Daha yaşanılır ve güçlü bir Türkiye için yapılması gerekenleri bilgi ve takdirlerinize sunuyorum. Güçlü bir ülke, sağlıklı ve imanlı, inançlı birey, mutlu aile, üreten ekonomi ve helal ticaret, güçlü ordu, ahlaklı bir nesil, Kur'an ve Sünneti ölçü alan bir hayat nizamı ile olur.

EKONOMİK SİSTEM ÖNERİSİ:

Ülkemiz yaklaşık olarak yılda 100 milyar dolara yakın faiz ödemekte cari açık ve enerji de dışa bağımlılık 70 milyar doların üzerindedir.

Faize ve borca dayalı para sisteminden, üretime dayalı, faizsiz asrın ahiliği ekonomi modeline geçmeliyiz.

Dünyada yaşanan ekonomik krizlere rağmen en kısa zamanda güçlü bir şekilde çıkabiliriz.

Bu olumsuzluklara rağmen yurtiçi ve yurtdışında da yoğun bir terörle mücadele sürdürülüyor.

Türkiye’nin çözemeyeceği hiçbir sorunu yoktur, yeter ki doğru adımlar zamanında atılsın ve doğru ekiplerle uygulansın. Yapılan ve yapılmakta olan güzel hizmetleri desteklemek, eksik ve aksayan hizmetleri de en güzel şekilde tamamlamalıyız.

EĞİTİM-ÖĞRETİM:

Önce eğitim sistemi düzeltilmeli, Finlandiya eğitim modeline benzer şekilde bizde de kendi kültürümüz ve geleneklerimize uygun olarak yeniden yapılandırılmalıdır.

Geçmişte; Rasathane, Medrese ve Enderun gibi çok başarılı eğitim kurumlarına sahiptik. Üniversitelerimiz Hindistan’ın yaptığı gibi bilişim ve yeni teknolojik gelişmelere göre yapılandırılmalıdır. Bütün Okullarımız da Ahilik Kulüpleri kurulmalı ve tarihi ve kültürel değerlerimiz öğretilmelidir.

ABD ve AB Üniversiteleri farklı ülkelerde temsilcilik açıyor. Üniversitelerimiz farklı illerde ve ülkelerde eğitim merkezi açabilmeli ve dünya ile rekabete çıkmalıdır.

Öğrencilere öncelikle kul hakkı, helal kazanç ve güzel ahlak öğretilmelidir.

YENİ AHİLİK EKONOMİ MODELİ-FAİZ GİDERLERİ:

Türkiye yılda 100 milyar dolara yakın faiz gideri olan ve ekonomide cari açıkla dışa bağımlı bir ülke olmaktan kurtulmalıdır. Bunun için; Faizsiz Finansal Ekonomik Ahilik  Sistemine geçilmelidir. Sermaye tabana yayılarak, üretimi, ihracatı ve ticareti geliştirecek şekilde uygulanmalıdır.

Merhum Başbakan Erbakan Hoca “Adil Düzen ve Havuz Sistemi” ile güzel bir başarı ortaya konuştu. Bu sistem revize edilerek yeniden uygulanmalıdır.

Kooperatifler, Şirketler ve Holdingler üzerinden faizsiz bir ekonomik model geliştirilmelidir. Medine İslam Ortak Pazarı ve Ahi Evrani Veli'nin kurduğu Ahilik Teşkilatı asrımıza göre yeniden dizayn edilerek uygulanmalıdır.

GELİR DAĞILIMI-ADİL VERGİ:

Vergi'nin gelir dağılımına göre adaletli olarak toplanmalı ve sosyal adaleti sağlayacak bir sistem oluşturulmalıdır. Kotra, yat tekneleri, mücevherat ve pırlanta ürünleri ve taksi plakaları gibi çok sayıda emtia ve hizmet adil olarak vergilendirilmelidir.

ECZACILIK-TIP-SAĞLIK:

Ülkemizde Sağlık Bakanlığı, Gıda ve Tarım Bakanlığı, Sağlık Kuruluşları konsersium olarak ortak çalışma yaparak tıbbi araştırmalar yaparak, tıbbi laboratuvar ve tıbbi enstitüler kurarak ilaç, aşı, salgın ve kronik hastalıklara karşı araştırma ve geliştirmeler artırılmalıdır. Yurtdışından alınan ve yüksek fiyatlı ilaçlara öncelik verilmelidir. Sağlık Enstitüleri Başkanlığın da yerli aşılar üretilmeye devam edilmeli.

