Son günlerde bazı Türkiye vatandaşlarının işgal altındaki Azerbaycan topraklarına giderek orada bölücü Saakyan rejimi ile konuşmalar yapması üzücüdür. 

Karabağ savaşında şehitlerimiz var. Bir milyondan çok insan hala evsiz, kendi topraklarına hasret. Karabağı vahşi formada gasp eden ve Hocalıda olmazın katliamlar yapan ermeni bölücü başlarının Karabağdakı hiçbir dünya gücü tarafından tanınmayan illegal rejimini ziyaret etmek Türkiye aydınına, yazarına yakışan durum değildir.

Azerbaycan şimdi oraya izinsiz gidenlerle ilgili soruşturma başlattı. Türkiye Dışişleri Bakanlığı da vatandaşları uyardı.

Düşüncesinin ne olmasından asılı olmayarak, ister sağcı ol, oster solcu Karabağda yaşanan insanlık suçuna ses çıkaramıyorsanız, bari ziyaret de etmeyin. Gitmeyin. Karabağ işgaldan kurtulunca, türk olduğu için insanları katleden faşistler yargılanınca Azerbaycan her şehri için kardeş ülkenin turistlerine kucak açacaktır her zaman.

Mustafa Kemal Atatürk derdi ki, “Azerbaycan sevinci sevincimiz, kederi ise kederimizdir”.

Büyük liderimiz Haydar Aliyev de tarihlerde kalan “Bir millet, iki devlet” cümlesini her yerde söylerdi.

Yazarlık, gazetecilik hak olana sahip çıkmak, gerçekleri görmektir. Başka bir yolu yoktur. Milli hissler de değil konu. Mesele global ve insanlık açısından değerlendirilmeli.

Azerbaycan topraklarını işgaldan azat etmeden herhangi bir vatandaşın orada bulunan illegal bölücülerle görüşmeler yapması ayıp ve kötüdür.

Bahtiyar Vahapzadenin yazdığı “Azerbaycan-Türkiye” şiirini nasıl içinizde hiss etmezsiniz ki:

Bir ananın iki oğlu, 
Bir amalın iki qolu. 
O da ulu, bu da ulu 
Azerbaycan-Türkiye. 

Dinimiz bir, dilimiz bir, 
Ayımız bir, ilimiz bir, 
Eşqimiz bir, yolumuz bir 
Azerbaycan-Türkiye . 

Bir milletik, iki devlet 
Aynı arzu, Aynı niyyet. 
Her ikisi cumhuriyyet 
Azerbaycan-Türkiye . 


Birdir bizim her halımız
Sevincimiz-me lalımız. 
Bayraklarda hilalimiz 
Azerbaycan-Türkiye . 

Ana yurdda-yuva qurdum, 
Ata yurda könül verdim. 
Anayurdum, ata yurdum 
Azerbaycan-Türkiye .