Türkiye’de eğitim denilince akıllara Bahçeşehir ve Uğur Eğitim Kurumları da mutlaka geliyor. 50. yıl dönümünü bu yıl kutlayan eğitim kurumları Türkiye sınırlarını çoktan aştı ve bir dünya markası olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. 3 kıtada ve 7 ülkede bulunan BAU, kaliteli eğitimi daha çok çocuğa ulaştırmak amacıyla dünyanın her kıtasına yayılmayı hedefliyor.

Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları'nda eğitim, anaokulundan üniversiteye yaşam boyu süren bir yolculuk. Geleceğimiz olan öğrenciler, bu eğitim yolculuğunda ‘’ kaliteli bir yaşama ‘’ yaratıcı, çözümleyici, bireysel yetenekleri geliştirici eğitim ve öğretim sistemiyle hazırlanıyorlar. Bugün Türkiye genelinde 48 ilde, 101 kampüste 56 binin üzerinde öğrenciye eğitim veriyorlar.

21. Yüzyıl artık teknoloji devri! Nasıl olur da Microsoft, Apple, WhatsApp, Uber ve Tesla gibi teknoloji firmalarının kazancı, kimi ülkelerden hatta yüz binlerce firmanın toplam kazancından daha fazla diye soruyoruz. Kilit cevap, markayı yaratıcılarının küçük yaştan itibaren bilim ve teknolojiye odaklı almış oldukları eğitimden geçiyor. Türkiye’nin kurtuluşu da bilim ve teknolojiye çok daha fazla önem vermesine bağlıdır. Bunun için üniversiteler çok geç olabilir. Bahçeşehir ve Uğur Eğitim kurumları küçük yaştan itibaren kodlama, robotik ve STEM'le eğitim veriyor. Ayrıca Bahçeşehir Koleji Fen ve Teknoloji Liseleri'yle de Türkiye'de önemli rol model olup ülkemizin eğitimine ve geleceğine ışık tutuyor.

Yarım asırlık eğitim serüvenini Univesité Paris 1 Panthéon-Sorbonne Ekonomi ve İşletme bölümünden mezun Bahçeşehir Okulları İcra Kurulu Başkanı Hüseyin Yücel ile konuştuk.


Öncelikle sürekli eğitim sistemi değişiyor Bahçeşehir Koleji bu değişikliğe nasıl hemen uyum sağlıyor?

Bahçeşehir Koleji kurulduğu günden bu yana eğitimin sürekli değişmesi, gelişmesi gerektiği ilkesiyle eğitim veriyor. Dünyada eğitim nereye gidiyor, geleceğe hazır olmak için eğitimimizde neleri değiştirmeliyiz, yeni nesilleri geleceğe nasıl hazırlarız, bu soruların peşindeyiz. Bahçeşehir Koleji bu nedenle eğitimin AR-GE merkezi gibi çalışıyor. Dünyayı inceliyoruz, gelişmiş ülkelerin eğitim modellerini inceliyoruz; ülkemizin ihtiyaçları ve şartlarını iyi tahlil ediyor, başarılı eğitim modellerini ülkemize uyarlıyoruz. Bu bakış açısı bizim sürekli dinamik ve yeniliklere hazırlıklı olmamızı sağlıyor. Hedeflerimiz çok net olduğu için eğitim sistemlerindeki değişikliklere adapte olmak konusunda bir sorun yaşamıyoruz. Öğrencilerimizi akademik anlamda başarılı, çok yönlü, farklı alanlarda bilgi sahibi, araştıran, üreten bireyler olarak yetiştiriyoruz. Donanımlı bir öğrenci sistem ne olursa olsun başarılı olacaktır. Bunun yanında eğitimdeki yenilikçi yaklaşımımızla Milli Eğitim Bakanlığı’na sürekli olarak öneriler sunarak değişime biz de katkıda bulunuyoruz. 2006 yılında Bahçeşehir Koleji Fen ve Teknoloji Lisesinde uygulamaya başladığımız sonrasında Türkiye genelindeki tüm kampüslerimizde anaokulundan itibaren uyguladığımız STEM eğitim modelini Türkiye’de uygulayan ilk eğitim kurumlarından biriyiz. Yine müfredata giren kodlama derslerini de 5 yaşından itibaren uyguluyor ve başarımızla örnek teşkil ediyoruz.