SPOR-GENÇLİK:

Genç nüfus olarak önemli bir potansiyele sahibiz, bunu çok iyi değerlendirmeliyiz.

Yeteneklere göre küçük yaşlardan itibaren spor seçmeleri yapılmalı ve kabiliyetlere göre spor branşlarına yönlendirme yapılmalıdır.

Profesyonel ve amatör sporlarda gerileme yaşıyoruz. Lisanslı sporcu sayımız az. 2002’den beri Futbolda Dünya kupalarına katılamıyoruz.

Teknik gelişmelere göre spor dallarını yeniden yapılandırmalıyız.

İCAT-MARKA-PATENT OLUŞTURMAK:

Ülkemizi dünyada tanıtacak en az on marka oluşturmalıyız. Bugüne kadar böyle bir çalışma yapılmaması büyük bir eksikliktir. Almanya sanayisi ile, Fransa aynı şekilde, Japonya teknoloji ile, ABD çeşitli ürünlerle bunu yapıyor. Bizim hala böyle bir çalışmamız yok. Bir an önce böyle bir konsept belirlenmeli ve gerekirse devlet desteği sağlanmalı. Bu markalar Türkiye’nin dünyaya açılan yüzü olmalıdır. Türkiye’nin vitrini olmalıdır. Gıda ve tarım ürünleri olabilir, kültürel ve sanatsal ürün olabilir, sanayi ürünü olabilir. Sadece bu madde bile başlı başına çok önemli bir tespittir. Mutlaka yapılmalıdır.

YAKIN BÖLGE-UZAK ÜLKELERLE TİCARET:

Bölge ülkeleri ile ticareti geliştirmeliyiz. Bölgesel işbirliklerini ve ortak pazar projelerini hayata geçirmeliyiz. Öncelikle üretimi artırmalıyız. Her alanda üretim. Tarım, tekstil, gıda, bilim, teknoloji ve sanayide üretim. Komşu ülkelerle ikili ticareti geliştirmeliyiz. Özellikle Orta Asya, Afrika, Kafkas, Balkan, Karadeniz ve Akdeniz ülkeleri. Kendi ulusal para birimimiz ile ticaret yapmalıyız.

TEKSTİL-GİYİM:

Türkiye’nin en önemli döviz girdisi saplayan lokomotif sektörlerinden birisi olan tekstil sektörü yeniden canlandırılmalıdır. Pandemi ile birlikte yeni bir tekstil ekonomisi oluştu.

Özellikle dünya piyasalarına hitap edilmeli ve bunun önü açılmalıdır. Atölyeler bütün Anadolu’ya yayılmalıdır. Afrika’ya yönelik çalışma yapılmalıdır.

KÜLTÜR-TURİZM:

Dünyada iddialı olduğumuz bir alan olmasına rağmen,  pandemide büyük bir durgunluk yaşanmıştır. Turizm bütün yıla ve bütün illere yayılmalı, konaklama, deniz turizmi, doğa turizmi, tarih turizmi, kış turizmi ve inanç turizmi geliştirilmelidir. Sağlık turizmi önemli bir ivme kazandı, daha üst seviyelere çıkartılabilir.

Karadeniz bölgesinde doğa turizmi geliştirilmelidir. Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı çok yetersizdir. Türkiye bundan çok defa fazlasını yapabilecek potansiyele sahiptir. Ezberler bozulmuyor. Farklı, yeni ülkelere tanıtımlar yapılmıyor.

İNŞAAT-EMLAK-ŞEHİRCİLİK:

TOKİ ve Emlak Konut dar gelirliler için yeni konutlar üretmelidir. Kentsel dönüşüm yapılmalı, fay hatları üzerinde olan ve dere yataklarındaki yerleşim yerleri güvenli bölgelere taşınmalıdır. İnşaat sektörünü faizsiz krediler ile desteklemek gerekir. Ekonomiye büyük bir ivme kazandıracaktır.

