Oğuz Çetinoğlu: Türk Balıkadamlar Spor Kulübü hangi tarihte kimler tarafından kuruldu?

Nezih Saruhanoğlu: 08 Mayıs 1954 tarihinde Av. Ziya İnan, İdris Başaraner ile birlikte Demir Baran Şenol, Yaşar Cambaz, Adnan Kesmen, Halûk Baytorun, Atilla Karafakioğlu, Çetin Otsukarcı ve Şaziye Altıntaş tarafından kurulmuştur.

Çetinoğlu: Mekân işi nasıl halettiniz, çalışmalarınıza nasıl başladınız, nasıl geliştirdiniz? 

Saruhanoğlu: 1955 yılında Caddebostan muhtarı rahmetli Ramiz Uçaran’ın muhtarlık binasının bir kısmını kulübümüze tahsis etmesiyle kulübümüz Caddebostan’da çalışmaya başladı. Kaptan Cousteau, Dalgıç Dumas ve Alman denizci Hans’tan etkilenen İdris Başaraner ve arkadaşları, oksijen ve basınçlı gaz regülatörlerini inceleyerek Orhan Arca’nın yardımlarıyla kendi regülatörlerini imal etmiştir. Denizcilik Bankası’nın hurdaya çıkmış yangın söndürme tüpleri kullanılarak ilk dalış denemeleri böylelikle başarıyla gerçekleşmiştir.

Çetinoğlu: Tesisleriniz çok mükemmel. Kulüp lokali probleminizi ve dalış donanımlarını nasıl temin ettiniz?

Saruhanoğlu: Rahmetli Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Sâlih Korur Bey’in yardımlarıyla, Orhan Abken, İngiltere’den 10 adet regülatör ve valf ithal etmiştir. Türk Hava Kuvvetleri’nden de temin edilen oksijen tüpleri Keğam usta tarafından test edilerek dalış tüpü hâline getirilmiş ve böylece modern malzemelerle dalışlara başlanılmıştır. Tabii ki bu gelişmelere ilave olarak İdris ağabeyimizin Türkiye’nin ilk paletini, maske ve şnorkellerini yaptığını unutmamak gerekir. Ayrıca kulübümüzün kuruluş aşamasında basın yazarlarımızdan Necati Zincirkıran, Necmi Tanyolaç, Yaşar Nabi Nayır, Kadircan Kaflı ve diğerlerinin yazılı desteklerini hiçbir zaman unutmayacağız. İstanbul eski vali ve belediye başkanlarımızdan rahmetli Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay’ın emirleriyle kulübümüze tahsis edilen hâlen bulunduğumuz arsamızda ilk lokal binamız, rahmetli üyemiz Hakkı Ökten Bey’in üstün gayretleriyle ve üyelerimizin maddî katkılarıyla tamamlanmıştır. 

Çetinoğlu: Dalgıç olacaklar için kurslar da düzenliyorsunuz. Nasıl başladı?

Saruhanoğlu: 1957 yılında Amerikalı Mr. Lawton’un açtığı ilk resmî balıkadam kursunu başarıyla bitiren Özcan Tingöy, Berk Or, Günhan Altıneli ve Özer Uçuran Çiller Türkiye’nin ilk bröveli dalgıçları olmuşlardır. Kulüp başkanımız Enver Abiral’in, kulübümüzün sosyalleşmesi anlamında oldukça büyük emeği geçmiştir.

Çetinoğlu: Yurt dışına da açıldığınızı öğrenmiştim. Anlatır mısınız?

Saruhanoğlu: 1958 yılında Metin Sütuna, ‘Türkiye’de Sualtı Arkeolojisi’ konulu bildirisiyle İtalya’da düzenlenen 2. Dünya Sualtı Kongresine katılarak ülkemizi temsil etmiştir. 1959 yılında Metin Ülman İspanya’da düzenlenen dünya şampiyonasına katılmıştır. 1977 yılında Polonya’da düzenlenen Dünya Şampiyonası’nda takımımız 28 ülke arasında 4. olmuştur. Bodrum müzesinin kuruluşunda büyük emeği geçen Prof. George Bass, derin su dalış tecrübelerini kulübümüz sporcularıyla birlikte kazandığını meşhur kitabında anlatmıştır. 1959 – 1960’lı yıllarda Et Balık Kurumu; kulübümüzle anlaşarak, modern dalışta nargile tekniğini öğretmeleri için Berk Or, Tosun Sezer, Baskın Sokullu’yu görevlendirmiştir. Böylece süngerciler daha az dalış kazalarına mêruz kalmıştır.

