Murat Günhan

Murat Günhan; Kaç yaşında tanıştın spor hayatı ile?

Samet Özbütün; Çocukluk dönemimden beri hareketli olmayı sevmişimdir. Fakat lise çağlarımda voleybol benim için bir tutku halindeydi. Okuduğumuz okulun bahçesinde bulunan voleybol sahasında arkadaşlarımla aramızda ufak turnuvalar düzenleyip vaktimizin çoğunluğunu maçlarımıza ayırırdık. Tabi ki derslerimizi ihmal etmeden yani sporlarla tanışmam ergenlik yaşlarına dayanıyor. 15-16 yaşları arası.

Günhan; Neden spor?

Özbütün; İnsan, çocukluktan yaşlılığa kadar hem fizyolojik hem de psikolojik olarak gelişen ve değişen bir varlıktır. Bu gelişim sürecinin daha sağlıklı ve olumlu geçmesi amacıyla spor hayati bir önem taşımaktadır. Öncelikle sporu sağlımız için estetik bir kaygı güdmeden yapmalıyız. Zaten devamında iyi bir görüntü fit bir duruş illaki sonuç olarak bize geri dönecektir. Bu yüzden sporu hayatımıza bir şekilde dahil etmeli ve bunu bir yaşam biçimi olarak görmeliyiz. Günümüzde birçok alanda başarılı olma sırrı aslına bakılırsa yine spordan geçmektedir. Bu yüzden günlük yaşantımızın telaşına kapılıp sporu es geçmemeliyiz. Çünkü düzenli yapılan spor aynı zamanda kişisel özgüveni artırır. Bağışıklık sistemimizi güçlendirir. Günlük yaşantımızda karşılaştığımız stresi azaltır ve stresten korur. Uykumuzu düzene koyar, eklem fonksiyonlarının gelişmesine yardımcı olur, hafızayı keskinleştirir, kas gelişiminizi sağlar ve daha da önemlisi insanı mutlu kılar. 

Günhan; Üniversite mezunu musun?

Özbütün; Marmara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi spor yöneticiliği mezunuyum.

Günhan; Sporcu olmak için üniversite bitirmek gerekiyor mu?

Özbütün; Spor Bilimleri Fakülteleri elbette sporla ilgilenen kişilere çok şey katıyor. Fakat alaylı diye tabir ettiğimiz ve kendini bu alanda çok iyi geliştiren spor eğitmenleri de var hatta birçok spor branşında ülkemize madalyalar kazandıran kendini zor şartlarda yetiştiren sporcularımızda yok değil. Bu iş biraz da gönül işi sabır, disiplin ve çalışmakla istemekle her şey oluyor. Yeter ki inanmak ve inandığınız yolda mücadeleci olmanız gerekir. 

Günhan; Kaç yıldır spor yapıyorsun?

Özbütün; Ergenlik çağlarımdan beri sporla iç içeydim. Ama profesyonel olarak spor eğitmenliğim anlamında yaklaşık 6 senedir eğitmenlik yapmaktayım.

Günhan; Sporda uzmanlık alanın nedir?

Özbütün; Asıl uzmanlık alanım Mat Pilates ve Reformer Pilates eğitmenliği, aynı zamanda ülkemizde son yıllarda yaygınlaşan EMS (electro muscle stimulation) alanında da eğitmenlik yapmaktayım.

Günhan; Her gün mü spor yapıyorsun?

Özbütün; Şuan aktif olarak EMS (electro muscle stimulation) antrenörlüğü yapıyorum zaten bunun dışında kendime belirlemiş olduğum program dâhilinde kendi kişisel antrenmanlarımı da yapmaktayım. İzlemiş olduğum programda haftanın 5 günü kişisel antrenmanlarımı yapıyorum. Ama sayılara takılı kalmamak gerekli asıl önemli olan yaptığım antrenmanın verimli geçmesi, antrenman, beslenme ve uyku düzeni çok önemli spor yapmak kadar kasları dinlendirmekte gereklidir.

Günhan; Spor yapmandaki amacın nedir?

Özbütün; Spor yapmak ve yaptırmak artık benim için ihtiyaçtan ziyade alışkanlık haline geldi bu alışkanlık benim hem hobim hem de işim bu konuda şanslı olduğunu düşünenlerdenim. Fiziksel, ruhsal ve mental düşünce olarak yaşadığım değişimi seviyorum bu aynı zamanda disiplini de hayatımın bir parçası haline getiriyor. Her işte olduğu gibi, disiplin günlük yaşantımızı kolaylaştıran bir unsur, Kazandığım birçok başarının altında disiplin ve emek olduğuna inanıyorum. 

Günhan; Herkes bir anda iyi bir vücuda sahip olmak istiyor. Bu sabırsızlığın sebebi nedir?

