Nasıl “Koç” oldunuz? Bu yola nasıl girdiniz? Biraz anlatır mısınız?

Koç eğitimlerinde mevsimleri anlatırız. Gelişim alanlarını ifade etmek için. Ben hep şunu anlatırım Ben aslında emekli olduktan sonra yani yaşamımın son baharında ilk baharımı buldum. Biliyorsunuz ki 60 yaş her şeyin daha da yavaşladığı bir yaştır. Ama ben kendimi birden bu şirkette Genel Müdür Koltuğunda buldum. Çünkü yeğenim ve bu şirketin kurucusu olan Ersin kan kanseri olmuştu. Bana “Tek umudum sensin Teyze” dedi. “Bu şirketin başına geçmelisin…” Sonra bir yandan hastaneye giderken diğer yandan da ders çalışmaya başlamıştım. Uluslar arası Koçluk kriterlerini yerine getirmek için… Daha sonradan yeniden doğmuş gibi oldum..  Tabi Gençlerle birlikte çalışmak bana ilkbaharı yaşadığımı hissettirdi. Şimdi burada onlarla birlikte olmaktan çok mutluyum.

Son zamanlarda Yaşam Koçluğu çok popüler oldu. Kime sorsam “Dur bir yaşam koçuma danışayım” diyor.  Bence çok havalı bir şey yaşam koçu olmak. Hava atıyoruz da bir yaşam Koçunda olması gereken özellikler nelerdir? Herkes kolayca “Koç” olabiliyor mu?

Benim kişisel görüşüm koç olmak isteyen kişinin donanımının çok iyi olmasıdır. Deneyimler, Geçmişte kazandıkları beceriler bir koçta olması gereken en önemli özelliklerdir. Yaşam Koçu olmanın bir eğitimi vardır. Ve bu eğitim ciddi bir eğitimdir. Ben yaşam koçuyum diye kendini ortaya atanlara “Tamam çok güzel de bu işin eğitimini almanız gerekir” diyorum. Piyasada çok ciddi okullar var. O okullardan sonra hangi alanda uzmanlaşmak istiyorsanız onu seçebilirsiniz. Yönetici Koçluğu mu? Ebeveyn Danışmanlığı mı? Yoksa Koç yetiştirmek mi? Elbette bu seçimlerin hepsi çok değerli. Yaşam Koçu öğrenen zihniyettir.  Merak eden kişidir. Danışanının ne yaşadığını ne istediğini merak eden kişidir.

Tabii bu eğitimler oldukça maliyetli olsa gerek…

Evet bu ciddi bir yatırımdır. Bir takım kriterleri tamamlamış bir koçun eğitimi 3,5 yıl sürüyor.

Eğitimin haricinde bir Koç’tan ne gibi meziyetler bekliyorsunuz?

Bunun dışında bazı adaylar Liderlik eğitimleri alıyorlar, bazıları tasavvuf eğitimi. Aslında bir kriter yok. Önemli olan sürekli gelişim.  Zaten koçlar sürekli eğitim alır. Biz buna öğrenme açlığı diyoruz.

Eğitimin haricinde Koç,  kendi kendiyle bütün olabilmeli. Anda, akışta kalabilmeli. Farkındalığı yüksek olmalı. Kendini yönetebilmeli. Çünkü bize ihtiyacı olan kişi sorun ile geliyor.

      


 “Empati evet, ama sempati hayır…”  

Bir koçtan istediğimiz en önemli şey empati yapmasıdır.  Fakat biz Koçun sempati yaparak danışanla birlikle ağlamasını istemiyoruz.  Koç, hem danışanla bir bütün olmalı hem de ona dışarıdan bakabilmelidir. Bu çok zor bir iştir… Yaşam koçu aslında birlikte çalıştığı kişiye yol arkadaşı olur. Fakat geçmişteki travmaları çözmez. Onların tıbbi karşılığı vardır ve mutlaka ilgili danışanı Psikiyatriste yönlendirirler.