Çetinoğlu:Kaza’ dediniz… Hemen sorayım: ‘Dalış kazaları’ kavramı ne anlama geliyor?

Saruhanoğlu: Dalıcının, dalış sırasında başına gelebilecek ciddî kazalar şunlar olabilir: 1-Kulak zarının yırtılması, 2-Dekomprasyon  (vurgun), 3-Derinlik sarhoşluğu (azot gazının narkoz etkisi), 4-Skuez, 5-Emboli (Kan hücrelerinin damar içinde göllenerek pıhtı oluşturması), 6-Zehirli deniz canlılarının dalgıcın derisinde meydana getireceği hasarlar, 7-Akıntıya mâruz kalmak. 

Çetinoğlu: Dekomprasyon (vurgun) nedir? 

Saruhanoğlu: Dalışta derinlik ve derinlerde kalma süresi artarsa, azot gazı daha fazla olarak kana karışır (sıvı hâle geçer). Dılıcı âniden yukarı çıkarsa, kandaki azot tekrar gaz hâline geçer ve damarları tıkar. Bu olaya ‘vurgun’ diyoruz.  

Çetinoğlu:Teşekkür ederim. Faaliyetleriniz hakkında okuyucularımızı bilgilendirir misiniz?

Saruhanoğlu: Kulübümüzün yetiştirdiği çok sayıda nitelikli balıkadamlar yurdumuzda sualtıyla ilgili başarılı çalışmalar yapmışlardır. Bu çalışmalarla kulübümüz, Bakanlar Kurulu’nun 1967 yılında 6/9246 sayılı kararıyla ‘Kamu Yararına Çalışan Dernek’ kapsamına almıştır. Kulübümüzden bröve alan sporcularımızdan bir kısmı ilgileri doğrultusunda Sualtı Arkeoloji, Su Ürünleri, Sualtı İnşaat ve Sanayi, Sualtı Arama ve Kurtarma, Sualtı Araştırma ve diğer ilmî kuruluşlarda, Sualtı Film-fotoğraf ve video, Sualtı Turizmi konularında uzmanlaşarak bu dallarda profesyonelce çalışmaktadırlar. 

Çetinoğlu: Faaliyet alanınızda tanınmış kimler var? Onları da hiç değilse isim olarak anabilir miyiz?

Saruhanoğlu: Hatırlayabildiklerimi sayayım: Baskın Sokulu, Tosun Sezer, Metin Sütuna,  Gürcan Perksoy,  Çetin Uluocak,  Cengiz Ertaylan, Turgay Noyan, Enes Edis, Murat Ribar, Yalçın Haraçoğlu, Mustafa Madenli, Levent Yüksel (isim benzerliği var, müzisyen değil), Adnan Büyük, Sadettin Aşkın, Nurdoğan  Özkaya, Münci Öz, Ender Kopanoğlu, Gündoğdu ve Güneri Saruhanoğlu’dur.

Çetinoğlu: Verdiğiniz isimlerin son ikisi, ailenizden mi?

Saruhanoğlu: Kardeşlerimdir. Dört kardeşiz. Dördümüz de Türk Balıkadamlar Kulübü için çalışıyoruz. 

Çetinoğlu: Çok güzel. Sizi destekleyenlerin isimlerini de teşekkür yerine geçmek üzere anabilir miyiz?

Saruhanoğlu: İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Sualtı Hekimliği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Maide Cimşit, Prof. Dr. Şamil Aktaş, Prof. Dr. Salih Aydın ve GATA Askerî Tıp Fakültesi Hiperbarik Tedâvi Merkezi kurucusu Doç. Dr. Emin Elbüken’nin kulübümüze dalış güvenliği ve sağlık anlamında büyük katkıları bulunmuştur.

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın Çubuklu Dalış Okulu ve Sâhil Güvenlik Komutanlıkları’nın kulübümüze önemli destekleri bulunmaktadır.

1988 yılında Kulübümüz milletlerarası standartlarda scuba eğitimivermek amacı ile Dünya Amatör Sualtı Federasyonlarının oluşturduğu Konfederasyon CMAS’a üye olarak Türkiyede CMAS’a üye ilk OCC (dalış okulu)  olmuştur. Bu çalışmada sporcularımızdan: Münci Öz, Murat Ribar, Ender Kopanoğlu, Gündoğdu Saruhanoğlu, Enes Edis, Orhan Barbol, Altay Doyum, Levent Aksın, Asım Karsçakar, Güneri Saruhanoğlu ve Mehmet İpekoğlu CMAS’ı temsilen Walter Ticky, Bion Thorsen ve Beat Müller’in katılımı ile düzenlenen Oryantasyon çalışmalarına katılarak Türkiye’nin ilk resmî CMAS eğitmenleri olma hakkını kazanmışlardır.