Özbütün; Her an değişen ve gelişen dünyada özellikle metropol yaşamda spora vakit ayırmak artık insanlar için bir lüks haline gelmekte, iş yoğunluğunun stresi ve yollarda geçen zaman spora ayrılan vakti kısıtlıyor. Günümüzde sosyal medyada yayınlanan fotoğraflar ve videolarda o muhteşem fizikler insanları özentileştiriyor ve sabırsızlaştırıyor. Maalesefki spora toplum olarak doğru vakti ayırmıyoruz, bu nedenle sabırsızlaşıyoruz. Halbuki düzenli olarak günlük yaşantımıza sporu ve doğru beslenmeyi bir alışkanlık haline getirsek hem sağlığımızı hem de fiziğimizi korumuş oluruz.

Günhan; Tedavi amaçlı gelen üyelerin var mı? Ne gibi şikayetten dolayı spor yapılıyor?

Özbütün; Evet tedavi amaçlı gelen üyelerim de var. Genellikle bel fıtığı, kifoz (kamburluk), skolyoz (göğüs veya bel bölgelerinde görülebilen yana doğru eğrilik), lordoz (belde ki normal çukurluğun artmasıyla oluşan bir duruş bozukluğu) gibi postür bozukları şikayetleriyle gelen kişiler aynı zamanda çağımızın hastalığı olan obezite gibi rahatsızlıklardan gelen üyelerim mevcut. Bu tip rahatsızlıkların görüldüğü kesim ise daha çok uzun saatler masa başı yani ofis ortamında yada mobil olarak çalışanlardır. Hareketsiz bir yaşam da bu hastalıkları etkileyen ve ilerlemesine neden olan en büyük unsurdur. Dolayısıyla spora aynı zamanda bir tedavi yöntemi olarak bakılmalıdır.

Günhan; Spor ve diyet ikisi aynı anda yapılabilir mi?

Özbütün; Aslına bakarsanız spor her yaş için gerekli, sağlıklı beslenme de öyle. Bu nedenle egzersiz yapmadan diyet, diyet yapmadan egzersiz olmaz. İkisi bir bütün, özellikle menopoz döneminden sonra kadınların kilo vermesi zorlaşırken erkeklerin de 40 yaşından sonra kilo vermeleri zorlaşmaktadır. Bu nedenle sağlıklı yapılan bir beslenme programı ile diet yapmak şart yanında spor kesinlikle gerekiyor. Unutmayalım, diet kilonuzu değiştirirken, egzersiz de vücudunuzu şekillendirir.

Günhan; Kaç yaşında spora başlamak gerekiyor?

Özbütün; Spor çocukların fiziksel, ruhsal ve mental olarak gelişimini etkilyen çok önemli bir araçtır. Aynı zamanda spor yapan çocukların özgüveni artarken yeni arkadaşlar ediniyorlar. Günümüz koşullarının etirdiği hareketsiz yaşam çocuklarımızı da çok etkilemekte, erken yaşta özel antrenmanlar yaptırmak yerine daha temel ve teknik üzerine çalışmaları gereklidir. Çocuğunuza uygun spor dalını seçmek konusunda ise ilgi duyduğu ve sevdiği alanlara yönledirmek, çocuğunuzun motivasyonunu da yükseltecektir.

Gelişim sürecinde ise 2-3 yaş arası çocukların daha çok koşma, jimnastik, zıplama, yürüme, dans etme, uzman bir eğitmen eşliğinde suda hareketler yapması gibi temel hareketlerden başlamalıdır. 4-6 yaş grubu çocuklar da ise yine dans etme, jimnastik, ip atlama, bisiklete binme gibi aktivitelere yönelmelidir. 7-10 yaş arası çocuklar artık branşı olan spor dallarına katılabilir, futbol, basketbol, voleybol, tenis, yüzme vb. yakın spor dallarında ki temel eğitimlerine başlayabilirler. 10 yaş ve üzeri daha önceki seçtikleri spor branşları üzerine organize olarak çalışmaya devam edebilir aynı zamanda birkaç yıl sonra ise kuvvet gerektiren boks, tekvando, karate gibi diğer branşlara da devam edebilirler.

Günhan; Şu anda değişik bir sistemle insanları fit bir vucuda dönüştürebiliyorsun. Bundan bahseder misin?

