“Çuhacı Han veya Çuhacılar Hanın” ilk sakinleri “Çuhacı esnafı” daha sonraki ise, Ermeni Kuyum Ustaları olmuştur. Kuyumcu denince, ilk akla gelen; “Altun, Platin ve çok değerli mücevher” taşlarıyla iç içe hayat sürdüren bir insanın, en azından bir esnaf tabakasına mensup olduğu asla düşünülemez. Halk nezdinde ise: Kuyumcu en az Harun kadar zengin değilse de, benzeri bir servete sahiptir denmekte ve öyle düşünülmekteydi. 

Halbuki, Madalya’nın diğer yüzü, tam tersi, kıt kazanıp, kıt yiyen ve fakat, Kuyumcu Mağazalarının vitrinlerinde kuvvetli ışıklar altında insanı adeta büyüleyen Mücevherlerin kendilerine has özellikleriyle pırıl, pırıl ışıldayan görünümleri, Kuyum Ustaları’nın, Harun gibi hayat yaşadıklarını, iddia sahiplerine asla kabul ettiremezdiniz!... O Kuyum Ustası şayet Ermeni asıllı ise ki, öyle olması büyük ihtimâl dahilindedir. Hiç inandıramazdınız!... Çünkü, Ermeni: “Eşittir Türk düşmanı” ölçüsüne göre değerlendirilmektedir. 

Bakıyorum da başka bir azınlık, Ermenilerin günümüzdeki zor durumundan istifade etmek hevesiyle; Kuyum Ustalığı bizlerden başlar(!) iddiasıyla, mindere çıkmış, hodri meydan diyor! 

Bendeniz de merhum Ziya Paşa’nın şu tarihi deyimi ile karşılık veriyorum: (Aynası iştir kişinin lâfa bakılmaz!) ve 1939-1965 yılları arasındaki “Çuhacılar Hanı” sakinlerini özet kimlikleriyle sunuyoruz. 

Kuyum Ustalığı da dahil, güzel san’atların hemen hiç birinin vatanı yoktur; Taş devrinden kalma mağara duvarlarına çizilmiş resimlerin mevcudiyetini, günümüz Arkeologları yıllarca evvel araştırmalarında keşfetmişlerdir. Meselâ, Eski Mısır’ın mücevher imalatında çok nefis pandantifler imâl etmiş olduklarını, kazılarında öğrenmişlerdi. Bizim topraklarımızda ise, mücevher yapımında en mahir Ustalar Selçuklu ve Osmanlı Ermenilerin içlerinden yetişmiştir. Osmanlı topraklarında Kuyum san’atını icra eden ve cihana tanıtan Ermeni Ustaları olmuştur. 

Payitaht İstanbul Beldesi’nde zarif mücevherleri bizzat Saray’a tanıtan Sivas’a bağlı Divriğli’den İstanbul’a göç ederek, Yeni-Kapu sahili civarına yerleşmiş olan Divriğlili Artin Usta olmuştur. 

Takriben 1600’lerde Yeni-Kapu Sahili civarına yerleştikten sonra, san’at eserlerini tanıtmaya başlamış; hünerli elleriyle öylesine zevkli ve göz kamaştırıcı mücevherler imal etmeye başlamış ki, kısa zamanda Payitahtın elit tabakasının dikkatlerini çekmiş ve böylece, elit tabaka Divriğili Artin Usta’nın dışında bir Kuyumcu tanımaz olmuşlar. 

Durumu öğrenen Valide Sultan, bizzat Artin Usta’nın dükkânına gelerek bir yüzük sipariş vermiş, bilahare yüzüğü gördükten sonra adeta hayran kalmış ve: 

(-: Usta dile benden ne dilersen!) 

Artin Usta, emeğinin karşılığı dışında hiçbir şey talep etmeyince, Vâlide Sultan daha da memnun kılmış ve: 

(-: Usta! Sen ne düz adamsın!?) 