1989 yılında da Kulübümüze bağlı sporcularımız ve Walter Ticky’nin katılımı ile İstanbul’da düzenlenen CMAS yatay geçiş programı ile Türkiye’de eğitim veren sporcuların CMAS denklik bröveleri hak sahiplerine vermiştir. Kulübümüz önderliğinde Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu’nun CMAS ile bağlantısı kurulmuş ve Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu (TSSF)’nin CMAS’a üye federasyon olması sağlanmıştır.

Çetinoğlu: Ülkemizde deniz kirliliği had safhada, Kulüp olarak mutlaka ilgileniyorsunuzdur. Neler söylemek istersiniz?

Saruhanoğlu: Sâhillerimizin doldurulmasından ve sularımızın hızla kirlenmesinden en çok etkilenen kulübümüz sporcuları olmuştur. Kulübümüz denizlerimizin kirlenmesine kamuoyunun dikkatini çekmek için 1985 yılında başlayarak sualtında Çöp Toplama Yarışları, Sualtında Pankartlı Yürüyüşler, Çevre Temizliği Kampanyaları, Deniz Kirliliği Görüntüleme Yarışları düzenleyerek, Türkiye çapında çalışmalarını yayarak denizlerimize katı ve sıvı atık atılmaması gerekliliğini halkımıza anlatmaya çalışmaktadır. Kulüp başkanlarımız; Sabahattin Ülkü, Turgut Ediş, Haluk Öztap, Berk Or, Dr. Cumhur Özdoğan, Dr.Tuğrul Kolonkaya’nın külümüze sağladığı üstün hizmetlerini de unutmamak gerekir.

Çetinoğlu: Zat-ı âlinizin de tevâzu sebebiyle söyleyemediğiniz hizmetleriniz olmuştur. Bir denizsever olarak tebrik ve teşekkürlerimi sunarım. Kulübünüz, lokaliniz ve mükemmel sosyal tesisleriniz hakkında da bilgi lütfeder misiniz?

Saruhanoğlu: Kulübümüz; lokali, sosyal tesisleri, dalış malzemeleri, ilkyardım eğitim ekipmanları, dalış eğitim kitapları ve çalışmalarıyla, 100’e yakın tecrübeli ve bilgili eğitmen kadrosuyla, yarım yüzyılı aşan bilgi ve tecrübesiyle ülkemizin alanındaki lider kulübüdür. Dalış okulumuz amatör ruhla çalışan vasıflı geniş öğretim kadrosuyla ülkemizin en ciddî en güvenilir, modern ‘Sualtı Dalış Okulu’dur. Dalış okulumuz sualtını seven ve merak edenlerin açtığı her kademedeki âletli dalış kursları düzenlemektedir.

Çetinoğlu: Diğer faaliyetleriniz hakkında da bilgi lütfeder misiniz?

Saruhanoğlu: Kulübümüz birçok üniversite ve ilim kuruluşlarına araştırmacı yetiştirilmesinde, Deniz Polisi’mizin, İstanbul İtfaiyesi’nin ve Sivil Savunma Teşkilatı’mızla, Jandarma Sualtı Arama ve Kurtarma timlerinin yetiştirilmesinde gereken çabayı göstermiştir. Kulübümüz sivil toplum kuruluşlarıyla, devlet teşkilatının müşterek çalışmalarının en güzel örneğini vermektedir. Sualtı Teknik komitemizin açmış olduğu Teknik Dalış, İlkyardım ve Arama Kursları büyük ilgi görmektedir. Türkiye’de ilk Trimix Scuba / karışım gaz dalış kursu, Avusturalya’dan getirilen eğitmen yönetiminde kulübümüzde açılmıştır.

