Hepimizin içinde yeni yerler, lezzetli tatlar ve farklı insanlarla tanışma merakı vardır. Birçok medeniyeti sınırları içinde yaşatmış olan, her bölgesinin kendine has doğası, yöresel zengin mutfağı ve daha sayamadığımız birçok özelliği kendisinde barındıran ülkemizde bulabiliriz. Tatil amaçlı yurtdışına çıkma hevesimiz varsa gidip görelim, fakat haz alamayıp ülkemize hayran olarak dönme olasılığımız da yüksektir.

    İnsanlarının karakterinde kalıplaşmış düzeni, yüzlerindeki soğuk ta olsa gülümsemeyi ve teşekkür etmeyi huy edinmiş anlayışı görebiliriz. Ancak bizdeki misafirperverliği, insanların içinden gelen sıcak samimiyeti ve dört mevsim parlayan gök yüzündeki atmosferi yaratmanın kolay olmadığını, ayrıca insanların ihtiyaç duyduğu robotlaşmış gezegen değil, doğal bir ortamın olduğunu anlamış olacağız.

    Her cadde başında lüks restoranları görebiliriz, fakat içine girince midemizin bayram edeceği değil, cebimizden onlarca bayram harçlığı çıktığını fark etmiş olacağız. Mutfakları damak tadına uygun ve gelirleri bu harcamalar doğrultusunda yeterli olabilir. Ama o tatlar bizim yemeklerin yerini tutamayacağı gibi aşağı yukarı bir haftalık gelirimize de denk gelebilir.  Marketlerin reyonlarında da büyük özen ve titizlikle dizilmiş gıda ürünlerini görebiliriz. Lakin; Türk kahvesi ve çayını, baklava, lokum, höşmerim tatlısını, mercimek ve tarhana çorbasını, fasulye ve nohutu, bulgur, bamya, mantı, hamsi tava, çiğ ve içli köftelerini, çeşitli kebapları, lahmacun, pide, simit, yaprak sarma, dolma, yoğurt vs. zengin yemek kültürümüzdeki tatları hiçbir mekanda bulamayız.

   Geniş, düzgün caddeleri, düzenli konutları, zengin sanat ve görsel kültürleri de görebilirsiniz. Fakat tüm dünyadaki insanların süslü rüyası, bir Ayasofya’yı, Peri Bacaları’nı, Pamukkale’yi, Safranbolu evlerini, Nemrut Dağı’nı, Cumalıkızık köyünü, Damlataş Mağarasını, Antik Çağ'ın zirvesi Efes gibi ve daha sayamadığımız birçok tarihi zenginliğimizi başka hiçbir ülkede bulamayacağımızın farkına varacağız.

   Bu özetle saydıklarımızdan çıkaracağımız sonuç; sağlık, eğitim ve işimiz  gereği olmadığı takdirde, sadece yurtdışına seyahat etmiş olmak için, gezdiğimiz birkaç lüks mekanı ve yediğimizi içtiğimizi fotoğraflamak amacıyla gitmeyelim. Dünyada benzeri olmayan kendi vatanımızın zengin doğasını, eşsiz mutfağını ve kadim tarihini görselleştirip yaymayı, aynı zamanda içinde gururla yaşadığımız ülkemizin gelirine de katkıda bulunmuş olalım.