DENİZCİLİK BAKANLIĞI-DENİZ TİCARET FİLOSU:

Üç tarafı denizlerle çevrili olan bir ülkeyiz. Deniz ticareti potansiyelimiz var, bunu daha üst seviyelere çıkarmalıyız. Deniz ticareti ve deniz taşımacılığı geliştirilmelidir. Deniz ticaret filosu oluşturmalıyız. Denizcilik Bakanlığı yeniden kurulmalıdır.

ENERJİ:

Ülkemiz büyükte ve gelişmektedir. Enerji'de dışa bağımlılıktan kurtulmalıyız. Bu nedenle nükleer enerji bir gerekliliktir. Nükleer enerjiye geçilmelidir. Yapımı devam eden santraller hızlandırılmalı, yeni iki santral daha yapılmalı. Yıllık 70 milyar dolar civarında enerji ihtiyacımızı dışarıdan karşılamaktayız. Ayrıca yenilebilir enerji kaynakları da değerlendirilmelidir. Yeni Rafineriler yapmalıyız. Mevcut Rafineriler yeterli değildir. Akdeniz ve Karadeniz’de hidrokarbon arayışına devam edelim. Kaya Gazına da ağırlık vermeliyiz. Ege ve Van Gölünde de araştırma yapılmalıdır.

Konutlarda güneş enerjisi kullanımı teşvik edilmelidir. Özellikle güneşli gün sayısı fazla olan illerde güneş paneli kullanımı artırılmalıdır.

TÜPRAŞ ve PETKİM gibi stratejik öneme sahip kurumlar derhal kamulaştırılmalıdır.

ULUSLARARASI ORGANİZASYONLAR:

Uluslararası organizasyonlara ev sahipliği yapılmalı ve Avrupa, Dünya ve Olimpiyat şampiyonaları düzenlenmeli.

F1 Grand Prix yarışları kalıcı ülkemize kazandırılmalıdır. Formula-1, 9 yıl aradan sonra ülkemize kazandırılması büyük bir başarıdır. Bunun önemini daha önce defaatle ifade ettik.

Rusya ve Ukrayna da savaş nedeniyle yapılamayacak organizasyonlar ülkemize alınabilir.

SERBEST TİCARET BÖLGELERİ:

Serbest ticaret antlaşmaları ve serbest ticaret bölgelerini artırmalıyız. Serbest bölge uygulamasını geliştirmeliyiz. Mücevherat sektöründe uluslararası tanıtıma ve pazarlamaya geçilmeli.

DEVLET-ÖZEL SEKTÖR-ÜNİVERSİTELER İŞ BİRLİĞİ:

Yine devlet, özel sektör ve iş dünyası ortaklığı ile yeni yatırım projeleri hayata geçirilmeli. Ayrıca uluslararası fuar ve tanıtım organizasyonlarına ev sahipliği yapmalıyız.

MADENCİLİK-YERALTI KAYNAKLARIMIZ:

Yeraltı zenginliklerimizi sadece bor madeni olarak düşünmeyelim. Platin, Pladyum, Rodyum ve yarı iletken çip üretiminde kullanılan Neon Gazi gibi diğer madenlerimizi üretime ve ihracata kazandırabiliriz.

Bunun gibi çok sayı da alternatif çözüme sahibiz ve bu önerileri hayata geçirebiliriz.

Hidrokarbon araştırmalarına devam etmeliyiz. Yeni sondaj sahaları açmalıyız. MTA, TPO, BOTAŞ, TÜBİTAK bu çalışmalara yol açmalıdır.

BİLİM-SANAYİ-TEKNOLOJİ:

Teknoparklarımızı daha uygun şartlara getirmeliyiz. Özellikle kira ve vergi gibi destekler verilmelidir. Yüksek teknoloji üretimi desteklenmeli ve mikroçip üretimi teşvik edilmelidir.

Yerli otomobil önemli bir başlangıç olacaktır. Yapay zeka, 3D yazılımlar, robotik ürünler, uzay teknolojileri, metalurji, nanoteknoloji, bioteknoloji, dijital teknolojiler ve  yerli yazılımlar desteklenmelidir.

Elimizde Bor, Platin, Pladyum, Rodyum gibi önemli önemli maden ve Kenevir gibi stratejik bir bitki var, bunları çok daha etkili kullanmalıyız ve üretim alanını genişletmeliyiz. KOSGEB, TÜBİTAK, TEKNOPARK ve Teknoloji Bakanlığı daha fazla destek vermelidir.

