16 Nisan Halk Oylaması; çok az bir farkla da olsa, parlamenter sistemin güçler ayrılığı ilkesinin sonunu getirecek ‘evet’ oylarıyla bitmiştir.

Az bir farkla da olsa evet denilen ‘Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sisteminin’ ülkemizin yarınlarına neyi getirip, neyi götüreceğini yaşayarak göreceğiz. 

Oylama başlamadan YSK’nın almış olduğu karar, 2,5 milyon olduğu iddia edilen mühürsüz oy pusulaların görmezden gelinmesi, böylesi bir duruma yapılan itirazların ret edilmesi unutulacak mıdır? 

Tarih sayfaları bu süreci yazmayacak mıdır?

Sandıktan çıkan sonuç ‘evet’ olsa da, vicdanlardan gelen milyonlarca ‘hayır’ mührünün görmezden gelinmesi mümkün müdür?

Halk oylamasını ‘Atı Alan Üsküdar’ı Geçti’ değişiyle tanımlamak. Oylama sonuçlarını eleştirenleri ‘Geçti Bor’un Pazarı, Sür Eşeğini’ diyerek yanıtlamak. ‘Maçın sonucuna bakacaksın, bir sıfırda aynıdır, beş sıfırda’’ demek. Ne kadar uygun olmuştur?

16 Nisan; yeni yönetim biçiminin halkın onayına sunulmasıdır. Birilerinin diğerleriyle hesaplaşması değildir. 

Bu yeni sisteme ‘Evet’ oyu veren de, ‘Hayır’ diyende kıymetlimizdir; milletimizin ayrılmaz bir parçasıdır. Bugün böyle gerçekleşen halk kararının, yarın nasıl sonuçlanacağını bugünden söylemek mümkün müdür?

Bu oy sonuçlarının 2019 yılına atılan bir işaret fişeği olarak tanımlanması, yarınları görmeden ne kadar gerçekçidir?

Hatırlanacak olursa, AB Müzakerelerinin 3 Ekim 2005’de başlayacağı ilan edilip de, bunu büyük bir başarı olarak görüp; bu kararı gündüz vakti Kızılay meydanında havai fişeklerle kutlayanlar, yıllar sonra bugün neredeyse tüm AB ülkeleriyle kavgalı durumdadırlar…

16 Nisan Halk Oylaması; eşit olmayan koşullarda, akıl almaz boyutlarda yürütülen propaganda faaliyetleri sonucunda, ‘evet’ ile biten bir sonuçtur.

Bu süreçte miting meydanlarında atılan ölçüsüz nutuklarla, bitmek tükenmek bitmeyen kükreyişlerle ‘evet’ çağrısı yapanlar; %49 civarında bir ‘hayır’ oyuyla karşılaşmıştır.

İşte bu sonuç, görmezden gelinmek istenen ama vicdanların sesini anlatan bir gerçektir.

Zaferin, ya da başarının anlamı görecelidir!

Bu iş burada bitmiştir’’ dense de,

Kimilerine göre ‘Atı alan Üsküdar’ı geçmiş’ olsa da,

Unutulmamalıdır ki, bu sisteme ‘hayır’ diyenlerin mücadelesi bitmiş değildir.

16 Nisan halk oylamasının sonucu; parlamenter sistemi, cumhuriyeti, aydınlanmanın değerlerini savunanlar için de, net bir başarıdır. 

Bu sonuç; gözle görülmeyen ama içten, içe işleyen vicdanın işidir.

Şu gerçeği hiç kimse göz ardı etmemelidir!

Bu ‘Gazi Topraklar’;

Vatanımıza, devletimize, bayrağımıza olan sadakatimizi; milletçe birbirimize olan bağlılığımızın mührünü taşır.  Bu devlet, Türk Ulusuna Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten mirastır.

Gün gelecek, halkın iradesine yine başvurulacaktır.

Kader; bu topraklarda yaşayan özgür karakterli insanlara her defasında önemli görevler yüklemiştir. Bu gerçek, milli mücadele öncesinde de böyleydi, bundan sonra da böyle olacaktır.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızın coşkuyla kutlandığı bugün; devletimizin kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve yol arkadaşlarını, tüm şehitlerimizi rahmetle, minnetle, hasretle anıyor; aziz hatıraları önünde saygıyla, sevgiyle eğiliyorum. Vatan onlara minnettardır. 

Türk çocukları Atamızın en büyük eserim dediği; Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıkacak, onu asla unutmayacaktır.