Gün geçmiyor ki, garip şeyler yaşanmasın. Meksika dalgası gibi yayılan türlü türlü bir tür gariplikler arasına yeni bir ironi daha yerleşti: tütün yasası! 

Günler önce TBMM TV’yi açtığımda oturduğum yerde ayağa fırladığım ve durup durur iken ekrana holigan gibi bağırmakta gayet haklı olduğumu anlıyorum. Meğer akla mantığa aykırı olan ve nerede ise reddedilmesi gerekilen tüm öneriler kabul görmüş, kabul edilmesi gerekilen yasaların ise reddedilmişti. O anlarda muhalif vekillerin sabrı ve davranışları ben de büyük bir hayranlık uyandırıyor. Çünkü orada olayı tahmin dahi edemezdim.

Bahsi geçen torba yasanın 95’inci maddesinde yazanlara bakacak olur isek de; “Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumundan yetki belgesi almadan veya bildirimde bulunmadan tütün ticareti yapanlar ile ticari amaç ile, makaron veya yaprak sigara kâğıdını, içine kıyılmış tütün, parçalanmış tütün ya da tütün harici herhangi bir madde doldurulmuş olarak satanlara, satışa arz edenlere, bulunduran ve nakledenlere üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası verilecektir.” denilmekte.

Eğer bir çözüm gerekiyor ise yapılacak şey tütün üretiminin desteklenmesi ve devlet denetimi ile kurulacak sigara fabrikaları kurulmasıdır. Birçok ürünü ithal eden Türkiye en azından ülke ekonomisine kazandırma çabası göstermek ve tütün üreticilerinin yaptığı üretimi engellenmesi yerine, teşvik edici bazı ticari iş birlikleri yapmak zor olmasa gerek. Yapılacak onca şey var iken, neden böyle bir şeye ihtiyaç duyulduğu ve bu ihtiyacın neden farklı şekilde lanse edildiğini ve neden günümüzde hala kendimize ait bir sigara firmamızın olmadığını da dehşet ve hayret ile soruyor, cevabının yine kendilerine ayna karşısında vermelerini diliyorum.

Barizdir. Görüldüğü üzere burada bir tür tutarsızlık var! Anadolu topraklarında yetişen tütün nasıl oluyor da kaçak damgası yiyebiliyor? Hakeza, bu tütün söylenildiğinin aksine yerli ve millidir iken, nasıl oluyor da kaçakçılıktır bu? Eğer yasa bu şekilde meclisten geçer ise, ki geçirmeye pek de niyetli gibiler, Adıyaman’da bu yasadan etkilenmeyen kimse kalmıyor olacak. Buna binaen makaron, sigara kâğıdı, tütün suç aleti olacak ve elinde elli kilo gramdan daha fazla tütün olan, tütün bıçağı olan, arabasında tütün taşıyan kişiler hapis cezası ile karşı karşıya kalacak ve hatta kendi toprağında tütün ekenler potansiyel suçlu sayılacak. Peki, cevabını biliyorsunuz, ama sizce de bunun elle tutulur bir yanı var mı?

Madem tütün üretimi, satışının önüne geçmek isteniyor ise neden alternatif bir yol düşünülmüyor? Sigara fiyatlarının tavan yaptığı bu dönemde vatandaş bundan nasıl etkilenecek? Veya bizler Türkiye’de neden hala kendi sigarasını üretemiyor? Ve hala neden Amerikan tütün kartellerini zengin ediyoruz? Sorular çoğalır. Fakat anlaşılan o ki; büyük sigara şirketlerinin Türkiye’deki işlerinin kol ve kanadının kırılması ile yakından bir ilgisi var. Sigara şirketleri ve tüccarlar bu işten rahatsızlık duydu ise böyle bir tasarının olgunlaşması için yeterli ve geçerli bir sebep olabilir. 

Bu kanun ile birlikte iç piyasaya ürün süren yerli tütün üreticilerinin zarar görebileceği ve de birçoğunun üretimi bırakacağı endişesi duyuluyor. Yasak ve yüksek vergiler her zaman kaçağı beslemektedir. Ki bu da en açık tabiri ile vergi kaybı demekten başka bir şey değil. Bunları göz önüne almayıp “yaptım, oldu!” mantığı ile yapılacak bir şey değil. O halde bu kadar kolay olmamalı değil mi? Yasadışı yollar ile getirilip, o kişilerin satış sonrasındaki süreçte para içinde yüzmesi için, birilerinin de üretimini teşvik etmemesinin ne gibi bir haklı sebebi olabilir? Yasal yollar ile satışına engel yaratmaktan memnun kalınabilecek bir şey de değil. 

Bu güpegündüz ülkedeki birçok ailenin geçim kaynağı olan bir mahsulün üretimini hapsetme politikasıdır. Buradaki insanların başka bir geliri yok. Üretim ekonomisi güçlendirilmesi için tütün ekimi yapılan alanların genişletilmesi gerekilir iken, böylesi bir şeyin şu an konuşuluyor olması epey absürd. Kendi içerisinde çelişen ve “keskin sirke küpüne zarar!” dedirten bir takım ifadelerdir. Nitekim emek ve alın teri ile üretim yapan birçok insanın ekmeği ile oynandığının farkında değil gibiler! Yapmayın, abartmayın!

Sigara fiyatlarının tavan yaptığı ve tütün üretimi ile satışının yasaklandığı bir ülkede bu ürünlerin tiryakisi olan vatandaş ne yapacak dersiniz? “Ya içeçek, ya içeceksiniz!” diyorsunuz, ama insanlar zaten kritik bir noktada, görmüyor musunuz?  Bu belki de uyuşturucu ile at başı yarışan sigara fiyatlarını dolayısı ile insanların uyuşturucuya bile yeşil ışık yaktırır. Ne yani, uyuşturucu fiyatlarının bir paket sigara ile yarıştığı şu günlerde bu insanların artık uyuşturucu tüketmelerini mi istiyorsunuz? Garip doğrusu!