Harbiden duygusuz ve duyarsız yaşamak bazı gençlerin yaşam biçimi olmuş.
Adam akıllı kök salmış içlerine, real yaşamdan çıkıp ütopyanın kimliğini edinmişler.
Bazı kısım gençlik, hedef belirlemeden rastgele dağınık yaşam tercihinde. Dost arkadaşlarına hatta ailelerine bile duygusuz amaçsız yaşıyorlar.
Kendilerini çağlayan misali bir nehirde akıntıya bırakmışlar. Ne sevgi, nede saygı var. Öncellikle de kendilerini hiç mi hiç sevmiyorlar.
Pahalı parfümlerle koksalar da, süslü makyajları yapıp, dekolte giyinip, replika giyimleriyle, sakal traslarına tarz takınıp dış görünümleri çekici, iç dünyaları olabildiğince donanımsız. Birikimleri sadece yalan, dolan.
Gençlik dönemindeki ergen yetişkinlerde bu durumu sıklıkla görüyor ve çok üzülüyorum.
Kimin kalbi kimde, kimin duygusu kiminin elinde, kimin gecesi kiminin gündüzünde, kimin eli kimin cebinde belli değil.
Alkol sevdalısı gençler;sanki birkaç kadeh fazla içince kendilerini adam sanıp, iki üç satır konuşabiliyorlar… Kitap, gazete, dergi okumuyor, fazlasıyla dedikodu kültürünü yaşıyorlar.(!)
Uyuşturucu maddelerini,belleği altüst eden hapları keyif için içen,esrarı ağızlarında sakız diye çiğneyen hep kendilerini aldatan genç yetişkinler…!
‘’Yalan’’üzerine sanki master yapmış gibiler. Onca eğitimi para zoruyla alan zekalarını çalıştırmayıp, arşivleyen ama yalanı meziyet sanan gençlik. Fevkalade yalan konuşuyor.
Sanki doğruluğun, düzgün kişiliğin suç olduğunu modern yaşam dışı olduğuna inanmış, karşıdakinin inanacağını da bekliyorlar.
Eğer, toplum olarak; bu genç bireylerden bir şeyler öğrenmek isterseniz; son 24 saatte ülkemizde neler oldu, terör hangi bölgede daha çok, dış kuvvetlerin ülkemize oyunları var mı.?
Ekonomi yerinden oynadı mı,siyaset nasıl, kahrolası terör darbesi ne zaman yapıldı, kaç sivil şehit oldu, diye sorsanız inanın net yanıtlar alamazsınız.
Çünkü kendilerini kapatmışlar toplum sorunlarına. Toplum içinde ama bambaşka hayatta kendileri gibi kız erkek arkadaşlarıyla her türlü sapkınlığa devam ediyorlar. Ve; bu hayatın sevgili gençleri, mesleklerini yapamayacak kadarda boşlukta ve hoş hiçlikteler.(!)
Tabii ki;
Ailelerinde hatası çok.Çocuğum paralı okullarda okusun, komşuya, akraba ve arkadaşa oğlum/kızım Doktor, Öğretmen, Avukat, Mühendis oldu diyebilmenin arızalı egosu içindeler. Anne babalarda bir avuntuyla kendilerini aldatırken gençler zaten kayıp gitmiş kaybolmuşluklarda…
Gençliği içinde paramparça olmuş kişilik bölünmesi yaşayan, hatta şizoit eğilimli gençlerle son günlerde oldukça fazla karşılaşmış olsam da; “yine de genelleme yapmıyorum.!”
“Hatta bu tür yaşamı meziyet sanan alkol, madde ve yalan bağımlısı gençlerin inadına ayakları üzerinde duran, hayatını doğru yaşamla idame edenleri görüp, mutlu oluyorum.!’’
Belki de; yeni yıl, 2017’nin getireceği bir mucize ile herkes kendisine gelecek.
Toplum ruh sağlığına, ekonomisine, huzuruna kavuşacak.
Anne babalar gerçeği görecek, toplum bireyleri duygusuz, duyarsız olmanın sahteliğini anlayıp insan gibi insan olacak.
Belki; gençlik bulunduğu yoldan tepe takla düşmeden düzlüğe çıkacak, vatanımıza layık genç olacak diye umuyor ve sapkın gençlere “düzgünlüğü’’ armağan ediyorum.
Mutlu yıllar!