YA ŞUNDADIR YA BUNDA !

Nefes aldığımız sürece seçeriz.

Kıyafet seçeriz.

Yemek seçeriz.

Karpuz seçeriz. Domates seçeriz.

İnsan seçeriz.

Eş seçeriz. Sevgili seçeriz.

Lider seçeriz.

Yaşam şeklimizi seçimlerimiz belirler. Sonucuna da katlanırız.

Bazen de teslim olur bizim için seçilmişleri yaşarız.

( Haşaa …bahsettiğim ebeveyn seçimi dışında tabii)

Karakter manav mesela, asla seçtirmez.

Otoriter anne baba keza…

Seçtiği çocuk modellemesinden asla ödün vermez.

Çocuk yetiştirirken hepimizin önemli önemsiz diretmeleri mutlaka olmuştur. Ailelerimizin de bize direttikleri…Nesilden nesile vazgeçmediklerimiz adına, saçma sapan otoriteler olup, her şeyin en iyisini veriyorum noldu böyle deyip, çareler geliştiririz.

Çocuk mutlu mu, ne tarafa doğru akışta farkında bile değilizdir.

Hele de büyük şehirlerde yaşıyorsanız, sizi hep bir veli, bir kurum, bir arkadaş nasihat verir, başınızı bir huniye sokar. Çünkü şehirde hayat çok hızlıdır, acele yaşanır herşey, sindiremeden çocuğun 20 yaşlara geldiğini görürsünüz.

Acı ama gerçek maalesef.

Ben baleyi taparcasına seviyorum diye kızımı 4 yaşında arabaya atıp cebren ve hile ile iki yıl bale okuluna taşıdığıma şimdi inanamıyorum. Arabada tekmelerdi ve ben hala bale de bale demişim utanıyorum gerçekten.

O şanslıydı çünkü yapı gereği direten bir çocuktu, bir gün gelip bağararak, ben voleybol oynayacağım dediğinde tansiyonum yükselmişti.

Neyse, şimdi Doğan Cüceloğlu hocalığı oynamayacağım.

Ancak her çocuk güçlü olmayacaktır ve ebeveynlerin seçimlerinden  dolayı mutsuz geleceklere kavuşabilir. Nitekim eğitmenliğimde üniversite bitirip, mutlu olmadığı için ileri yaşlarda  tekrar kariyer yapmayı göze alan çok öğrencim oldu.

Konuyu nereye getirmeye çalışıyorum?

Tabii sıcak gündeme… üniversite seçimine…

Aman allah her kafadan ses çıkmalar başladı.

Reklamlar en çekici sözcükleri atma yarışında.

İş tabii dönüp dolaşıp ticari kazançta

Önce velilerin,  sonra çocukların kafası tüttü tütecek.

Karpuz değil ki seçesin.

Kafa karıştıracak her türlü ortam sağlanmış durumda.

Televizyonlarda saatlerce akıl fikir yürütüyorlar öğretmenler eğitmenler…

Bir öğretim görevlisi hoca öyle bir laf etti ki

Gidip ekrandan öpesim geldi kadını.

“ Anneler çocuklarınızı rahat bırakın onlar seçsin mesleğini. Siz kendinize bakın!” dedi ya.

Helal olsun.

Evet veliler, hocanın dediği gibi, siz ne durumdasınız, geleceğiniz garanti altında mı, işinizi kaybedip kaybetmeme garantiniz var mı? Sakin ve genç beyinleri rahat bırakın emin olun onlar en iyisini seçecektir. Üniversiteye gelmiş bir çocuk artık kendine ait doğru kararları verecektir. Sizin de onu takip etmeniz hem onun hem kendi ruh refahınız için idealidir.

İtiraf etmeliyim ki anneler, çocuk büyütmede aktif rol oynadığı için, bu dönemde de baskın olmaya çalışırlar.

Hemen bir dip not onlara;

Geçen yıl çekilen bir filmi seyredin. 

Adı, “Eyvah annem dağıttı.”

Konusu, annelikte başarılı olamadığını düşünen üç annenin hikayesine odaklanıyor. Tüm gitgelleriyle annelik!
Amy Mitchell ailesine oldukça bağlı bir anne… Hayatı ailesinden ibaret olan kadın çocuksu kocası, yüksek beklentiye sahip çocukları ve sevimsiz patronu arasında canından bezmekte. Sonunda okuldaki aile birliğinin başı olan diğer annelerden de bezen Amy'nin canına tak eder ve  mükemmel anne olmaktan vazgeçer.  ( Mükemmelcilik fena özellik) Genç kadın diğer uyumsuz annelerle de arkadaş olarak özgürlüğün tadına varır, bu onun eskisinden bile daha iyi bir anne olmasını sağlayacaktır.

