Gelişme yolunda olan bir ülkenin, ileri teknolojiye dayalı sanayi aşamasına geçmeyi düşlemesi ve bunu istemesi normaldir. Bakın, “Düşlemek” kelimesini bilerek kullanıyorum. Türkiye kendisini Cumhuriyetin 100. Yıldönümü olan 2023 hedeflerine kilitlemiştir. Biz ANAP olarak daha 1983’lü yıllarda Türkiye’nin, dünyanın en gelişmiş ilk 10 ülkesi arasına 21. Yüzyılın başında girmesini amaçlamıştık. Bu amaçla, 4 trilyon dolar milli gelire, 1 trilyon $ ihracata, 250 milyar dolarda turizm gelirine ulaşmayı öngörmüştük. AKP Hükümeti ise GSMH’ye 2 trilyon $ ihracatta 500 milyar $ hedeflerini almıştır. Bana göre bu fevkalade yetersizdir. Yapılan hesaplamalara göre, 2023 yılında dünyanın en gelişmiş 10 ülkesi arasına girmek gerçekleştirilmesi zor bir hedeftir. 
Şimdilerde ise, AKP hükümeti ileri teknoloji isteyen, yerli otomobil ve milli uçak projelerini ortaya atmıştır. Hatta yerli uçak yapımı için, şu aşamalar planlanmıştır: SNC şirketine ait, halen uçan ancak üretimi durdurulmuş Dornier-D328 modeli uçak modernize edilecek. T328 (turboprop motorlu-pervaneli) ve TRJ 328 (Jet motorlu) uçaklarının testleri 2017’de başlayacak ve 2019’da ticari uçuşlara çıkacak. 328 uçaklarını temel alan 70 kişilik yeni bir TRJ 628 uçağı geliştirilecek. SNC D328’in bütün mülkiyet haklarını SSM’ye devredecek. Yeni uçakların bütün hakları da SSM’nin mülkiyetinde olacak. Türkiye’ye sivil yolcu uçağı üretimi tesisi sertifikalı fabrika kurulacak. TRJ 628 (jet motorlu) 2023’te ticari uçuşlara başlayacak. Hedef, bu uçağın motorunun da yerli üretim olması.
Uçak imal sanayi fevkalade ciddi ve iddialı iştir. Uçağı yapar, uçurursunuz, ancak, uçuş güvenliğini sürekli olarak sağlamak büyük hassasiyet ister. Bugün uçak sanayinde, en ileri ülke ABD’dir. Amerika tarafından yapılan uçaklara güvenle ve gideceğiniz yere sağ salim ulaşabileceğiniz garantisi içinde seyahat edersiniz. Dünyada başlıca uçak üreticileri ABD, Rusya ve Alman-Fransız-İngiliz ortaklığı olan AİR BUS şirketidir. Rusya imal ettiği Tupelov, İllisiun, Antonof uçakları ile kendi ülkesinde ve bazı eski Sovyetler Birliği’nden ayrılan ülkelerde faaliyet göstermektedir. Hemen şunu ifade edeyim ki, ben şahsen bir seyahate gideceksem, uçağın tipine ve hangi ülke tarafından imal edildiğine bakarım. Bu bağlamda, Rus yapımı uçaklara binmem. Hatırlıyorum, Eximbank Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptığım, bir Belerus seyahatinde, İstanbul – Minsk arasında Rus yapımı Tupelov uçağı olduğunu ve bu uçağın çok çok eski olduğunu öğrenince, uzun yolu seçmiş, Lufthansa İstanbul – Frankfurt – Minsk parkurunu gidiş – dönüş olarak seçmiştim. 
