Halk arasında yaygın kullanılan bir söz vardır; “Devletin malı deniz, yemeyen domuz.” Alın size bu lafın spora yansımasından çarpıcı bir örnek;

Değerli spor yazarı arkadaşım sevgili Neşet Özmen’in geçtiğimiz günlerde, yayın hayatına yeni başlayan ‘ikincibeyin.com’daki yazısını okuyunca, geçmiş dönemlerden günümüze olayları çok hızlıca bir biçimde gözden geçirdim. İnanın içim ürperdi…

Bakın sevgili Özmen ne diyor; “Zaman zaman gazetelerin iç sayfalarına sıkışmış haberlerden, zaman zaman da eski dostlar ve arkadaşlarla yaptığımız ayaküstü sohbetlerde bazı olaylara kulak misafiri olsam da, teşkilattaki skandalların ve neden olduğu israfın bu boyutlara ulaştığını hiç tahmin edemezdim.

Evet… Konumuz ve konuğumuz, yine Eskrim ve federasyonu!

Bu kez, devşirme İtalyan sporcu Martino Minuto özelinde, federasyonun özellikle yurt dışı ‘turistik’ seyahatlerini ve harcamalarını ele alacağım.

İkincibeyin.com sitesinde yer alan habere göre, eskrim federasyonunun 2015 yılı yurt dışı faaliyet giderleri 1 milyon 200 bin, 2016 giderleri ise 2 milyon 325 bin TL Yani federasyon, son iki yıl içerisinde yurt dışı faaliyetler için o günlerin kuruyla toplamda 3,5 milyon TL bütçe (döviz) ayırmış ve harcamış.

Bunlara ek olarak 2015’te 153 bin , 2016’da da 330 bin TL, yurt dışı kamplar için ayrılan ve harcanan bütçe rakamları.

Örneğin geçen seneki faaliyet programında, ‘Livorno kalifikasyon dönemi kampı’ adı altında, toplamda 200 günden fazla kamp faaliyetine yer verilmiş. Aslında Livorno, İtalyan asıllı sporcunun ülkesinde yaşamını sürdürdüğü kent! O halde bu nasıl bir kamp? İtalya’nın en önde gelen turistik sahil kentleri arasında ilk sıralarda gelen pahalı bir kentte kamp organize etmek, kimin fikri acaba?  Böylesi pahalı bir kentte bu kadar uzun süreli (göstermelik) kamp için (iddiaya göre kendi evinde kalıp antrenmanlarını da yerel kulüpte yapmış) devletimizin kasasından ne kadar para çıktı, bunun da kalem kalem hesabının sorulması ve verilmesi gerekiyor.

Martino Minuto son 28 ay içerisinde 30 kez yurt dışına gidiyor ve hepsinde sıfır çekip, bir milyon TL’yi aşan bir masrafın mimarı oluyor. 

Eskrim camiasında herkesin iştahını kabartan, insanların gitmek için adeta takla attığı, adeta sıraya girdiği seyahatlerin, gerçekten de yüzlerce organizasyon arasından büyük ‘özenle’ seçilmiş ülke ve şehirlerdeki müsabakalar olduğu göze çarpıyor. Gerek dünya kupaları ve gerekse sıradan satellite turnuvalarının hepsi de, dünyanın ‘en güzel’ ve ‘en pahalı’ şehirlerindeki organizasyonlar. İçlerinde  sıradan bir ülke ya da şehir yok… Bunları sıralarsak, Tokyo (3 Kez), Londra (3 kez), Torino (3 Kez), Paris (3 kez), Bonn (2 kez), La Havane / Küba (2 kez), Saint Petersburg (2 kez), Şanghay (2 kez), Cancun / Meksika (2 kez), San Francisco, Moskova, San Jose / Amerika, Kopenhag, Amsterdam, Prag ve Torun.

İşte sevgili Neşet Özmen’in kaleminden dökülen fiyasko öyküsünden bir bölüm. Şimdi sormak gerekiyor; Hal böyleyken ve olay apaçık ortadayken, spor bakanlığı ne yapacak? Bu duruma bir nokta mı konacak, yoksa aynı hızla bu tiyatro oynanmaya devam mı edecek?

Açıkçası bu sorunun cevabını merak ediyor ve olayın takipçisi olacağımı belirtmek istiyorum. Vah benim sporum vah…

Kalın sağlıcakla…