Dolar ve altındaki değişim Türkiye ekonomisinin durumunu yansıtır hale geldi.
Hepimiz merak ediyoruz;  ne oldu da dolar şu günlerde birden bire yükselişe geçti?
Dolar rekor üstüne rekor kırarken, bu gidişe kimin ya da neyin engel olacağını herkes merak ediyor.

Geçtiğimiz aylara kadar dolar fiyatındaki değişme, Türkiye’nin özel şartlarından; Türk Lirasının değer kaybı, siyasal istikrarsızlıktan, ekonomi politikasını oluşturan alt politika çelişkilerinden kaynaklanıyor diye düşünebiliyorduk.
Son haftalarda yaşanan hızlı değer kaybının temel nedeni ise dış politika tutarsızlığı yani şimdi küresel rüzgârlar döviz fiyatlamasında etkili oluyor diyebiliriz.
 
Özellikle;  Türkiye’nin kredi notunun kırılması, Cari işlemler açığının (döviz açığı) beklenenden daha yüksek çıkması, Enflasyonun yükselişini sürdürmesi gibi. Bu olumsuz gelişmelerin etkisi ile, sıcak para tahvilden çıktı, dövize yöneldi. Döviz talebi arttı. Dolar fiyatı ve faiz fiyatı yükselişe geçti.

Döviz fiyatlarındaki son günlerdeki artışın arkasında küresel rüzgârların sert esmesi de var ama unutmayalım ki döviz fiyatını yukarıya tırmandıran bizim ekonomik sorunlarımız da devam ediyor.
Enflasyonu aşağıya çekemiyoruz. İthalat artışı, ihracat artışının önünde koşuyor.
 
Türkiye gibi gelişmekte olan ülke ekonomilerinin büyümesi ile cari açığı arasında çok güçlü bir ilişki var.
Ülke içindeki tasarruflar yetmiyorsa, finansmanı dışarıdan sağlayacaksınız Sonra o finansmanla ithalatı gerçekleştireceksiniz. Ardından, ithal ettiğiniz girdileri kullanarak üretecek, yani büyüyeceksiniz. Bu arada ürettiğinizin bir bölümünü ihraç edeceksiniz ki ülkeye döviz geliri sağlansın.

Türk Lirasının değer kaybının siyasal istikrarsızlıktan, jeopolitik nedenlere, ekonomi politikasını oluşturan alt politika çelişkilerinden dış dünyada oluşan gelişmelere kadar birçok nedeni var.

Türkiye’nin uyguladığı ekonomi politikası zaten çelişkiler içinde.
Mevcut duruma göre Türkiye ‘sıkı para politikası ve genişletici maliye politikası’ izleniyor. Sıkı para politikası uygulandığını nereden anlıyoruz?
Merkez Bankası ve hükümetin ortak enflasyon hedefi % 5. Bunu gerçekleştirmek için Merkez Bankası enflasyon hedeflemesi şeklinde bir para politikası stratejisi uyguluyor. Bunlar bize sıkı (daraltıcı) para politikası yapılmaya çalışıldığını gösteriyor.
Genişletici maliye politikası uygulandığını nereden anlıyoruz? Ekonomide alınan bazı önlemler bize yüksek oranlı bir büyümenin sağlanabilmesi için vergilerin hafifletildiği, kamu harcamalarının artırıldığı, istihdamın teşvik edildiği yani kısacası maliye politikasının gevşetildiği sergiliyor.
Eğer durum böyleyse o zaman politikalar arasında bir tutarsızlık var demektir. Çünkü ekonomi politikası birbiriyle farklı yollarda ilerliyor.

Ekonominin sadece cari açığı kapatmak için değil, dış borç geri ödemlerini gerçekleştirebilmek için de dövize ihtiyacı var. Dış borçlar;  bu borçların bir kısmı kamuya, yüklüce miktarı ise reel sektöre ait bunların ödenmesi gerekiyor.
Ülkenin döviz varlıkları ile yükümlülükleri arasındaki farkı gösteren Net Uluslararası Yatırım Pozisyonumuz açık veriyor. Bu ; borçlar, varlıklardan daha fazla demketir.
Herhangi bir nedenle aniden piyasada bir döviz talebi oluşursa, Merkez Bankası müdahale eder, hareket yukarı doğru ise, piyasalara döviz arz eder ve kuru düşürür.
Ancak merkez bankasının bunu yapabilmesi için elinde yeterli döviz rezervi olması lazım.

Merkez Bankası Döviz Kurlarındaki Yükselişi Durdurabilir Mi?

Piyasalar, kurlardaki artışın enflasyonun üzerinde yaratacağı hasarı sınırlamak için Merkez Bankası’ndan müdahale bekler. İçeride kur artışını müdahale ile dizginlemek zordur.
Bugünden yarınki kurun ateşini söndürecek araçlar yeterli gelecek mi ?
 
Merkez Bankası’nın artık doğrudan müdahaleyi bir araç kullanmadığını biliyoruz.
Merkez Bankası ya da bankaların faizi düşük tutmaya çalışmalarının, piyasa faizlerini düşük tutmaya bir yararı yok. Piyasa faizi yerini (dengesini) buluyor.

Merkez Bankası, Reeskont kredilerini artırmak ya da döviz satım ihalelerinin miktarlarını artırmak gibi bazı yöntemlere başvurabilir.

Enflasyonun yüksek olması ve Merkez Bankası’nın aksiyon almakta çekingen davranması kurların yükselişini durduramıyor.

Yüksek cari açık verileri, kırılganlık göstergesi veriye bağlı olarak kurlardaki yukarı yönlü baskı bir süre daha devam edebilir.

Küresel gelişmeler bizim dışımızda çözemeyiz fakat kendi sorunlarımızı çözmek elimizde.
Bu ekonomi politikaları içinde bocalarken bir de dış politika çelişkisi eklenince Türk Lirasının  değer kaybetmemesi mucize olurdu.

KAYNAKLAR : Uğur Gürses / Hürriyet   -  Mahfi  Eğilmez / Kendime Yazılar ve güncel basın yayın organları