Teknik komitemizin Bilim Araştırma Grubu Dr. Mustafa Tolay  önderliğinde millî ve milletlerarası  kurum ve kuruluşlarla,  (Çevre Bakanlığı, Üniversiteler, Fransız ve İtalyan Okyanus Araştırma Enstitütüsü , TÜBİTAK / Türkiye Bilimsel ve teknolojik araştırmalar Kurumu)  yakın işbirliğinde bulunarak deniz zararlıları, suların kirliliği alanında  çalışmalar yapmaktadır.  Kulübümüz kuruluşundan bu yana yaptığı arama kurtarma faaliyetlerini,  üyelerimizden Sayın İnkılap Obruk  ve Ümit Sakmar tarafından SAKUT (Su Altı Kurtarma Timi) adı altında yeniden koordine ederek faaliyete geçirmiştir. Sualtı Film ve Video dalında kulüp üyelerimizden Haluk Cecan, Recep Dönmez, Alptekin Baloğlu ve Bengiz Özdereli milletlerarası yarışmalarda ülkemize birçok güzel dereceler kazandırmışlardır.

Suüstü grubumuz, çocuklarımızın suyla tanışmasından başlayarak açtığı yüzme, paletli yüzme ve  monopalet kurslarıyla yarışma takımlarımızın oluşumunu hazırlar. Kuruluşumuzdan bu güne kadar millî ve milletlerarası yarışmalarda kulübümüz takımları başarılı sonuçlar almıştır.  Yarışmalar gurubumuzu Monopalet, Sualtı Ragbisi, Sualtı Hokeyi,  Zıpkınla Balık Avı ve Âletsiz dalış takımlarımız teşkil etmektedir. Sualtı Ragbi ve Sualtı Hokeyi dalında kulübümüz birçok defa Türkiye şampiyonu olmuştur. Millî takımımızı teşkil eden sporcularımız 2007 yılında ikincilikler kazanmışlardır. Serbest dalışta kulüp sporcularımızdan Cenk Devrim Ulusoy, Dünya Rekoru sâhibi olup Dünya Birincilikleri ve İkincilikleri vardır. Senkronize Yüzme (su balesi) dalında da faaliyet gösteren kulübümüz, bu dalda da öncü ve başarılı çalışmalar yapmıştır. Kulübümüz ayrıca kürek ve wind surf dallarında da faaliyette olup,  her iki kategoride de başarılı olmaktadır.

Kulübümüzün geleneksel hâle gelen ‘Her şeye  Rağmen Yaşayan Marmara’  konulu sualtı video, film ve fotoğraf yarışmasının ‘Marmara Millelerarası Sualtı Film ve Video Festivali’  çok sayıda yerli ve yabancı katılımcılarla  günümüzde büyük bir başarıyla devam etmektedir.

Çetinoğlu: Bu röportajı okuyanların, bu vesile ile hizmetlerinizden haberdar olanların;  yeni Murat Güler’ler, Erdal Acet’ler Nesrin Olgun Arslan’lar ve yerli Mark Spitz’ler  yetişeceğine dâir ümitleri artacaktır. Sualtı sporlarına yarım yüzyılı aşkın süredir amatör bir ruhla hizmet veren ve alanında örnek olan Türk Balıkadamlar Spor Kulübü’nün, daha nice yıllar çalışmalarını bütün zorluklara rağmen devam ettireceğine inanıyorum.

Sualtı araştırmaları, ilim olarak kabul ediliyor. Sularımızdaki batıklar, şahıs olarak ve kulüp olarak ilgi alanınızda mı? Önce bu hususu, sonra da sorumu sorayım…

Saruhanoğlu: Su altı ile ilgili her şey ilgi alanımızdadır. (TBK)’dan yetişen nitelikli balıkadamlar, ilkeleri doğrultusunda sualtı batıkları dâhil her konuda çalışmalarına devam etmektedirler.  

Çetinoğlu: Bildiğim kadarıyla sualtı araştırmalarında, dünya ölçülerinin hayli gerilerindeyiz. Sualtı batıklarımızın envanterinin çıkarılamadığı biliniyor. Bu konudaki görüşlerinizi lütfeder misiniz? 

Saruhanoğlu: İmkânlar ölçüsünde çıkarılıyor. Lâkin ‘yasak hemşerim’ zihniyeti birçok araştırmayı ve araştırmacıyı engelliyor. 

Çetinoğlu: Nasıl yâni?

Saruhanoğlu: Bir yerde küçük de olsa bir batık görülse, ilgili mercilere haber verilmesi mecbûrîdir. Haber verildiğinde ise o bölge ‘dalışlara yasak bölge’ ilân ediliyor. TBK olarak orada çalışma yapamıyoruz. 

Çetinoğlu: Efendim, bu röportaj için son sorum şöyle: Haftalık konferanslar düzenleyip Türklerin kökeni hakkında üyelerinizi ve misâfirlenizi bilgilendiriyorsunuz. Bu ilgi, kulübünüzde nasıl doğdu ve gelişti?