Böylece Saray’ın Kuyum-Başı olma şerefine erişen Artin Usta, “Düz” lakabıyla anılmaya başlamış. Mezkur Düzyanlar’ın ceddi bu değerli Kuyumcu olmuştur. 1712 yılında; Yeniköy ve Kuruçeşme’ye nakl-i mekân eden Düzyanlar, Ermeni elit tabakası mensuplarıdır. 

ÇUHACI HANDAKİ ERMENİ USTALAR

SADEKÂR USTALARI : (1942 – 1965)  

1-: ĞOSROF AĞA : 1876’den bir iki yıl sonra, II.Abdülhamid Hân’ın Kuyumcu-Başı’sı olmuştur. Mezkûr Han’ın kadim sakinlerindendir. 

2-: MİRAN ŞİROYAN: 1940’ların en mahir Kuyum Ustalarındandı. (1941-1943) Okulumuzun Yaz Tatillerinde velilerim beni yanını çırak vermişti. Kendisi Vanlı olup, Anam tarafından akrabamız olur. 

Merhum Miran Şiroyan Ustanın yanında yetişmiş olan başlıca talebeleri şunlardır: NUBAR GIDIKYAN, HAGOP “AGOP” PÜSKÜL, PEHLİVAN OHANNES, ANDON USTA, JAK USTA, MARDİROS USTA, GARBİS USTA. 

3-: NUBAR GIDIKYAN: Şiroyan’ın çırağı ve ondan sonra gelen en büyük Kuyum Ustası’dır. 1980’lerde kendisini emekli kılmasından sonra, hayli zaman Kuyumcular çarşısında pek görünmedi. 

Son derece asabi mizaçlı olduğundan yanında çırak barınamamıştır. Hasbelkader yetiştirebildiği tek Usta, Varujan Kömürcüyan adında Yeni-Kapulu bir gençti. Ancak, yetiştirebildiği tek Usta Varujan, 1949’da Fransa-Paris’e giderek oraya yerleşmiştir. 

4-: AGOP “Hagop” PÜSKÜL: Benim yanında çalıştığım ikinci Ustamdır.. Gayet vicdanlı bir insan ve büyük bir Sadekâr Ustası idi. 

Eniştesi Arşavir Usta odaşıktı ve yanında “Ayı Boğan Kevork” lakaplı bir kalfası vardı. Püskül Ustamın Kalfaları ise Mardiros ve Garbis Ustalardır. Her ikisini de pek sever onlara hizmet etmekten zevk alırdım. 

Püskül Usta 1970’lerde, ABD’ye göçmüştür. 

5-: PEHLİVAN HOVHANNES: İyi bir sanatkâr olmakla birlikte, yakışıklı bir pehlivandı. Püskül Ustamın yakın arkadaşı, Pehlivan Hovhannes Usta beni çok severdi. Dürüst ve mert bir sporcu Kuyum ustası olarak nam salmıştır. 

6-: TOROS TOROSYAN: Ekstra bir Kuyum Ustası idi. Velâkin mağrur oluşu yüzünden pek sevilmemiştir. (Mason Locasına kayıtlı) olan Torosyan Usta 1979 yılında Yurt haricine gitmiştir. 

7-: ANDON USTA: Rum asıllı Andon Usta, gayet mahir bir Usta idi. Çevresinde iyiliksever, dürüst bir san’atkâr olarak tanınmıştır. 

8-: YETVART YEREZYAN: Kaliteli bir san’atkâr olmasına rağmen, daha ziyade, “Tenor” oluşuyla dikkatlere çekmiştir. 

9-: JAK USTA: Şiroyan Usta’nın çıraklarından olan mahir bir san’atkârdır. 1947’de Fransa-Paris’e göçmüş, oraya yerleşmiş olan Musevi asıllı Jak Usta, Kuyum Çarşısı esnafı tarafından efendiliğiyle her zaman taktir görmüştür. 

10-: ARTAKİ ĞAÇARDURYAN: “BURMAYAN USTA”NIN USTASIDIR. Lakabı “İnek Artaki”dir, iyi bir Kuyum Ustası olmasına rağmen, daha ziyade Kuyum Tüccarlığı ile alâkadar olmuştur. 