Liselere geçiş için ideal sistem nasıl olmalı Hüseyin Bey?

Liselerin verilen eğitime göre kendi öğrencileri seçmesinin sağlıklı bir yol olduğunu düşünüyorum. Örneğin Bahçeşehir Koleji Fen ve Teknoloji Liseleri için kendi sınavımızı ve lise geçiş sistemimizi oluşturduk. Apply FenTek adını verdiğimiz sistemle aday öğrencilerimizi yakından tanıyoruz. Gerçekten bu liselerde verilen eğitime uygun öğrencileri seçmek için akademisyenlerimizin de katkılarıyla ciddi bir kabul modeli meydana getirdik. Bahçeşehir Üniversitesi bünyesinde kurduğumuz Yenilikçi Eğitim Geliştirme Araştırma Merkezi (YEGAM) tarafından hazırlanan soruların olduğu online sınavı da içeren bu sistemle öğrencilerimizin hedeflerini ve potansiyellerini anlamayı amaçlıyoruz. Hedeflerine uygun eğitimi bu lisede alabilecek, buradaki eğitimin gerektirdiği becerileri karşılayacak öğrencilerin kabul edildiği bu sistemin diğer liselerde de örnek teşkil edeceğini düşünüyorum.


Hangi şehirlerde toplam kaç adet okulunuz bulunmaktadır?

Bahçeşehir Koleji olarak 2017-2018 eğitim öğretim yılında Edirne’den Kars’a Türkiye’nin 48 ilinde 101 kampüsle eğitim veriyoruz. 2017 yılında ise ilk yurt dışı kampüsümüzü Kanada’da Fulford Academy adı ile açtık.


Bu sene Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları 50. yılını kutluyor. Siz en başından beri Enver Yücel ile bu yoldasınız. Ne söylemek istersiniz?

Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları Laleli’de üç derslikli bir dershane ile başlayıp bugün Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanında kampüsleri ve eğitim merkezleri bulunan, Avrupa’nın en büyük eğitim kurumu. Bahçeşehir Koleji ve Uğur Okulları ile k12 düzeyinde Türkiye genelinde kampüsleri bulunan, kısa sürede Türkiye’nin en saygın üniversiteleri arasına giren Bahçeşehir Üniversitesiyle, BAU Global çatısı altında Wahsington’dan Hong Kong’a kampüs ve eğitim merkezleriyle yalnızca Avrupa’nın en büyük eğitim kurumu değiliz; dünyanın en iyi eğitim kurumları arasındayız. Laleli’de üç derslikli bir dershaneden, Türkiye’nin eğitimdeki dünya markası olan bir yapıya dönüşümün her basamağında kurucumuz Enver Yücel’in eşsiz vizyonunun payı var. Tüm yaşamını eğitime adamış bir isim olan Enver Yücel’in “Türkiye’nin nitelikli eğitimden başka şansı yok” mottosunu benimseyen dev bir eğitim kurumuyuz. Nitelikli eğitimin şifrelerinin yenilikte, daha iyisini yapma arayışında olduğunu biliyor, her adımımızı buna göre atıyoruz. Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumlarının ülkemizin nitelikli eğitim hamlesinin dinamosu olduğunu düşünüyorum. Bu vizyonla gelecek 50 yıla da umutla ve heyecanla bakıyoruz.


Enver Yücel Bey ile Washington DC’de BAU International Üniversitesi’nde röportaj gerçekleştirdim. Kendisi çok vizyoner, babacan ve başarılı birisi. Enver Yücel denilince meler söylemek istersiniz?