TÜRK TELEKOM gibi stratejik öneme sahip bir kuruluş kamulaştırılmalıdır.

OTOMOBİL-OTOMOTİV:

Devrim otomobili devam etmiş olsaydı bugün çok önemli bir marka olacaktı.

Bir çok önemli girişim engellendi. Nuri Demirağ, Vecihi Hürküş, Nuri Killigil, Şakir Zümre gibi çok önemli yatırımlar engellendi.

Çok önemli mucitlere ve bilim adamlarına sahibiz.

Büyük bir fırsatı kaçırdık ama TOGG ve HABAŞ dünyada hibrit elektrikli araçlar içerisinde ilk sıralarda yer alacak.

GÜVENLİK-SAVUNMA SANAYİ:

Türkiye savunma sanayinde önemli gelişmelere imza attı. MİL-GEM, İHA-SİHA-TİHA, MİUS, Kızılelma, Seyir Füzesi, Atak Helikopteri, Altay Tankı, TCG Anadolu, Denizaltı, Hisar-A, Hisar O, Milli Piyade Tüfeği gibi önemli başarılara imza atıldı. Uçak Gemisi'de yapılmalıdır.

ASPİLSAN-ASELSAN-HAVELSAN-ROKETSAN- TUSAŞ/TAİ-MKE önemli hizmetler icra ediyor. Termobarik Bomba yapımına ağırlık verilmelidir.

Uzun menzilli hava savunma sistemi, yerli uçak, uçak gemisi yapılması ve devam eden projelerin tamamlanması ile büyük bir güce kavuşacağız.

GIDA-TARIM-HAYVANCILIK:

Tarımda kendi kendine yete bilirlik çok önemlidir. Gıda stratejik bir alana dönüşmüştür. Pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşının uzaması ve belirsizlikler dünya da özellikle başta buğday olmak üzere gıda sıkıntısına yol açacaktır. Ülkemiz bu alanda oldukça zengin bir potansiyele sahiptir.

Verimli tarım havzalarına sahibiz. Yeniden bu alana önem vermeliyiz. Yerli Ata tohum, organik gübre, yem ile tarım ve hayvancılık desteklenmeli.

Özellikle konar-göçer hayvancılık yapan Yörükler desteklenmelidir.

Gıda Tarım Bakanlığı, TMO, TİGEM, TAGEM, ÇAYKUR, FİSKOBİRLİK gibi kurumlarımız daha fazla destek vermelidir.

Tarım Kooperatifleri kurulmalı ve üretim desteklenmelidir.

Dünya da Gıda ve suya olan ihtiyaç her geçen gün artıyor. Afrika’da ve dünyada su havzaları satın alınmalı ve verimli araziler kiralanmalı ve organik tarım yapılmalıdır.

SİVİL SAVUNMA-AFET-ACİL DURUM YÖNETİMİ:

Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezleri bütün il ve ilçelerde kurulmalı, Türkiye Afet Müdahale Planı güncellenmektedir.

Dere yatakları ve fay hatları üzerindeki yerleşim yerleri tahliye edilmeli ve güvenli yerler inşa edilmeli, bunun için yeni bir iskan politikası belirlenmelidir.

Güvenli Kamu arazilerinde yeni yerleşim yerleri kurulmalıdır. Kronik deprem ve heyelan riski olan yerleşim yerleri tahliye edilmelidir. Sivil Savunma eğitimleri İlköğretimden itibaren verilmelidir.

İSTANBUL FİNANS MERKEZİ:

İstanbul Finans Merkezi bu yıl itibariyle açıldı, tam kapasiteye ulaşması biraz daha zaman alacaktır.

Uluslararası sermaye’yi ülkemize çekmek için yatırıma ve üretime yönelik cazip fırsatlar sunmak gerekir. Ayrıca, değerli madenler, altın ve gümüş para, dijital para ve kripto para içinde çalışma yapılmalıdır.

Dijital para borsası kurulmalıdır. Altınbank kuruluyor, altın para yapılmalı ve faizsiz olarak hizmet vermelidir.

