Sevgili okurlarım merhaba, Belçika’nın Brüksel şehrinden matrak, ama bir o kadarda mizah yüklü adam Hakiki Kabakçı aslen Emirdağ’ın Elhan köyündendir. Tabii bir Afyonkarahisarlı olarak hemşerimi tanımak istedim ve araştırdım. Neredeyse onu tanımayan Afyonkarahisarlı yoktu. Kendimde bir eksiklik hissettim ve onunla irtibata geçtim, karşıma iyi niyetli bir kişilik çıktı. Aslında ikimizin de farklı tarzı olsa da hiciv konusunda bizi teraziye koysalar birbirimizi ağdırmayacak kadar aynı ağırlıktaydık!..

Babasının memuriyeti dolayısıyla 1971’de Fetih Günü olan 29 Mayıs ayında Fatih’in topları döktürdüğü yer olan Kırklareli Demirköy’de doğdu. Kırklareli Vize’de ilkokulu, Afyonkarahisar’da liseyi, Eskişehir’de üniversiteyi iki yıl okuduktan sonra Belçika’ya geldi. Aslen Afyonkarahisar Emirdağ Elhan köyünden olan Hakiki Kabakçı evli ve üç tane Oğuzhan, Tunahan, Tolgahan adında oğulları var!.. 

Şiire olan merakını sorduğumda: “Şiire olan merakım, sürekli şiir dinlemem, 2009 yılında dışa vurdu. Hakiki Kabakçı mahlasıyla çeşitli dergilerde ve yurt dışındaki bazı gazetelerde şiirlerim yayınlanmaya başladı. Genelde şiirlerim taşlama ve mizah ağırlıklı, ama hece şiirlerinin de tüm çeşitlerini yazmayı tercih ediyorum. Temmuz 2011’de “Gavurcuya Mektup” adlı ilk şiir kitabımı, Temmuz 2014’de "Zıkkımın Kökü" adlı ikinci şiir kitabımı kendi imkanlarımla bastırdım ve okurlarla buluşturdum. Ağustos 2018’de “Kabak Tadı” adlı şiir kitabım Berikan Yayınları’ndan çıktı.” Dedi.

Toplumda dejenere olmuş, aynı zamanda aksayan yönlerimizi mizah yoluyla gündeme getiren şair: “Sağlam bir toplum adına yazarak gayret göstermeye çalışıyorum. Tüm Avrupalı Türklerin katıldığı Belçika’nın Genk şehrindeki şiir yarışmalarında 2011’de “Marifet” adlı şiirimle ikinci, 2012’de “Müptelasıyız” adlı şiirimle de ikinci oldum. “Emirdağlıyım Ben Deme” şiirimse bestelendi ve Tekin Keçenin albümünde okundu.” Dedi.

Serdar Tuncer, İbrahim Sadri, Ömer Hançeri tarafından şiirleri seslendirilen hemşerim anlatırken gururluydu. Aynı zamanda kendisini yakalamışken soracaklarım çoktu: “Türkiye ve Belçika arasında kıyaslama yapar mısınız? Üniversite terkten Belçika’ya gelmek zor gelmedi mi?  Belçika’da mutlu musunuz? Sayfanızda paylaştığınız mizahlara bakılırsa değilsiniz bunların sebeplerini anlatır mısınız? Sizi yakalamışken en önemli sorum Türkiye ve Belçika Türk gençliğine tavsiyeleriniz var mı?” Dedim.

Hazır cevap olan mizah dolu güzel adam kocaman bir kahkaha attı ve son sorumla başladı: “Türk gençliğine Atatürk tavsiyelerde bulunmuş bize söz düşmez. Fakat Türk asıllı Belçikalı gençlere söylediğim pek çok şey var, kitaplarımı alıp okusunlar ve Türkçelerini düzeltsinler. Mizahlarımın gerçek sebebi burada başlıyor. Belçika’da pek mutlu sayılmam kıyaslama yaparsam zamanınız yetmez, tüm sorularınıza cevabım kitaplarımda.” Dedi.

Afyonkarahisar’da Emirdağ’da Belçika’da takma isim kullanan şairin asıl ismini merak ettim. Her ne kadar bunu sormakta tereddüt etmiş olsam da: “Hakiki Kabakçı adı nereden geliyor. Sizin için herhangi bir anlamı var mı? Yoksa birilerinden mi gizleniyorsunuz?” Dedim.

Katıla katıla güldü ve: “Esprinize hayranım, ama ismimde herhangi bir leke yok. İleride iki ismin karışıklık yaratmaması için bana alışmış oldukları lakabımı kullanıyorum. Elhan köyünde kavun, karpuz, kabak yetişiyor. Civar köyler bizim köylülere kabakçı diyorlar. KABAKÇI mahlasım buradan geliyor. Köyümde doğmasam da ailemin köyü benim köyüm.” Dedi.

Son sözlerinden çok etkilendim biz Avrupalı Türkler için anavatanımızın illeri ilçeleri ve köyleri yüreğimizin tam ortasında yaşıyor. Güzel adama gelecek kitaplarında başarılar diliyorum. Dileğim onun gibi köyünüze sıkı sıkı sarılın,  maksadı aşmaya moda denen acımasız şu dünyada sarılacak maneviyatınız olsun ki, okyanusta mahsur kalmayın!..

Sevgi ve saygılarımla