkililer bu durumun vahim ve trajik bir durum olduğunu belirterek cinsel tacizin bir kader olmadığına, hukuk temelindeki hakların da azımsanmaması gerektiğine dikkat çekiyor.
Türk İş Hukuku iş yerinde oluşabilecek cinsel tacizle ilgili ayrıntılı maddelere ve düzenlemelere sahip. Bu kanuna göre iş yerinde cinsel tacize uğrayan bir kişi; İş yapmaktan kaçınma hakkı kapsamında çalışmayı reddedebilir, İşçinin haklı nedenlerle derhal fesih hakkı kapsamında iş akdini feshedebilir, Maddi ve manevi tazminat ya da devam eden bir tecavüz durumunda tecavüzün tespiti ve durdurulmasına yönelik davalar açabilir.

Tacize uğrandığında şikâyetçi olmak şart

Kulaçoğlu yaptığı değerlendirmede cinsel tacize uğrayanların bunu afişe etmeyerek ya da bilinmesini istemeyerek hukuki haklarını kullanmadıklarını-belirterek, TCK’nın bu konuda yaptırımları olduğunu vurguladı. Kulaçoğlu: “Somut örneklerle açıklamak gerekirse, laf atmak, cinsel bölgelerini göstermek, mesaj yollamak, cinsel bölgelerinin fotoğraflarını yollamak, cinsel ilişki teklif etmek gibi fiiller marifetiyle kişinin rahatsız edilmesi cinsel taciz suçu. Ancak cinsel taciz suçunun soruşturulması ve kovuşturulmasının mağdurun şikâyetine bağlı. Dolayısıyla mağdur failden şikâyetçi olmadığı takdirde, fail hakkında bu suçtan dolayı herhangi bir işlem yapılmaz. Bir diğer önemli husus da şikâyetin bizzat mağdur veya vekili tarafından yapılması. Şikâyet kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan, üçüncü bir kişinin başvurusu failin cezalandırılmasına yetmeyecektir. Ancak mağdur küçük ise onun yerine kanuni temsilcisi de şikâyet hakkını kullanabilir” dedi.

TCK’ya göre yaptırımı nelerdir?

Çıkarılan kanunlar ile asıl hedefin, cinsler arasındaki ilişkileri sıkı bir disipline sokmak, rızaya dayalı ilişkileri önlemek, belirli bir cinsel ahlâkı dayatmak, ifade özgürlüğünü ve özgür tartışma ortamını engellemek, cinsel içerikli her tür kişisel gerilim ve rahatsızlıkları resmi süreçlere dâhil etmek değil, asıl olarak cinsel taciz ve saldırı konularında farkındalık yaratmayı, taciz sayılabilecek davranışları engellemeyi ve mağdurları desteklemeyi amaçlamaktadır. Ayrıca kanunlarla, cinsel tacize uğrayanların, kendilerini daha net ifade etmelerini ve istenmeyen yaklaşımları durdurmak yönünde güçlenmelerini sağlama amaçlanmalıdır.
Cinsel taciz 2004’te düzenlenen TCK’ya göre bir suç sayılmakta, tacizde bulunan kişiye mağdurun isteği doğrultusunda ceza veriliyor. Özellikle feminist hareketlerin etkisiyle 2005’te bu maddeye bir durum daha dahil edildi. TCK’nın 105. maddesinin 2. fıkrasında yapılan düzenleme ile iş yerinde gerçekleşen cinsel taciz eylemi hiyerarşiden ve güç eşitsizliğinden dolayı nüfuzu kötüye kullanmak kapsamında değerlendirilmekte ve aynı iş yerinde çalışmanın getirdiği rahatlık da göz önünde bulundurularak cinsel taciz suçuna verilecek ceza yarı oranında arttırıldı.