Enver Yücel denildiğinde akla gelen ilk kelime “vizyoner” olmalıdır. Kendisi için “eğitim fütüristi” demek de yanlış olmayacaktır. Yıllar önce söylediği her şey zaman içinde gereklilik haline gelmiştir. Bunun için ise tek bir pusulası var; nitelikli eğitim nasıl olmalı? Bu sorunun cevabını arayan, hep daha iyisini yapmak için çalışan bir insan. Bunun yanında Enver Yücel’in vizyonunun Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumlarındaki dönüşümün kaynağı olmasının en büyük nedeni de bilgiyi paylaşma ilkesidir. Enver Yücel araştırır, öğrenir, üretir ve tüm kazanımlarını çevresiyle paylaşmaya önem verir. Bilgi aktarımı Enver Bey için en öncelikli konudur. Kendi bilgisini çevresiyle paylaştığı gibi çevresindekilerin de aynı anlayışı benimsemesini önemser. Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumlarının anaokulundan doktoraya büyük bir eğitim ailesi olmasının altında yatan değer de budur. Yalnızca kurum içinde değil, Türkiye’de hangi kurumda, nerede olursa olsun tüm eğitimcilerle bilgimizi paylaşmayı önemsiyoruz. Eğitimin geleceğiyle ilgili düzenli olarak gerçekleştirdiğimiz çalıştaylarımız, konferanslarımız, panellerimiz tüm eğitimcilerin, velilerin, eğitim konusunda kafa yoran herkesin katılımına açık olarak düzenlenir. Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumlarının bu anlayışının, Enver Yücel’in bilgiyi paylaşma vizyonu doğrultusunda yerleştiğini söylemek yerinde olur.


STEM+A eğitimi, kodlama ve robotik eğitimleri hakkında neler yapıyorsunuz nasıl bir eğitim var?

STEM, Science (Fen), Technology (Teknoloji), Engineering (Mühendislik) ve Mathematics (Matematik) kelimelerinin baş harflerinden adını alan bir eğitim modeli. ABD başta olmak üzere dünyanın lider ülkelerinin Endüstri 4.0’a hazırlık için benimsedikleri bir eğitim metodu. Farklı disiplinlerin bir arada edindirilmesi ilkesine dayanan proje odaklı bir eğitim modeli. Öğrencilerin merak etmesini, araştırmasını, proje geliştirmesini ve projelerini hayata geçirirken farklı disiplinleri bir arada kullanma becerisini geliştirmesini hedefliyor. STEM eğitimini 2006 yılında İstanbul Bahçeşehir’de açtığımız ilk Fen ve Teknoloji Lisesinde uygulamaya başladık. Bu lise, bu eğitimin Türkiye’de uygulandığı ilk lise olma özelliğini taşıyor. Kısa süre sonra tüm kampüslerimizde erken çocukluk eğitiminden itibaren uygulamaya başladık. STEM’in temsil ettiği disiplinlere Sanatı (Art) da ekledik. Bahçeşehir Koleji’nde çoğu eğitim uygulaması STEM’i temel alıyor. Kodlama ve robotik derslerimiz de STEM eğitim modelinin uygulamaları. Öğrencilerimizi geleceğin dili kodlamayla 5 yaşından itibaren tanıştırıyoruz. Sınıflar büyüdükçe robotik dersleri başlıyor ve ilerde de hem ulusal hem uluslararası robotik turnuvalarına katılarak bu dünyaya adım atıyorlar.


Bahçeşehir Koleji’nin yurt dışı nerede ve ne tarz yatırımları var?

2017 yılında Kanada’da Fulford Academy adıyla ilk yurt dışı kampüsümüzü açtık. Öğrencilerimize eğitimlerinin bir bölümünü bu okulda tamamlama ve çift diploma alma olanağı da sunduğumuz Kanada kampüsümüzde birçok milletten öğrencimiz öğrenim görüyor. Burada uygulanan müfredat, üniversite eğitimine ABD veya Kanada’da devam etmeyi düşünen öğrencilerimiz için de avantaj sağlıyor. Bahçeşehir Koleji olarak yurt dışındaki yeni eğitim yatırımlarımız için çalışmalarımız da devam ediyor. Farklı ülkelerde Bahçeşehir Koleji kampüsleri açmayı hedefliyoruz.