Adler’in mezun ettiği kaç koç var?

Bizim  mezunlarımız 1000 ‘i aştı. Çok iyi okullar var. Fakat kirlenme de var. Bunu da her sektörde olduğu gibi önlenemez olduğunu düşünüyorum. Fakat kalite arttıkça bir takım şeyler değişecektir.

Çok sakin ama bir o kadar güçlü duruyorsunuz…Peki sizin edindiğiniz Spiritüel Deneyimler neler?

Yaşam yolculuğunda değişim ve dönüşüm çok değerli. En önemli değerim yaradana olan inancımdır. Ben bütün dinlerin ve öğretilerin insanı tamamladığını düşünüyorum. Bir pramit gibi bunlar insanı yukarıya taşıyor. Bu bütünsellik içinde kendimi zerre olarak görüp öğrenmek adına arayıştayım. Öğrenmeler kolay değildir. Bazen acı verir ama neticede öğrenirsiniz. Her öğreti bende bir basamak alattı. Sabır, bütüne bakmak, kendinle barışmayı öğrenmek, empatiyi hissetmek, içindeki ilahi sevgi ile insan sevgisini bütünleştirmek. Bunlar zamanla olan şeyler. Eskiden çok sabırsız, icabında fevri davranan bir kadındım. O insandan farklı bir yapıya zaman içinde dönüştüğümü görüyorum. Etrafımdan da o hissi alıyorum.

Ben de çok fevri bir kadınım aslında…

İsterseniz değişirsiniz. Beni tanıyanlar ne kadar sabırlı olduğumu, ne kadar sakin baktığımı söylüyorlar. Bu kolay olmadı. İyi şeyler de öğretir, hatalar da öğretir. İyi şeyler size durduğunuz noktanın ne kadar doğru olduğunu öğretir.  Özellikle iş hayatında hem güçlü hem de sakin kalmak zordur.

     

“Şirketler Koçluk ve Liderlik eğitimine yatırım yapmaya başladı!”

Evet, çünkü bunu gördüler. Güçlü lider paylaşan, gerektiğinde geride duran, sabırlı insandır. İş arkadaşlarıyla paylaşıp eğlenmeyi bilendir. Yurt dışında artık mutluluk ölçümü yapılıyor. Evde ve iş yerinde mutluluk paraleldir. Birbirimize neye ihtiyacımız varsa söylemekten çekinmemeliyiz. Güçlü olmaya gerek yok. Karşımızdaki insan her zaman her şeyi anlamayabilir.  Benim sana ihtiyacım var demek, sevgine ihtiyacım var demektir aslında.

Söylediklerinizi hap gibi yutmak istiyorum. O kadar güzel anlatıyorsunuz ki…

Kendinizi akışa bırakın, gönlünüze, kalbinize güvenin o size en doğru yolu gösterecektir.

İnsanlar şu anda çok ilginç bir dönemdeyiz. Manevi şeylere çok ihtiyacımız var. Bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?

İnsanlar kalpleriyle dinledikleri zaman daha iyi olacağını düşünüyorum. Her birey  bakış açısını değiştirdikçe başkasını da  değiştirebilir. Bu domino taşı gibidir. Her birey çok şey yapabilir. Biz küçük bir grup bir araya gelsek bile dünya değişir.Ben bu yaşımda inanın umutluyum.Kalp ve beyin dengesini nasıl kurabiliriz? Beyin de önemlidir. Ama asıl kalp önemlidir. Gerçekten kendimizde durduğumuz zaman seçimlerimiz iyi olur. Hesap- kitap yaptığımız zaman ise genelde o seçimlerin sonucu pek iyi olmaz. Kendimize ne kadar inanıyoruz? Kendimizde kaldığımız takdirde hep ileri gideceğiz. Küçücük dememek gerekiyor. Yapılan en ufak bir iş bize sonunda daha büyük doğrular olarak geriye döner.