ULUSLARARASI KURULUŞLAR:

BM, AB, D-8, G-8, G-20, BİRÇS, İİT, AFB, WTO, TÜRK DEVLETLER TEŞKİLATI, TÜRKSOY, NATO, AGİT, ASEAN, BİK, OECD, OPEC, APEC, KEİ, NAFTA, LAFTA, MİKTA, KİK, gibi uluslararası ekonomik kuruluşlar olmak üzere, Türk ve İslam Ülkeleri ile çok taraflı antlaşmalara imza atarak, yeni ekonomik ortak pazarlar ve işbirlikleri gerçekleştirmeliyiz.

Türk Birliğini kurmalıyız. Rusya-Ukrayna çatışmasında Türkiye savaşın sona ermesi için tarafsız ve arabulucu olarak çok önemli bir görev icra etmiş ve diplomatik gücünü etkili olarak kullanmıştır.

Suriye, Mısır, Suudi Arabistan, Libya ile de bu şekilde diplomatik görüşmeler ve ticari ilişkiler devam etmelidir.

SONUÇ:

Bütün bu önerilerin başarılı bir şekilde sonuçlanması için öncelikle Devlet ve Millet kaynaşması gerçekleştirilmelidir. Yüksel teknoloji ve bilim, teknik çalışmalarına ağırlık vermeliyiz. Asrımıza uygun yeni bir Ahilik modeli uygulamaya geçirilmelidir. Maddi sorunlara ve çözümlerine burada kısaca değindiğimiz gibi daha ayrıntılı olarak da katkı sunabiliriz.

Manevi anlamda ise; ahlaklı insanlar yetiştirmek, dünya ve ahiret huzuru için, dini bir görev olarak her inanan mümin ve müslüman doğru ilim öğrenmeli, helal ticaret yapmalı, hakkı ve sabrı tavsiye etmeli, iyiliği emredip kötülükten sakındırmakla görevlidir.

Burada kısa olarak değindiğimiz konuları stratejik olarak ülkemizin faydasına olacak şekilde derinlemesine ele almaya devam ediyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle daha güçlü ve daha yaşanabilir bir Türkiye için herkesi yeniden her alanda milli, maddi ve manevi mücadeleye davet ediyorum.

ŞENER MENGENE

STRATEJİ ENSTİTÜSÜ

STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ BAŞKANI

GÜÇLÜ TÜRKİYE İÇİN STRATEJİK SEKTÖRLER

Sürekli sorunları, krizleri, kaosları ve komplo teorilerini konuşmak bize birşey kazandırmaz. Bu nedenle güçlü olmalı ve kendi planlarımızı hazırlayıp uygulamalıyız. Yeni bir dünya kuruluyor. Bizde yerimizi güçlü bir şekilde almalıyız. Neler yapılması gerektiğini daha öncede ifade ettik. Uzay Kuvvetleri konusunun dikkate alınması çok önemlidir. Birinci, ikinci, üçüncü sanayi devriminde yer almadık ve kaçırdık. Bu sebeple Batı karşısında yenildik, ağır bedeller ödedik. Dördüncü sanayi devrimini kaçırmamak zorundayız. Türk-İslam dünyasının kaderi Türkiye’nin alacağı kararlara bağlıdır.

Öncelikle, işe nereden başlayacağımızı ortaya koymalıyız. Büyük bir stratejik plân yapmalıyız. Uzmanlaşma alanlarını belirlemeliyiz. Hangi alanlar seçilecek? Uzmanlaşma nasıl olacak? Milli Güç nasıl oluşturulacak? Nasıl harekete geçirilecek? Öncelikle bütün bunlar belirlenmelidir. Yapılacak işlerin sırası, bireysel, bölgesel ve sektörel uzmanlaşma nasıl olacak bunlar tespit edilip harekete geçilmelidir.

Jeopolitik, jeostratejik, jeoekonomik olmak üzere, bütün milli güç unsurlarımızı en etkin bir biçimde kullanmalıyız. Özellikle korona salgınından sonra tarım ve hayvancılık sektörünün stratejik bir alan olduğunu bir kez daha hatırladık. Bu konuda çok avantajlı bir konumdayız. Çok az maliyetle büyük faydalar sağlayabiliriz. Ayrıca endemik türlerde de çok iyi bir coğrafya'ya sahibiz.

Tarım ve hayvancılık modern yöntemlerle yapılmalı, verimlilik, kendine yeterlilik, israf etmeden tüketim, el değmeden üretim, konservecilik ve ambalajlama, üreticinin korunması, çiftçi ve köylülerin eğitimi çok büyük önem taşımaktadır. Bunları başarmak için gelişmiş eğitim ve kurs veren kurumlar oluşturulmalıdır. Hayvancılık konusunda Yörüklere daha geniş imkânlar ve meralar sağlanmalıdır.

