Güzeldi aslında geride bıraktığımız hafta. Garanti Koza firmasının davetlisi olarak Nitto ATP World Tour‘un Londra finallerini O2 Arena’da izledim. Dünya tenisinin iki numarası, bu sporun yaşayan abidesi Roger Federer, Marin Cilic ve Alexander Zverev gibi bir yıldızı, çıplak gözle izlemek cidden son derece keyifliydi.

Yılın neredeyse dörtte üçünü yağmurlu ve gri bir gök kubbenin altında geçiren İngilizlerle birlikte, kapalı ve kasvetli bir üç gün paylaştım. Hava koşullarının aksine, tenisle yoğrulmuş, Londra’nın tarih ve kültür zenginlikleriyle bezeli alabildiğine güzel günlerdi.

Dünya tenisinin salonda oynanan en önemli organizasyonu olan Nitto ATP’nin gold sponsoru olan Garanti Koza, gerçekten ülke tanıtımı adına önemli bir misyon yüklenmiş durumda. Bu yıl ikinci kez bu dev organizasyona sponsorluk yapan firma, 2018 yılının Nisan ve Mayıs aylarında TEB BNP Paribas İstanbul Cup ve TEB BNP Paribas İstanbul Open turnuvalarında yine dünyanın en önemli tenisçilerini, Garanti Koza Park’ta ağırlayacak.

Hatırlayacaksınızdır, zaman zaman bu işin önemine değinir, sponsorluk müessesesinin önünü açılması adına gereken her şeyin yapılmasını vurgu yaparım. Zira, sporun gelişmesindeki en önemli unsurlardan biri sponsordur. Bu gerçeğin altını çizmek gerek.

Yazının en başında, ‘Aslında’ diyerek, şartlı zaman kipi kullandım. Çünkü güzel başlayıp, keyifli ve de iyi devam eden haftanın sonu maalesef acı bir haberle zehir zemberek oldu.

Halter sporunun gelmiş geçmiş en büyük ismi Naim Süleymanoğlu 50 yaşında vefat ederek hepimizi yasa boğdu. Gerçekten içimiz yandı. Siroza bağlı olarak, karaciğer nakli yapılan olimpiyat, dünya ve Avrupa şampiyonu, tam 46 kez rekor kıran, kendi ağırlığının tam üç katını kaldıran gerçek bir efsane aramızdan sessiz sedasız ayrılıp gidiverdi.

‘Cep Herkülü’ unvanıyla tüm dünyanın sevip saygı duyduğu bir isimdi. Meslek yaşamımda tam üç kez röportaj yapmıştım kendisiyle. Birçok defa da farklı etkinliklerde bir araya gelip sohbetler ettik. 

Öyle klasik cümleler kurup, hamasi hamasi cümleler konuşmak istemiyorum. Naim Süleymanoğlu’na sporu sevsin sevmesin, saygı göstermeyen olabilir mi? Mümkün değil. O, Turgut Özal’ın bu ülkeye armağan ettiği farklı bir değer olarak, hep hafızalarımızda yaşayacak. Tüm dünyanın saygı duyduğu, üzerine araştırmalar yapılıp, tezler hazırlanan özel bir sporcu, günümüzün aksine onca başarının altına doping gibi bir illeti bulaştırmamış ender örneklerdendi.

Spor dünyasının ve milletimizin başı sağolsun.

Kalın sağlıcakla…