“Bütün insanlık 21. Yüzyıl’ın küresel işbirliği yüzyılı olacağını ümit ediyordu. Fakat, günümüzde yaşanan gelişmeler, bu hayali süliete döndürme eğilimindedir. Dünyamızın üzerinde büyük bir tehlike dolaşıyor ve biz bu tehlikeyi dikkate almak zorundayız. Bu tehlike yeni bir dünya savaşıdır!  İnsanlık tarihinde 15 binden fazla savaş yaşanmıştır, yani her yıl üç savaş yaşanmıştır. Bu savaşlarda yüzmilyonlarca insan hayatını kaybetmiş, şehirler ve halklar yeryüzünden silinmiş, kültürler ve uygarlıklar yokolmuştur.”

Nursultan Nazarbayev

1991’de bağımsızlığını Kazakistan bir devlet olarak çok kısa zaman diliminde gerçekleştirdiği başarılar dizisiyle bugün bir dünya markasıdır. Elbette Kazakistan, mucize olarak değerlendirilen bu başarıyı kolay yakalamadı. Kazakistan’ın kısa zamanda gerçekleştirdiği bu başarıların arkasındaki dinamikleri ve aktörleri araştırdığımızda, karşımıza engin bir Kazak tarihi ve kültürü ile Nursultan Nazarbayev gibi küresel çapta saygınlık kazanmış efsanevi bir bilge lider ve onun ardından başarıyı kutsal bir hedef bellemiş bir Kazak halkı çıkmaktadır. 

Kazakistan’la olan ilişkilerimiz kardeşlik duyguları çerçevesinde, stratejik ortaklık boyutunda ilerlemekte ve İki ülke arasında siyasi, ekonomik, kültürel, sosyal ve askeri alanda birçok önemli proje hayata geçirilmektedir. 

Ekonomik alanda da işbirliğimiz giderek yükselen bir grafik çizerek devam etmektedir. Bu nedenle, ticaret hacmimizin, yakın bir gelecekte çok daha büyük rakamlara ulaşacağına inanıyoruz.

TÜKİYE İLE KAZAKİSTAN, GERÇEK ANLAMDA STRATEJİK ORTAKLARDIR

Türkiye ile Kazakistan; küresel ve bölgesel sorunlar karşısında ortak kararlar alan, uluslararası arenada ve kurumlarda ortak hareket eden, siyasi ve ekonomik ilişkileri hızla gelişmekte olan stratejik ortak devletlerdir. Kazaklarla Türkler, aynı tarihi, aynı kültürü paylaşan iki millettir. O nedenle, 1991’de bağımsızlığına kavuşan Kazakistan’ı büyük bir sevinçle kutlayan ve büyük bir mutlulukla tanıyan ilk devlet Türkiye olmuştu.  

Kazakistan’ın bağımsızlığını ilk tanıyan ülke olan Türkiye ile Kazakistan arasındaki ilişkiler çok yönlü olarak süratle gelişti ve 22 Ekim 2009 günü imzalanan tarihi anlaşmayla doruk noktasına ulaştı. Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in 2009 yılında Türkiye’yi ziyareti sırasında imzalanan Kazakistan Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti Stratejik Ortaklık Anlaşması, iki ülke arasındaki ilişkilere, ‘kardeşlik dayanışması’ boyutunun yanı sıra ‘stratejik ortak’ boyutu da kazandırmıştı.

Kazakistan Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti Stratejik Ortaklık Anlaşması, Avrasya coğrafyasındaki bir ülkeyle imzaladığı ilk stratejik ortaklık anlaşmasıydı; Türk Dünyası’na örnek olacak bir anlaşmaydı. 

Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev de, imza töreninde yaptığı konuşmada, "Önceden de stratejik ortaktık. Şimdi imzalanan, büyük bir belge. Bize güvendiğiniz için bir kez daha müteşekkirim" diyerek duygularını dile getirmişti. O günkü törende, iki ülke arasında, turizm, çevre koruma ve bilim ve teknik alanlarında işbirliğini öngören üç önemli anlaşma imzalanmıştı. 

Nursultan Nazarbayev 22 Ekim 2009 günü, Türkiye ile stratejik ortaklık anlaşması imzalarken, gelecekle ilgili bazı çok önemli konulara da satır başlarıyla değinmişti. Nursultan Nazarbayev’in o tarihte dikkat çektiği bazı konular, bugün dünyanın gündemine, Ortadoğu’da enerji merkezli olarak yaşanmakta olan paylaşım savaşları, Suriye krizi, Dünya Ticaret Savaşı ve Çin’in Yeni İpek Yolu projesi (Bir Yol Bir Kuşak) gibi başlıklar altında yaşanan sorunlar olarak yansımaktadır. 

