Sevgili okurlarım, yılbaşından sonra özlem gidermek için Hollanda’ya gittim. Antalya’nın kış mevsiminde hırkayla dolaşıyorken kalın atkı mont ısıtmıyordu ve sıfırın altında on derece soğuktu. Oğlumla gelinimle ve torunlarımla hasret gidermek benliğimde dolaşan kanım kadar sıcaktı. Torunum Yraiza: “Ebeciğim Türkiye’de savaş var. Bizde burada sana bir şey olur korkusu yaşıyoruz. Gitme bizimle kal olur mu?” dedi.

Bu sözleri torunumdan duymak beni çok üzdü: “Yraiza bunu sana kim anlattı? Türkiye’de savaş yok. Fransa’da Belçika’da Almanya’da olduğu gibi bazı bölgelerde terörist katliamı var. Korkma Emniyet güçleri o tehlikeli adamları yakalayıp hapse atıyor” dedim.

Bu sözlerime ikna olmuş gibi görünse de: “Haberlerde ve öğretmenlerim bize Türkiye’de savaş olduğunu söylüyor. Bizde burada sana bir şey olursa korkusu yaşıyoruz” dedi. 

Hollanda’da Belçika sınırına yakın oturduğumuz için Zaventem Havalimanına uçuyorum. Antalya’da birinci ve ikinci dış hatlar kapalıydı ve iç hatlardan uçuş yaptım. Hem Antalya Havalimanı hem de Zaventem Havalimanı kimse yok denecek kadar boştu. Ülkemizde yaşadığımız terör olayı Belçika’yı da vurmuş görünüyordu ve yolcularda bir sessizlik vardı. Büyük ihtimalle yolcuların çoğu benim gibi zorunlu yolculuk yapıyordu!..

Biliyorum dünya devletlerinin hepside kendi çıkarlarını düşünüyordu. Lakin bu teröristler Avrupa’da barınıyordu ve bize vuran teröristler onlara da vuruyordu. Peki, müttefikimiz olan ülkeler işbirliği yerine Türkiye’yle neden iş birliği yapmaya yanaşmıyordu? 

Torunumun annesi Hollandalıydı ona bu durumu açıklamakta zorlanıyordum, çünkü onun iki ülkesi vardı Hollanda ve Türkiye. Ülkeler arası yanlış politikayı anlatırsam iki ülkeden birini seçmek zorunda kalacaktı. Farklı kültürlerle büyüyen çocukların düşünceleri zengindi bu zenginliğe gem vuran ülkeleri ben anlamıyordum minnacık yavru nasıl anlayacaktı?

Torunuma: “Yraiza Türkiye’ye kaç kez geldin çok sevdin ve herhangi bir yanlış durum yaşamadın ve de yaşamayacaksın bu konuda ebe sana söz veriyor. Ne zaman beni özlerseniz babaya söyleyin sizi getirecek özleyince bak bende size geliyorum. Yıllarca çalışarak yoruldum ve artık emekli oldum geri kalan yılları Türkiye’de geçirmek istiyorum” dedim.  

Ebenin sözleri Yraiza için senetti. Başkaları tarafından ona anlatılanlar değil benim sözlerim önemliydi. Soğuk kış mevsiminde minnacık sıcacık yüreklerle özlem giderek tekrar döndüm Ana-vatana torunumda güvende olduğumu ve Türkiye’ye gelmenin tehlikeli olmadığını okulda öğretmenine arkadaşlarına anlatacaktı. Torunum Türkiye’de savaş olmadığına herhangi bir tehlike olmadığına ikna olmuştu ülkemi yöneten yöneticilerimizde dış politikamızda vatanımın Suriye olmayacağını onlara anlatmalı. Yetmişdokuz milyon Türk Milleti olarak biz vatandaşlarda üstümüze düşen asli görevimizi dışarıda ve içeride yapmakla mükellefiz!.. 

Mükemmeli istiyorsak ülkemizin mükafatı olan çocuklarımızı Vatan Bayrak Devlet Millet sevgisiyle yetiştireceğiz!.. 

Bunu başardığımızda yedi düvel bize karşı olsa da bileğimizi kimse bükemez. Dünü unutmayarak bu günümüzü yaşanması gerektiği gibi doğru yaşayarak yarınlarımıza yavrularımızı hazırlayarak bu zor günlerimizi birlikte anlatarak ülkemizin geleceği minnacık yürekleri birlikte fethi edeceğiz!..

Sevgi ve saygılarımla