Saruhanoğlu: Sportif konularda olduğu gibi TBK yönetimi olarak sosyal ve kültürel meselelerde,   çevre konusunda üyelerimizi ve sporcularımızı bilgilendiriyoruz.  Bu maksatla yapılan toplantılara dinleyici olarak misâfirlerimiz de katılabiliyorlar. Yalnız Türklerin kökeni değil, genel kültür alanında da toplantılar yapmaktayız. Mesela; müzik, dans ve resim kurslarımız, kurslara devam eden genç ve orta yaşlı üye ve kursiyerlerimiz vardır. 

Çetinoğlu: Çok teşekkür ederim. Sorularla sınırlı kaldığınız için vermek isteyip de veremediğiniz açıklamanız veya mesajınız var ise, söz sizin buyurunuz Efendim!  

Saruhanoğlu: Türk Balıkadamlar Kulübü, su altı ve su üstü sporlarının yanında, sularımızın ve su altının kirliliği konusunda çalışmalar yapmaktadır. Hükümetimizden, belediyelerimizden ve halkımızdan destek beklemektedir.  

Dr. NEZİH SARUHANOĞLU: 

17 Şubat 1946 târihinde İstanbul’da doğdu. Babasının subay olması sebebiyle Türkiye’nin her tarafını görmek fırsatını elde etti. İstanbul Haydarpaşa Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nden mezun oldu. Evlidir 2 evladı vardır. 1971 yılında Türk Balıkadamlar Kulübüne sporcu olarak katıldı. Önce kulüp üyesi, sonra Yönetim Kurulu üyesi ve uzun zamandır da Başkan olarak hizmet vermektedir. 

---------------------------------------------------------------

AÇIKLAMALAR:

Şnorkel: Yüzeyden sualtını tâkip ederken nefes alıp vermek için düzenlenmiş bir âletir. Dalgıç, yüzeyde maske ve şnorkel kullanarak aşağıyı görür, hedefi belirler ve dalar. Suyun altına inildiğinde şnorkelin içine su dolar.

Bröve: Pilot veya dalgıç olacak kişilere, belli bir eğitimden sonra söz konusu işi yapabilecek duruma ulaştıklarını belirtmek üzere verilen yeterlik belgesi.

Hiperbarik Tedâvi: Hiperbarik Oksijen Tedavisi (HBOT) bir basınç odasında hastaya aralıklı olarak %100 oksijen solutmak suretiyle uygulanan tıbbî bir tedâvi yöntemidir. Herhangi bir sebeple dokularda veya dolaşımda kabarcık oluştuğunda hasta basınç altına alınırsa kabarcıkların hacmi ve çapı küçülür. Ayrıca vurgun durumlarında bu tedâvi uygulanır.

Skuez: Kelime mânâsıyla dalışta gaz sıkışması demektir. Dalıcı maskesiyle yüzeyden 10 metreye inerse maskenin içinde 1 atmosfer basınç basınç oluşur. Eğer maskenin içine burnundan hava vererek basıncı eşitlemezse basınç farkından dolayı bir gaz sıkışma olayı meydana gelir. Kılcal damarlarda problemler oluşabilir. 

scuba eğitimi: Âletli dalış yapacak kişilere verilen eğitim. Bu eğitimi başarıyla tamamlayanlara bröve verilir. 

wind surf: Rüzgâr sörfü. 5 metre uzunluğunda taban ile mafsallı direğe raptedilmiş yelkenden oluşan bir aparatla deniz üzerinde, rüzgârdan faydalanarak yapılan ve mahâret isteyen bir spordur. İzmir’in Alaçatı ilçesinde sıkça görülür. Millî ve milletlerarası yarışmalar düzenlenmektedir.  

Murat Güler: (1928 doğumlu) Fransa ile İngiltere arasındaki Manş Denizi’ni ilk defa geçen Türk yüzücü. (16 sat 50 dakikada)  

Erdal Acet: (Adana, 1941 doğumlu) 1976 yılında Manş Denizi’ni 9 saat 2 dakikada geçerek bütün zamanların en iyi derecesini elde etti. 

Nesrin Olgun Arslan: (1957 Adana doğumlu) Manş Denizi’ni geçen ilk Türk bayan yüzücü. (15 saat 47 dakika) 

Mark Spitz: 1950 doğumlu Amerikalı yüzücü. 1972 yılında Almanya’da yapılan yaz olimpiyatlarında 7 altın madalya kazandı. 23 adet dünya, 35 adet Amerika rekoru vardır.