Nazarbayev, yine bu törende yaptığı konuşmada, proje halinde olan Samsun –Ceyhan boru hattına petrol vermeğe hazır olduklarını da söylemişti.  Nazarbayev,  “Kazakistan-Hazar Ulaştırma Sistemi’nin” (KHUS) hayata geçirilmesi gibi çok önemli bir projeden söz ediyordu. Bu proje, üretimi giderek artmakta olan Kaşağan deniz yatakları petrolünün Hazar denizi üzerinden Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) boru hattıyla ya da diğer petrol taşıma hatlarıyla uluslararası pazarlara ulaştırma arayışı olduğu kadar, Türkiye’ye, enerji konusunda yeni alternatifler sunma hamlesi olarak da değerlendirilebilir. 

“Asya’nın yükselen yıldızı” olarak anılan ve 1911’den beri petrol üreten bir ülke olan Kazakistan, Tengiz, Karachaganak, Kashagan, Aktobe, Mangistau, Uzen ve Hazar Denizi’nden çıkardığı petrolü uluslararası pazarlara, özellikle Akdeniz’e ve Avrupa’ya ulaştıracak yeni boru hatları arayışındadır. Asya’da, Rusya’dan sonra en büyük petrol üreticisi olan Kazakistan, günümüzün en önemli konularından bir olan enerji konusunda da Türkiye’ye stratejik ortaklık önermektedir. 

STRATEJİK ORTAKLIKTAN DA ÜSTÜN İLİŞKİLER

Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in 22 Ekim 2009 tarihinde, ülkemizi ziyareti sırasında imzalanan Stratejik Ortaklık Anlaşması, iki kardeş ülke arasındaki ilişkilerine çok anlamlı ve çok önemli bir boyut kazandırmıştı.

Türkiye ile Kazakistan’ın geçmişi yüzlerce yıl öncelere dayanan ortak bir tarihi ve kültürü paylaşıyor olmaları, iki ülke ilişkilerinin kısa bir sürede stratejik ortaklık düzeyine taşınmasını sağlamıştır. Kurtuluş Savaşı’mız sırasında Mağcan Cumabayev’in onbinlerce kilometre ötelerden “Uzaktaki Kardeşim” seslenişi ve Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in bir uçak krizi nedeniyle kopma noktasına gelen Türkiye-Rusya ilişkilerinin normalleşmesini sağlayarak Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarının önünü açması, Astana Süreci’ni hayata geçirmesi Kazakistan-Türkiye ilişkilerinin ne kadar köklü ve sağlam temellere dayandığının en unutulmaz simgeleridir.  

İLİŞKİLERİMİZİN DORUK NOKTASI: YÜKSEK DÜZEYLİ STRATEJİK İŞBİRLİĞİ KONSEYİ (YDSK)

Türkiye’nin eski Cumhurbaşkanları Turgut Özal ile Süleyman Demirel’in temellerini attıkları ve kurumsallaştırdıkları bu köklü kardeşlik ilişkileri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başbakan sıfatıyla Mayıs 2012’de Kazakistan’a yaptığı resmi ziyaret sırasında hayata geçirilen Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi (YDSK) ile stratejik ortaklık düzeni de aşan bir çok kapsamlı bir ilişkiye dönüşmüştü. 

  Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in 10-12 Ekim 2012 tarihlerinde Türkiye’ye yapmış olduğu resmi ziyaretle Kazakistan-Türkiye arasındaki stratejik ortaklık kurumsal bir yapı kazanmıştı. Bu ziyaret sırasında,  11 Ekim 2012 günü, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev ve dönemin Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin ilk resmi toplantısı gerçekleştirilmişti. Böylece bu resmi ziyaret, 22 yıllık Kazakistan-Türkiye ilişkilerini taçlandıran bir buluşma olmuştu.  YDSK’nın ikinci Toplantısı ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 15-17 Nisan 2015 tarihlerinde Kazakistan’ı ziyareti sırasında gerçekleştirilmiş, bir sonraki toplantının da 2018 yılında Türkiye’de yapılması planlanmıştı. .

Türkiye Kazakistan’ı, Asya coğrafyasının en başarılı ülkesi ve bölgedeki en önemli stratejik ortağı olarak görmektedir. Kazakistan ve Türkiye arasındaki kültürel ve ekonomik işbirliği alanları gün geçtikçe gelişmektedir.

5 YENİ ANLAŞMA 

Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in 12 Eylül 2018 günü, Ankara’yı ziyaretinde, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi (YDSK) çerçevesinde düzenlenen törenle, iki kardeş ülke arasında 5 yeni anlaşma daha imzalandı. 

"Askeri İş Birliği Anlaşması" ve "Askeri Alanda Gizlilik Dereceli Bilgilerin Karşılıklı Korunması Anlaşması" Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile Kazakistan Savunma Bakanı Nurlan Ermekbayev tarafından, "Yeni Sinerji Ortak Ekonomi Programı 2018-2020 Eylem Planı" Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Kazakistan Yatırım ve Kalkınma Bakanı Zhenis Kassymbek tarafından, İki ülke hükümetleri arasındaki "Kültür Merkezlerinin Kuruluşu ve Faaliyetlerine İlişkin Anlaşma" Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Kazakistan Kültür ve Spor Bakanı Arystanbek Mukmahemidiuly tarafından,  Tarım ve Orman Bakanlığı ile Kazakistan Tarım Bakanlığı Arasında "Tarımsal İş Birliği Mutabakat Zaptı" Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Mehmet Hadi Tunç ile Kazakistan Tarım Bakan Yardımcısı Yerlan Nysanbayev tarafından imzalandı. 