11-: PARİZİYEN ZARE: Gayet mahir bir san’atkâr olmasına rağmen, daha ziyade “Parizyen Zeare” olarak bilinirdi. (1940-1950) yıllarda Avrupa’ya seyahat etmek hayli meseleydi. Zare Usta, Avrupa görenlerinden olduğu için, “Parizyen” lakabıyla anılırdı. 

12-: VARUJAN KÖSEYAN: Gıdıkyan Usta’nın yetiştirdiği yegane çırağıdır. Soy adının “Kömürcüyan” olduğunu ileri süren kaynaklar da vardır. Papaz mahdumu olan Varujan, 1949’da, Fransa-Paris’e göçmüştür. 

13-: VAHE ÇAMÇİK: Kuyum san’atının bahse değer Ustalarındandır. Kuyum Çarşısında hemen herkes tarafından takdir görür ve işinin ehli olarak bir çok pandantife imzasını basmış Ustalardandır. 

14-: KEVORK ÇONTİK: ABD’nin büyülediği İstanbullulardandı. Gayet mahir bir Usta olmasına rağmen, “ABD rüyası” onu çalışmaktan alıkoyuyordu. Nihayet bir gün fırsatını bularak ABD’ye göçtü. Yeni-Kapulu olan Çontik Usta’nın biraderi Arşak, benim çocukluk arkadaşımdı. 

15-: JİRAYR ŞAHBAZ: Mahir bir Sadekâr olması dışında şahsı hakkında herhangi bir bilgim yoktur. 

16-: ARAM KORDONCİYAN: Çuhacı Han’ın tanınmış mahir Ustalarından olan Kordonciyan hakkında bütün bildiğim: Gayet iyi bir Sadekâr oluşudur. 

17-: VAĞARŞAK USTA: Nadir eserlere imzasını basmış bulunan Vağarşak Usta’nın tek bir arkadaşı yoktu. İçine kapanık, esrarengiz tavırları olan bu mahir Usta, nasıl bir kişiliğe sahipti? Niçin böyle davranmaktaydı ise, bir sır olarak kendisiyle birlikte göçüp gitmiştir?.. 

18-: VİÇEN İSTANBULLU: Saatli kol bileziklerinin mucidi ve moda edenidir. Gayet mahir ve devamlı yenilikler peşinden koşan bu Usta, çevresi tarafından sevgi ve saygı duyulan bir Usta idi. 

19-: BOĞOS ŞAKARYAN: Tanınmış Ustalardandır. San’at değeri hakkında, pek derin bir bilgim olmamasına rağmen, Kuyum Çarşısında adı mahir Ustalar içinde geçtiğine göre, bahse değer bir Usta olduğundan şüphe edilemez. 

20-: BERÇ OZANYAN: Kuyum Çarşısı’nın tanınmış Ustalarındandır. Ciddi ve çalışkanlığı ile dikkatlere çekmiş bir san’atkârdır. 

21-: JİRAYR USTA: Üsküdarlı Kuyum Ustaları için san’at açısından ileri gelenlerden olmakla birlikte, iyilik severliğiyle de dikkate çekmiştir. 

Günümüzde onlar derecesinde olmazsa da benzerlerine çok şükür tesadüf edilebilmektedir. Şayet dikkat edildiyse; Ustaların bir çoğu, iyilikseverlik ve dürüstlük yönleriyle daha ziyade dikkatlere çekmişlerdir. 

Şayet nasipse, önümüzdeki hafta yayınlanacak olan yeni makalemde mezkur Ustalar’ın bütünü üzerinde durulacak ve kalanı da takdim edildikten sonra, Kuyum Ustalarının çevresini süsleyen diğer esnaf da siz değerli okuyucularımıza takdim edilecektir. 

Kimbilir belki de bir çoğunuzun, yakınları da bu sahifelerde sizleri selâmlayacaktır. Türk olsun, Ermeni olsun. Bu seri hemen her Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşını yakından ilgilendiren bir tarihi belge mahiyeti arz etmektedir. 

Saygı, sevgi ve selâmlarımla mutlu yarınlar diliyorum efendim.