Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı üzerine, eline aldığı Türk bayrağıyla sokağa çıktığını belirten Cingöz, o gece yaşadıklarını hiçbir zaman unutamayacağını ifade etti.
Meydanda toplandıktan sonra ellerindeki bayraklarla, marşlar eşliğinde yürüyüşe geçtiklerini aktaran Cingöz, "4. Levent'e kadar yürüyerek geldik. Yürüyüş yolu orada tıkandı ve köprüye varamadık. Millet sel gibiydi o sırada. Bu esnada üzerimizden savaş uçakları geçmeye başladı. Hainler halkı panikletmek istedi ama millet umursamadı." dedi.
Cingöz, sabaha karşı hala meydanda olduğunu, ortalığın biraz olsun sakinleştiğini gözlemlediğini söyledi. Buna rağmen sokağı boş bırakmadıklarının altını çizen Cingöz, yaralanma anını şu sözlerle ifade etti:
"Sayın Cumhurbaşkanımız dedi ki, 'Ben kefenimi giydim, geliyorum. Siz de sokaklara çıkın'. O çağrıdan sonra tüylerim diken diken oldu. Kendimi sokağa attım ancak sabaha karşı üzerimize ateş edildi. O anda iki mermi gözümün önünden geçti, yere yıkıldım ve sonrasını hatırlamıyorum. Gözümü ambulansta açtım. Hastaneye kaldırılmıştım ve ikinci kez gözümü açtığımda ameliyat olmuştum. Sağ göğsümün altında kaburgalarıma bir mermi saplanmıştı. Doktorlar onu çıkardı ve 'Çok şanslısın, kalbine gelseydi şu anda hayatta değildin.' dedi."
Ameliyat sonrasında meydanı boş bırakmamak için rapor dahi almadığına değinen Cingöz, tedavisi sonrası taburcu olduğunu ve her akşam katıldığı mitinglerde en ön saflarda yer aldığını vurguladı.
Cingöz, merminin sağ tarafına değil de sol tarafına gelmesi halinde hayatta olamayacağını bildiğini ancak buna rağmen vatanını savunmak için göğsünü siper etmeye her zaman hazır olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin, hiçbir zaman bölünemeyeceğine işaret eden Cingöz, "O gece şunu da gördüm, sürekli hükümeti eleştiren çevremdeki insanlar bile o gece bayraklarını alıp sokaklara döküldü. Bu millete zaten bir şey demelerine gerek yok. Yeri geldiği zaman kenetlenmeyi biliyor. Ben buna şahit oldum." dedi.