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, baş başa görüşmeleri ve katıldıkları Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey (YDSK) Toplantısı'nın ardından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ortak basın toplantısı düzenledi. 

YSDK'nın ikincisinin 2015'te Kazakistan'da düzenlendiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerçekleştirilen başbaşa ve heyetlerarası görüşmelerde,  ikili gündemlerindeki tüm konuları samimi şekilde değerlendirme imkanı bulduklarını söyledi ve "Derin ve köklü geçmişimizden güç alan Türkiye-Kazakistan ilişkilerini geleceğe daha da güçlenerek taşıyacağımıza inanıyorum"  dedi.

HEDEF 10 MİLYAR DOLAR

 Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev ise Tayyip Erdoğan'ı yeni sistemdeki zaferinden dolayı tebrik ettiğini belirterek şöyle dedi: 

"Bölgesel ve küresel konulardaki istikametlerimiz aynı. Diğer konularda da sıkı işbirliğindeyiz. Kazak-Türk diyaloğu da gelişmekte. Beni de Türk Dünyası'nın aksakallısı addediyorsunuz, ben bu işbirliğinden gurur duyuyorum. Yatırım konularında da anlaşmalar yaptık. Türk firmaları başarılı çalışmalar yapıyor. Şuanda Kazakistan'da bin 800'den fazla işletme çalışıyor. Ticaret hacmimiz geçen yıl 1.9 milyar dolar oldu. Bunu yakın zamanda 5 milyara, daha sonra da 10 milyar dolara yükseltilme hedefi koyduk. 24 yatırım projesi gerçekleşiyor. Bunların toplam hacmi 800 milyon doları oluşturuyor."

Kazakistan ve Türkiye arasında, Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey’in (YDSK) Ankara toplantısında imzalanan 5 yeni anlaşma ekonomik işbirliği enerji, ulaşım, sağlık, çalışma ve sosyal güvenlik, müteahhitlik ve danışmanlık hizmeti, turizm, spor, tarım, bankacılık, sigortalama, ticaret gibi alanları kapsamaktadır. 

Kazakistan ve Türkiye arasında askeri eğitim ve savunma teknolojileri konularında da verimli çalışmalar yürütülmektedir. Türk Silahlı Kuvvetleri ile Kazakistan Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetleri arasında eğitim, bilgi ve birikim paylaşımı yapılmaktadır. Türk savunma sanayiinin önde gelen kuruluşları da, Kazakistan’ın savunma sanayiini geliştirme konusunda çalışmalar yapmaktadır. 

NAZARBAYEV’İN HAKKINI ÖDEYEMEYİZ

Ortadoğu’da enerji merkezli olarak yaşanmakta olan paylaşım savaşlarının Suriye’de kilitlenmesi, ABD’nin korkulu rüyasına dönüşen Çin’in Yeni İpek Yolu’nun önünü kesme bağlamında gündeme gelen Dünya Ticaret Savaşı, Afrika’nın kuzey bölgesinde Çin’e alternatif yeni bir üretim merkezi oluşturma çalışmaları küresel barışı tehdit eden gelişmelerdir. Bu gibi kritik dönemlerde yapılan ortaklık anlaşmalarının samimiyeti çok önemlidir. 

Nazarbayev’in, ilerlemiş yaşına rağmen, Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey’in (YDSK), 5 yeni anlaşma nedeniyle Ankara’da gerçekleştirilen imza törenine bizzat katılması, “Türk Dünyası Aksakalı”nın Türkiye-Kazakistan ilişkilerinin geliştirilmesine verdiği önemin bir göstergesidir. 

 “Türk Dünyası’nın Aksakalı” olan ve küresel arenada saygın bir devlet adamı olarak anılan Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, 1998’de Almatı yerine başkent yaptığı Astana, bugün küresel barışın başkenti olarak anılmaktadır. Küresel barış açısından büyük bir tehdit oluşturan Suriye krizinden söz edildiğinde mutlaka Astana Süreci’nden de söz edilmektedir.

Nursultan Nazarbayev, iki kardeş ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi konusunda her zaman çaba göstermiştir. Bunun en anlamlı örneğini, bir uçak krizi nedeniyle kopma noktasına gelen Türkiye-Rusya ilişkilerinin normalleştirilmesi konusunda yaptığı olağanüstü çalışmalarda gördük. Nursultan Nazarbayev’in, Türkiye’nin sınır ötesindeki terör yuvalarına yönelik Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarını yapabilmesini ve Astana Süreci’nde söz sahibi olmasını sağlayan bu girişimlerinin, hem Türkiye hem de küresel barış açısından önemini tarih elbette yazacaktır. 16.9.2018