Tarih boyunca önemini koruyan sektörlerden biri de denizcilik sektörüdür. Deniz taşımacılığı, navlun gelirleri çok önemlidir. Bu sektörde var olabilmek için gemi inşa sanayi, büyük çaplı motor güç gruplarının yapımı, bu sektörü destekleyecek kaliteli çelik üretimi çok önemli hale gelmiştir. Denizcilik Bakanlığı yeniden kurulmalıdır. Asrın Ahilik Teşkilatını kurarak üreten Faizsiz Ekonomi Modeline geçmeliyiz.

Türkiye ve dünya için çok önemli sektörlerden biri de turizmdir. Ulaştırma araçlarındaki hızın artması dünyayı bu gün için en uzak mesafesi 20 saat olan bir köy haline getirmiştir. İnsanlar sadece kendi ülkelerinde değil, dünyanın her yerinde iş yapıyor, dolaşıyor, geziyor eğleniyor merak duygusunu gideriyor. Çağımızın en dinamik sektörü Turizm ve Teknoloji olmuştur. Özellikle Türkiye’nin döviz girdisi ve cari açığını bu alanlardan elde edilen gelirlerle telafi etmesi mümkündür.

Strateji, Diplomasi, Medya, Eğitim, Kültür, Sanat, Finans, Bilim, Meteroloji-İklim Bilimleri, Uzay Bilimleri, Teknik, Sanayi, Ar-Ge, İnovasyon, Gıda ve Tarım, Tıp ve Eczacılık, , Savunma Sanayi, Güvenlik, Enerji, İleri Teknolojiler, Biyokimya, Nükleer Bilimler, Biyoteknoloji, Nanoteknoloji, Uzay Araştırmaları, Meteor Madenciliği, Bilişim, Grafen, Geniş Bant İnternet Teknolojileri, Fiber Optik Ağ Teknolojisi gibi alanlar özellikle derinlemesine ele alınmalıdır.

3-D Yazıcılar, Akıllı Şehirler, Yapay Zekâ, Yeni Nesil Yazılım ve Donanımlar, Nanoteknoloji, Biyoteknoloji, Endüstriyel Tarım, Gıda, Uzay Bilimleri, gibi alanlarla uzmanlaşmaya ve teknik eğitim veren kurumların yaygınlaştırılmasına ve bu yöndeki sanayi kuruşlarının kurulmasına önem verilmeli, devlet teşkilatı esnek hale getirilmeli, gelişen alanların önünü açmalı, gerekli teşvikleri anında vermelidir.

Yetişmiş insan gücü hayat boyu eğitim ile sürekli geliştirilmeli, Türkiye’nin AR-GE, ÜR-GE, TE-GE, İnovasyon ve Strateji potansiyeli çok yüksek, bütün dünya laboratuvarları için cazip hale getirilmelidir. Türkiye yatırım çeken ülke olmalıdır. Verilecek teşvikler ile Türkiye cazibe merkezi haline getirilmelidir. Ortaya çıkan küresel bunalım ve kriz büyük fırsatlar sundu. Balkan, Kafkas ve Türk ülkeleri ile ilişkilerimizi güçlendirelim. Ekonomik birlikler ve ortak pazarlar oluşturalım.

Tarih, bize yeniden büyük bir fırsat sundu. Ayağımıza kadar gelen bu son fırsatı artık değerlendirelim. Neden Devlet ve Millet olarak varlık içerisinde yokluk çekiyoruz. Biz bize yeter de artarız. Kaçan fırsatın telafisi olmaz. Cesur kararlar almak ve hızla uygulamak zorundayız. Strateji Enstitüsü Stratejik Araştırmalar merkezi olarak Uzun yıllar stratejik konular ve kronik sorunlar üzerinde çalışıyoruz, burada özet olarak değindiğimiz hususları genişletilerek bir rapor halene getirilebiliriz. Şayet istenirse ve belirtilen hususları detaylı olarak projelendirip sunum yapabiliriz.

ŞENER MENGENE

ARAŞTIRMACI-YAZAR

STRATEJİ ENSTİTÜSÜ BAŞKANI