Filmde çok güzel bir replik yakaladım. Çok doğru.

Anne olmanın zor tarafı, çocuk büyürken iyi mi kötü mü yaptığını anlamıyorsun. Çocuk büyüdüğünde görebiliyorsun. (Ama sen de paçavraya dönüyorsun.)

Tüm anneler lütfen seyredin.

Şimdi

Bu yıl üniversiteyi bitiren bir kız annesi olarak değil, bir eğitimci olarak değil, yaşamı delicesine seven, yıllarca keyifle mesleğini icra eden, heyecanlı, eğlenceli, enerjik bir abla olarak ifade edeyim. Hatta latife de katarak…

Şöyle bir reklam gördüm. Seçimin benim üniversitem.

Benim üniversitem, Mimar Sinan… 

Süperdir. Meslek şahanedir. Eğitimi göz numaranı her yıl bir üst numaraya atar. 

Havalıdır, tarzına yansır, kafanı çalıştırırsan çok para da kazanırsın. 

Şantiyelerde toz yutarsın, ağacın kokusuna hasret yaşarsın. Matkap sesi kulağının arka fonu gibi esir alır. Çok mutlu olursun. Görmesen de inşaat sesi hep tanıdık bir dostgibi gelir.

Ammaaaa

Denize atılan kazıklar Kabataş Üsküdar’la atışırken, bastığın yer bir gün düz başka bir gün kazılırken, yollarda koca inşaat perdeleriyle  yan yana saatlerce geçerken, sevgili hocamız Devrim Erbil’in dev resimlerinin toza kurban olduğu acısı içinize çökerken, nefes aldığın son demleri kalmış ağacına da metro için el konulurken, dev inşaat sesleriyle dizi dizi camii yapılırken, aniden oluşan çukurlardan kanguru gibi geçerken, sözüm ona lüks inşaatlarda asansör kopup işçiler ölürken, kentsel değişimde dişleri dökülmüş sarhoş bir suratı anımsatan çehresiyle İstanbul’da koca bir şantiye içinde boğulurken ne şantiyenin tadı kalır ne tuzu. 

Kepçe sesi, vinç sesi matkap sesi boğar  

Mesleğine es veremezsin çünkü. 

Dinlenmem mümkün olmaz çünkü. Psikopata bağlarsın.

Boşver inşaatlı mesleklerden uzak dur en iyisi !

…..

Bayağı bunalımlı oldu galiba.

Tamam tıptan bahsedeyim o zaman. O da çok havalı. İnsanlara yardım etmek için yıllarca oku didin, kes biç,  zorunlu hizmet, uzmanlık…

And iç!

Eee sonra, gel hasta yakınları seni hastanelik etsin.

Mühendis ol istiyorsan. Her olayı net çözmekten duyguların körelsin.

Mülkiye, yazar olmak tehlikeli…

Bak bu devirde olabileceğin en güzel meslekler;

Su ürünleri oku en kötü durumda Boğaz’ın iki yakası tamamen birleşene kadar balık tutar çok mutlu olursun. 

Psikolog olabilirsin. Kafayı hepimiz sıyırdığımız için bol kazanırsın.

Gastronomi oku. Obezite gelecekteki en doğal kaynağımız. Yemeğe vurduk. En kötü Beşiktaş’ta bir café açar yolunu bulursun.

Şarap experliği de olabilir. Alkolik bir topluma iyi gider.

Bak uzay veya genetik mühendisliği olabilir.

Ah caaanımmm

Bilemedim yaaa. İşin zor. Ben bile maden çağında bu kadar zorlanmadım. Allah yardımcın olsun.

İnan dua et dışarı taşırmadan doğru işaretle.

Ama

Sen sen ol kimseden etkilenme. En iyi meslek seni mutlu eden ve ölene kadar aşkla yapacağındır.

Gerisi zırva ! Asla capitalist dolduruşları sallama. Seçilmişleri düşün ama kendi öz benliğinin sesini dinle!

Beni de unutma. Ya atama rahmet ya sağlığıma dua okursun!

Tanrı yardımcın olsun canım.

….

Hi Hi…

Merhaba sayın veliler.

Şeeeyyy… ben…