DİLEK KÖROĞLU: Bir yarışma programıyla keşfedildiniz. Geçen süre içerisinde hayatınızda neler değişti?

CUMALİ ÖZKAYA: Neler değişmedi ki bunların başında hayatım değişti. Bugün yola çıktığım prodüktörüm ile yollarımızın kesişmesine vesile oldu.

Yeni çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Yol albümümün 4. Klibi ekranlarda yerini bulan en güncel çalışmalarımızdan biri. Marjinal ve görsel efektlerle bir sinema filimi niteliğinde çekilen 4.klibim çok beğenildi. Aynı zamanda Olay TV ekranlarında her hafta sunduğum bir kültür sanat programı var. Sahne çalışmalarımız da son hız devam ediyor bildiginiz gibi Tenorca Türküler ve Toprağın Sesi dışında oluşum halinde olan yine çok iddialı bir çalışmamız var.

Umut Akyürek, Hakan Aysev gibi önemli isimlerle birlikte çalışıyorsunuz. Neler deneyimlediniz? 

Umut Akyürek ve Hakan Aysev gerçekten çok önemli sanatçılar, böylesine kıymetli ve özel sanatçılarla birlikte çalışıyor olmaktan dolayı çok mutlu ve gururluyum. Her sahneye çıktığımızda bir yeni şeyler öğrendim ve kendime kattım lakin; sahnede deneyimlediğim en önemli şey, farklı dallarda müzik yapan iki önemli ismin aslında Türkülerle kendilerini daha güzel ifade etmesi oldu.

Müzik sektöründe kendinizi nerede görüyorsunuz?

Başkalarının koltuğunda ve yerinde gözüm yok. Ralph Waldo Emerson'nın " yol sizi nereye götürüyorsa ordaya gitmeyin, yol olmayan yerden ki kendi yolunuzu yaratın " sözü hayatımda  bir düstur oldu. 

Elbette kendimi en iyi yerlerde ve zirvede görmek istiyorum ama bugün zirvede olan birinin yerinde degil kendi yaratacağım yerde.

Sizce ne kadar güncel bir iş yapıyorsunuz?

Güncelliğimi merak edenler Yol albümüne uzaktan baksalar, dinlemeden geçseler bile bu işin ne kadar modern ve güncel olduğunu göreceklerdir.

Türkücülerin genel olarak demode bir imaj yanısttığını düşünüyor musunuz?

Evet düşünüyorum. Halk Müziğinin yıllarca makus talihini maalesef bu insanlar oluşturdu. Türkücülüğün artık hiç olmadığı kadar modern ve güncel bir meslek olduğunu göstermek için elimden geleni yapıyorum. Bunun er veya geç anlaşılacağını ümit ediyorum.

Türkü ve arabesk arasında ince bir çizgi var. Son dönemde türküler arabesk de yorumlanıyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkü ile arabesk arasında hiç bir benzerlik yoktur ! Yıllarca arabesk dediğimiz bir çok Türkü, arabesk akımın kurbanı oldu. Ayağında Kundura adlı eseri yeniden yorumlayıp özüyle okudum dinlediğinizde kulaklarınıza inanamayacaksınız.

Kendinizi sıradan bir türkücü olarak görmediğinizi imajınızdan anlıyoruz. Kendi gözünüzden kendinizi yaptığınız işle nasıl tanımlıyorsunuz?

En zor soru bu bence, insanın kendini anlatması kadar zor bir durum yok. Kısacası ben, Anadolu'nun sesi olarak çıktığım bu yolda, Halk Müziğinde yeni bir dönem başlatmayı hedefledik yapımcım ile. Halk Müziğinin en güncel ve modern dönemi bu proje ile başladı diyebilirim.

Sesiniz 3,5 oktav ve müzik alanında eğitimli bir müzisyensiniz. Müzik piyasasında kulağa ve güzel bir sese sahip olmayan kişiler de var. Bu yönden kendinizi haksızlığa uğramış hissettiğiniz oluyor mu?

Ender rastlanan ve çok iddialı  bir ses yapısına sahip olmakla iş bitmiyor. Bu özelliğin yanına bir de duygu dediğimiz güzelliği getirdiğimizde tadından yenmez bir hal alıyor. Sektöre baktığımızda ruhsuz şarkı ve şarkıcılar dört bir yanımızı sarmış bulunmakta. Ve yıllarca tiz okumanın doğru okuma olduğunu iddia ettiler. Bu benim her ne kadar Lehime de olsa yanlış yanlıştır. Bu bağlamda haksızlığa uğrayan ben değil halk olmuştur. Uzun soluklu olamamalarının tek sebebi budur ki her biri farklı sektöre yönetmenliğe veya oyunculuğa soyundu.

Pop müzik türkülere göre daha ön planda. Özellikle son dönemde çok az isim türkü alanında yeni bir şeyler üretiyor. Bunun nedeni sizce nedir? 

Popüler kültür, tüketici kültürün tekelinde. Popüler kültürün tüketilmeye müsait olması ve içinin tamamiyle bir balon gibi boş olması pop müziğin şöhret olmasını sağladı. 

Beraberinde götürdüklerinden bahsetmeyeceğim  bile. Halkın Müziğine Türkülere gelecek olursak içi mânâ ve felsefe dolu sözlü kültürün sindirilmesi elbette  zor olduğu içi popüler kültür Fastfood şarkı ve şarkıcılara öncelik verdi. 

Lakin popüler müzik yapıp insanlara aynı zamanda çok güzel mesajlar veren sanatçılar da var onları da tebrik ediyor, hayranlıkla izliyorum.

Yaptığınız müzik türünün akranlarınız tarafından  iyi temsil edildiğini düşünüyor musunuz?

Ekranlara her ne kadar bu yansımasa da gençler ve akranlarım gerçekten yürek yüreğe vererek bu işi yapıyor. Dolayısıyla bu da beni çok mutlu ediyor.

Gençler türkülere, yabancı müzikten daha yabancı görünüyor. Siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce de öyle mi? 

Gençlerin ne kadar enerjik ve tezcanlı olduklarını hepimiz biliyoruz. Gençler ritmik şeyler dinliyor olsalar da türkülere çok ilgili ve sevdalı görüyorum bu da beni mutlu ediyor. Arada istisna da olsa gayet iyi bir tablo bu. 

Kendi müziğimizden kopmamızı neye bağlıyorsunuz?

Kendimizi tanımamıza bağlıyorum. Kendini tanımayan bilmeyen biri ancak değerlerinden uzak kalır ve kopar.

Yenilik adına yapılan yanlışlara şahit oluyoruz. Siz bu konuya ne kadar önem veriyorsunuz?

Özentilik ve yenilikçilik arasında çok ince bir çizgi var. 

Yenilik adı altında sömürgecilik yarışı var müzik piyasasında. Herkes maddi menfaatlerini bunların çatısı altında topluyor. Belki çok para kazanıyorlar ama insanlıklarını kaybediyorlar.