Özbütün; Ülkemizde son zamanlarda yaygınlaşan bu hızlı ve farklı sistemin adı EMS (electro muscle stimulation) yani elektriksel kas uyarımı sistemidir. Bunun için özel olarak tasarlanmış cihazlar sayesinde kişiler kendi bedenlerine uygun kıyafet ve ekipmanları giyerek bu cihaza bağlı olarak antrenmanlarını uzman bir eğitmen eşliğinde yapmaktadır. Kas gruplarını ayrı ayrı çalıştırmak yerine tüm kasları bir arada çalıştırmak ilkesine dayanır. Alışıla gelmiş geleneksel spor aktivitelerden farklı ve daha etkilidir. Bu antrenman metodunda vücudumuza dışarıdan daha yoğun kas kasımları gelerek ana kas grupları dahil vücudumuzda en ince kas fibrillerine kadar kaslarımızı harekete geçirerek çalıştırır. Hafta 1 25 dakikalık yapılan ems antrenmanı spor salonunda yapılan 4-5 saatlik spor yapma etkisini yaşatmaktadır.

Günhan; Bu sistemin vücuda herhangi bir zararı olur mu?

Özbütün; Vücudunuza dışarıdan elektriksel uyarılar şeklinde gelen modüle edilmiş bu frekanslar vücudunuzda zarar görebilecek organlara ulaşmıyor, sadece belirlenmiş olan kas gruplarını hedef aldığı için bir zararı yoktur. Yapılan araştırmalara göre spor yapabilen sağlıklı insanlar için hiçbir yan etkisi olmadığı ortaya çıktı. Hatta tam tersine bu sistem birçok pozitif etkiye sahip. 

Günhan; Üye sana ilk geldiğinde nasıl bir program grafiği izliyorsun?

Özbütün; İlk olarak ems sistemiyle birlikte antrenman yapmak isteyen üyelerimizin hedefleri ve neyi amaçlayarak geldikleri çok önemli. Çünkü birebir antrenmanlarda karşı tarafın ne istediğini bilmek amaca uygun çalıştırmak gereklidir. Eğitmen olarak da benim en çok dikkat ettiğim durumlar da üyenin daha önce bir spor geçmişi olup olmadığı, geçirdiği önemli bir hastalık yada sakatlanması var mı? Yok mu? Postür bozukluğu yani duruş bozukluğu olup olmaması, anatomik yapısının nasıl olduğu ve beslenme düzenini sorgulamaktır. Bu bilgiler eşliğinde kişiyi rahatsız eden sağlık ve görsellik anlamında ki talepleri dikkate alıp, kişiye özel antrenmanlar doğrultusunda düzenli bir programla üyelerimi çalıştırmaktayım.

Günhan; Bir seans kaç dakika sürüyor?

Özbütün; EMS (electro muscle stimulation) elektriksel kas uyarımı antrenmanı haftada 1 veya en fazla 2 gün 25 dakikalık bir antrenman süresinde gerçekleştiriliyor.

Günhan; Kişi spor yapmak istiyor fakat maddi durumu elverişli olmadığı için salona gelemiyor. Evde ne gibi hareketler yaparak kişi kendi formunu koruyabilir?

Özbütün; Sporu günlük yaşantımıza dahil etmek gerekir. Bunun içinde maddi olarak çok iyi bir durumda olmaya da gerek yok. Sporda en önemli durum devamlılıktır. Evinize yakın açık bir alanda düzenli yapacağınız yürüyüşler yada interval dediğimiz bir yürü – bir koş metodu metobolizmamızı hızlandırarak vücudumuzun yağ yakımına geçmesine yardımcı olacaktır. Bunun dışında yine evde belirlediğiniz uygun bir alanda temel hareketler olan şınav, barfiks çekmek yada squad ve mekik gibi hareketleri de uygulamak vücudumuzu şekillendirerken aynı zamanda yine vücudun yağ yakımına geçmesini sağlar. Evde hergün yapacağınız 20 dakikalık bu çalışmalar bile gözle görülür farklar ortaya koyar.

Günhan; Hedeflerin var mı? Nedir?

Özbütün; Sporun içinde olmak en büyük hedefimdi ve bunu başardığıma inanıyorum. Umarım bu yolda daha çok insana yardımcı olmaya çalışıp sporun faydalarını daha büyük kitlelere yayabilirim.

Günhan; Spor yapmadığın zamanlarda neler yaparsın?

Özbütün; Spordan arta kalan zamanlarımda ise sosyalleşmeye çalışmak ve yeni insanlar tanımak bana iyi geliyor. İnsan bir bütün ve ruhumuza da bedenimiz gibi iyi bakmalıyız. Bunun için daha çok sanatsal faaliyetlere de katılmaya çalışıyorum. Tiyatro, sinema, opera gibi.

Günhan; Sporun hayatındaki yeri nedir? 

Özbütün; Spor benim için bir iş yada bir zorunluluk değildir. Severek yapıyorum çünkü sağlıklı ve mutlu yaşamanın en önemli yolun spordan geçtiğini düşünüyorum bu yüzden de hayatımın daha büyük kısmını spor kaplıyor.