Rus uçaklarının uçuş güvencesi tartışmalı bir konudur. Pek çok Rus uçağı düşmektedir. Ancak, insan değeri fazla olmadığından, geçiştirilmektedir. Bugün dünyanın en güvenceli uçakları Amerikan uçakları ile gene birçok parçası ABD’de imal edilen Airbus endüstri şirketine ait uçaklardır. İngiltere bir ara Comet ve Tridant uçaklarını yaptı ama, üst üste gelen kazalar yeterli güvenceyi vermediğinden vazgeçti ve Amerikan uçaklarına döndü. Bugün Brezilya’da, Kanada’da, Hollanda’da ve Çin’de, bu ülkeler kendi uçaklarını yapmakla birlikte, güvenlik ve konfor bakımından Amerika'ya göre oldukça geri durumundadırlar. 
Uçak ve otomobil sanayini gerçekleştirebilirsiniz, ancak, bunları dış pazarlara satmak, ihraç etmek, yeni pazarlar yaratmak asıl sorundur. Uçak yaparsınız, bunları zorla kendi milli hava yollarınıza satabilirsiniz, ama, uçuş güvenliği ve sağ salim seyahat akıllarda şüphe bırakır. Bu durumda da, insan haklarına önem veren bir ülke olarak, kendi vatandaşlarınızı tehlikeye atmaya hakkınız yoktur. Esasen, uluslararası havacılık teşkilatı uçak imalatına ve bunların uçmasına onay vermekle yükümlüdür. Zaten bu örgütten onay alamayan uçak imalatı, bir zamanlar yapılan ve yürümeyen devrim otomobillerine döner. 
Türkiye uçak imal edebilir mi? İmal edebilir. Ancak, teknoloji ve endüstri düzeyini gelişmiş ülkeler düzeyine çıkarabilirseniz. Geçen gün kendimin ve eşimin sağlık sorunları nedeni ile vaktimin epeyce bir kısmını hastanelerde geçirdim. Şöyle bir baktım, hemen hemen tüm tıp cihazları ve malzeme, hatta hasta yatakları bile ithal. Siz otomobil ve uçak imalatından önce, bunları yapın da, uçağa sonra sıra gelsin… 
Şimdi burada bir sonraki aşamada uzay teknolojisidir. Şimdi Hükümet yetkilileri uzaya da gemi veya araç göndereceğiz diyebilirler! Türkiye Ar-Ge’ye ve inovasyona milli gelirinden ne pay ayırmaktadır? Yıllık buluş ve patent miktarı bizde nedir? Amerika Birleşik Devletleri, Japonya gibi ülkelerde Ar-Ge ve İnovasyona ve yeni buluşlara ve bunların eğitimine büyük paylar ayrılmaktadır. Devamlı imam hatip okulları açıp, imam hatipliler bir milyona çıktı diye övünmek yerine, bilgiye, teknolojiye, Ar-ge’ye, İnovasyon’a ve gelişmiş teknolojilerine önem veren eğitim sistemine geçmek zorunludur. Türkiye bugün önünde iki tane örnek olduğu halde, 3. Asma köprüyü bile yapamıyor. Uçak yapıyoruz diye dışarıdan motor ve parçaları getirip, montaj yapmakla ileri teknolojiye sahip olmak mümkün değildir. 
NOT: 
1. YENİ GEMİLER: İstanbul Belediyesinin yeni yaptırdığı şehir hatları gemilerini hiç beğenmedim. Bu vapurlarda püfür püfür boğaz havasını teneffüs edip, seyahat edemezsiniz. Mesela belediye insanların nostaljisine hitap edip, o eski güzelim gemilerin yeni ve modern versiyonunu yapamaz mıydı? 
2. Kadıköy’ün büyük problemi olan kurbağalıdere projesi bir türlü bitmiyor ve etraf kokudan geçilmiyor. Geçen gün televizyonda izledim, Kadıköy Belediye Başkanı ile İstanbul Belediye Başkanı topu birbirlerine atıyorlar. Oysa Kadıköy Belediye Başkanlığına aday olup, çok küçük bir farkla (şaibeli biçimde) kaybettiğim Kadıköy Belediye Başkanlığı için hazırladığım projeler arasında, Kurbağalı Dere ıslahı vardı ve bu amaçla proje hazırlamış ve Avrupa yatırım bankasından 35 milyon $ temin etmiştim. Yani, bu işi 15 sene evvel, ben bitirmiştim.