Ne çok okuyan ne de çok gezen bilir.
Herkesin en öncelikli ve şart olan eğitim hakkı, uygun bir müfredat ile alan kişi, birçok konu hakkında bilgi sahibi, işinde başarılı, mütevazi ve aydın biri demektir. Bir branşta eğitim alırken veya kitaptan konuyu öğrenmeye çalışırken, bulunduğumuz sınıf veya ortamda tam anlamıyla uygulama imkanımız yoksa, günlük hayatımıza da geçirip, ileriki mesleğimiz ve kaliteli bir yaşam için en uç detayını öğrenmeye gayret göstermeliyiz.
Aksi halde gezenin okuyandan daha bilgili olabileceği gibi okuyanın sadece sınavı geçip, okumuş olmak ve en önemlisi bildiğini zannedip önündeki yaşamında öğrenmemeye ve kendisini geliştirmemeye sebep olur.
Gerçek bir istek ve haz ile gezen, birçok bilgiyi ve görgüyü elde ettiği deneyimle ulaşan ve geniş bakış açısıyla toplumu başarıyla aydınlatan kişidir. Farklı kültür, medeniyet ve tarihi ile coğrafi bölgelerin gezgine değer katabilmesi, öğretici ve geniş bir bakış açısına sahip olabilmesi için gözü açık, pür dikkat gözlemeli ve büyük bir özveriyle iyi not tutması gerekir.
Aksi takdirde okuyanın gezenden daha bilgili olabileceği gibi gezenin sözde gezmiş olmakla beraber,  zaman kaybı ve ön yargılarla kendini kandırıp, ilerdeki yaşamına dar bakış açısıyla düğüm vurmuş olur.
Hatta ben hiç görmedim, bilmiyorum, diyen insanları, ben çok eğitimli ve görgülüyüm diyen insanlardan daha çok dinleyip vakit geçirin, çünkü bilgi alışverişinde ön yargısız, öğrenmeyi ve öğretmeyi hayat boyu amaç edinen alçak gönüllü bireylerdir.
Bu bir gerçek ki dünyayı da gezsek, birçok üniversiteyi de bitirsek her şeyi öğrenip görmemiz için birçok ömrü öğrenme ve görmekle geçirmemiz gerekir ki o da mümkün olmadığına göre, nefes aldığımız sürece dünya serüvenimizin öğrencileriyiz.
Nihayetinde, ülkemizin bilinçli bireyleri; bilgisiz ve görgüsüz denilen yakışık olmayan sıfatlarla halkını dışlamak yerine tek çatı altındaki çocuklarıyız deyip, mütevazi, hoş görülü ve geniş bir bakış açısıyla birbirine yardımcı olmayı görev bilenlerimizdir.