2030’da robotlar 800 milyon kişiyi işsiz bırakacak. Peki, çocuklarımızı, robotların asla öğrenemeyeceği hangi mesleklere hazırlayacağız? Ve siz gelecek için nasıl bir eğitim düşünüyorsunuz Hüseyin Bey?

Geleceğin felaketlerle anıldığı senaryolardan hoşlanmıyorum çünkü bunları gerçekçi bulmuyorum. 800 milyon kişinin işsiz kalması kıyamet kopması gibi bir şey… Öte yandan dünya sürekli dönüşüyor, değişiyor ve hayat da devam ediyor. 50 yıl önce şimdi yaşadığımız değişim ve dönüşümler öngörüldüğünde de benzer felaket tabloları yaratılıyordu. Oysa yaşadığımız en büyük felaketler; hastalık ve savaşla hâlâ… İnternet hayatımıza girdiği için, bilimde ve teknolojide yenilikler olduğu için acı çekmiyoruz, tüm insanlık olarak enerjimizi ve potansiyelimizi savaşlarla ve hastalıkla tükettiğimiz için acı çekiyoruz. Bu 50 yıl önce de böyleydi, şimdi de böyle ve nitelikli eğitimi tek meselemiz haline getirmediğimiz müddetçe 2030 yılında da derdimiz işsizlikten çok savaşlar ve hastalıklar olacak. Şimdiden bunu değiştirmek elimizde. Eğitimle potansiyelini insanlığa ve topluma yararlı olmak için kullanacak, bu amaçla potansiyelini hep geliştirmeye çalışacak bir nesil yetiştirmeliyiz. Yetiştirdiğimiz nesil “Şu hastalığa nasıl çare bulabilirim?”, “Teknolojiyi kullanarak susuzluk çeken bölgelerde bu soruna nasıl bir çözüm üretebilirim?” gibi düşüncelerle dolu olmalı. Bu şekilde yetişen bir neslin ne kendisi için ne de dünyanın geri kalanı için işsizlik gibi bir endişesi olmayacak. Çocuklarımız hangi mesleği yapmayı seçerse seçsin dünyaya ve kendi toplumuna değer katmalı, fark yaratmalı. Bahçeşehir Kolejinde öğrencilerimize geleceğin mesleklerine uyum sağlayacak vizyonu kazandırmanın yanında bu düşünce biçimini aşılıyoruz. Geleceğin eğitimi bu şekilde olmalıdır.


Enver Bey’in bir söylemi var. Türkiye'de neden bir Harvard olmasın?

Enver Yücel’in bu sözüne sonuna kadar katılıyorum. Türkiye’de bir Harvard olmaması için hiçbir neden yok; yeter ki bunu dert edinelim. Bahçeşehir Üniversitesi kuruluş tarihi bakımından Harvard’ın yanında çok yeni bir üniversite ancak vizyonuyla şimdiden Türkiye’nin en değerli akademilerinden biri haline geldi. İhtiyacımız olan tek şey nitelikli eğitimi dert edinmek.


Kurduğunuz Bahçeşehir Koleji Basketbol Kulübü bu yıl TBL’de mücadele ediyor. Bir basketbol takımı kurma fikri nasıl oluştu? Hedefleriniz neler?

Bahçeşehir Kolejinde eğitim felsefemiz, kaliteli eğitimi Türkiye’nin her yerindeki çocuklara ulaştırmak üzerine kurulu. Geleceğe yön verecek gençler yetiştiriyoruz ve bunu yaparken bilim, sanat ve sporun ayrılmaz bir bütün olduğunu biliyoruz. Basketbol takımı kurarken öncelikle bu felsefeyi temel alarak yola çıktık. Basketbol takımımızı, basketbolu ve sporu sevdirmek, gençlerimizde fair play ruhunu yerleştirmek amacıyla kurduk. Alt yapımızı Türkiye’nin dört bir yanındaki kampüslerimizdeki öğrencilerimizden oluşturacağız. Böylece profesyonel basketbolda kariyer yapmak isteyen gençlerimizin de önünü açacağız.


Röportaj: Anıl Sural

www.twitter.com/AnilSural


Fotoğraf: Rona Doğan