Milli takımımızın teknik direktörlüğüne getirilişinin hemen ardından Lucescu için yazdığım yazıda, onun yanlış ve de uygun olmayan bir seçim olduğunu söylemiştim. Henüz ikinci milli maç haftasında, bu düşüncemin ne denli doğru olduğunu üzülerek de olsa gördüm.  

2018 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri’nde yer aldığımız I Grubu'nda İzlanda ve Finlandiya ile karşılaşacak A Milli Futbol Takımı'nın aday kadrosu açıklandığında şaşırıp kaldım gerçekten.

Yahu nasıl şaşırmayayım ki, Volkan Şen ve Sabri Sarıoğlu milli takım aday kadrosuna çağrılan isimler arasında. 

Olacak şey değil. Düşünebiliyor musunuz, bu sezon yeniden döndüğü Trabzonspor’da bile forma şansı bulamayan Volkan Şen, takımımız için büyük önem taşıyan İzlanda ve Finlandiya maçları için kadroya alınıyor. Ve maalesef Trabzonspor’un bu yıl dikkat çeken bir performans ortaya koyan genç yıldızı Abdülkadir Ömür ise kadroda yok.

Ya Rabbim bu ne yaman çelişki, Volkan Şen gibi neredeyse futbolu unutma noktasına gelmiş, takımında forma giymekten uzak bir adama, ‘Mal bulmuş mağribi gibi’ milli davet çıkarıyorsun ancak, Abdülkadir Ömür gibi bir yeteneği ise görmezden geliyorsun.

Bakın Sabri Sarıoğlu’nu bir şekilde anlayabilirim. Mesleğinin tam bir neferi, gerçek bir profesyonel olan Sabri, sezon başında transfer olduğu Göztepe’de son derece başarılı bir grafik ortaya koyuyor. Kimilerine göre yanlış olan Sabri tercihini, dediğim gibi anlamak mümkün. Ancak Volkan Şen’i açıklayabilecek ve anlam taşıyan bir cümle kurabilecek birileri varsa beri gelsin diyorum.

Aynı şekilde Emre Belözoğlu için de aynı şey geçerli. O da yıllanmış şarap gibi, yaşının performansından öte, son derece başarılı bir sezon geçiriyor, takımı Medipol Başakşehir’in beyni konumunda.

Neyse, biz oyuncularımızın form ya da performans durumlarını bir kenara bırakarak, biz 72’lik Rumen’e dönelim isterseniz yeniden.

Yineliyorum, bu adamla başarıyı yakalamak bence imkansız. Yaşıtlarının huzurevinde olduğu, hayatla olan bağları belirli sınırlar içine gerilemiş olan Lucescu’nun Türk Milli Takımı için zaman kaybından öteye gitmeyeceğinin altını bir kez daha çizmekte yarar görüyorum.

Bu arada hemen belirteyim; Belki içeride oynayacağımız İzlanda ve Finlandiya maçlarından başarılı sonuçlar alabiliriz. Hatta daha ileriye giderek, 2018 Dünya Futbol Şampiyonasına bile gidebiliriz. Ancak bu durum, Lucescu’nun, doğru seçim ya da başarılı olduğunu kanıtlamaz.

Önümüzdeki süreç, bu tezimde ne kadar haklı olduğumu ortaya koyacak. Bekleyip hep birlikte göreceğiz.

Kalın sağlıcakla…