Bu hafta konumuz iletişim. ’’Yaptığım iş benim hayalimdi ‘’diyerek, insanlara hayallerinden asla vazgeçmemelerini  öneren, yıllarca uğraştığı kekemelikle mücadelesinde kekemeliği türlü yollarla yenen, kendisini hatip cicero’yu örnek alarak tedavi eden, nüktedan bir üsluba sahip, halkın içinden biri.
Geçmiş  dönemlerde, Akp Milletvekili eşlerine ‘’evlilikte mutluluğun sırları’’ seminerleri vererek dikkat çeken, İstanbul Arena Gösteri ve Konser Merkezinde 6000 gence ‘’Başarı senin elinde ’’diyerek onları motive eden, kitle iletişim uzmanı ,yazar televizyoncu ve eğitimci Canten Kaya …Canten Kaya ,ile sosyal fobileri, halkla ilişkiler mesleğini ve bu mesleği seçen kişilerin kendilerini geliştirme yollarını, dinlemenin kurallarını, sosyal fobileri ve iletişimi konuştuk…

Canten Kaya. Okurlarınız ve seminerlerinize katılan büyük topluluklar önünde akıcı, nüktedan ve eğlenceli bir üslupta konuşarak eğitimler veriyorsunuz.
Siz bir kitle iletişim uzmanısınız. Öncelikle kendinizden bahseder misiniz?

Tabi Memnuniyetle. Etkili İnsan Akademisinin kurucusuyum. Aynı zaman da etkili insan.com.tr adlı insan kaynakları sahasında bilgi paylaşımları yapan sitenin editörüyüm. Üniversiteler, kamu kuruluşları ve özel sektöre yönelik olan saygın kurumsal şirketlerin üst düzey yöneticileri ve personeline yönelik olan genellikle eğlenceli, dinamik ve motive edici konuşmalar ,sunumlar  yapıyorum.
18 yılda, yaklaşık 1 Milyon kişiye konuştuğumu düşünüyorum. İnsanlara hayatlarını gözden geçirmelerini sağlayacak, unutulmaz anlar yaşatıyorum.
 Grubun yapısına uygun, onların hayatlarını gözden geçirmelerini sağlayacak, hayata dair pek çok konuda kısa kısa farkındalıklar oluşturan bir sunum hazırlıyorum.

“HAYATIN İÇİNDE HEPİMİZ MASKELER TAKARIZ.
ANCAKGERÇEK BİR İLETİŞİM KURMAK İÇİN TÜM MASKELERİ İNDİRMEK GEREKİR’’…


İletişim günlük yaşamda çok sık kullandığımız bir kelime. Ancak iletişim kurarken maskelerin ardına saklandığımız da  bir gerçek.
Doğru ve samimi bir iletişim kurmanın yolları nelerdir?


Ben İnsanları seviyorum, insanlarla bir arada olmayı seviyorum ama onların hayatlarına farkındalıklar katmayı daha çok seviyorum. Çoğu insan benim yanımda taktığı maskesini çıkarmak zorunda kalır.

Neden?

Çünkü nedeni şu ; Makamları ve yaptıkları işler ne olursa olsun ben onlarla maskesiz iletişim kurduğum için...
Hayatın içinde hepimiz maskeler takarız ancak "gerçek bir iletişim" kurmak için tüm maskeleri indirmek gerekir. Usta iletişimciler her ortamda aynı doğallıklarını ve rahatlıklarını korumayı iyi bilirler. Onların bu rahatlığı karşı tarafı rahatlatır ve insanlar maskelerini indirmek zorunda kalırlar. Ben bunu fark edince; her yerde aynı şekilde böyle davranmaya başladım. Televizyona konuk olduğumda, seminerlerimde, arkadaş ilişkilerimde yada ailemle birlikte olduğumda hep aynı insan olmaya çalıştım. Evde ayrı, işte ayrı değil, her yerde aynı olmaya, maske takmadan kendim olarak görünmeye başladım. Sonuç ne oldu dersiniz? İnsanlar beni daha sıcak ve candan karşılamaya ve kendi ailelerinden biri gibi görmeye başladılar. Hatta kimseye açamadıkları sırlarını benimle paylaştılar.

“TV PROGRAMIMIZI ARAYANLARIN EN MAHREM ŞEYLERİNİ BİLE
BİZİMLE PAYLAŞTIKLARINI GÖRÜNCE BEN ŞOK OLMUŞTUM’’..


Siz Televizyon Programları da yapıyordunuz …

Evet. (Haber Türk grubunda) Oya Germen Hanımla, hafta içi her gün TV programı yapıyorduk. Arayanların  en mahrem şeylerini bile bizimle paylaştıklarını görünce ben şok olmuştum. Hatta Kanal Sahibinin eşi Didem Hanım; "Hocam, nasıl oluyor da insanlar psikologlarına dahi anlatırken zorlanacakları sırlarını size bu kadar rahat anlatabiliyorlar." diye sormuştu. Bence işin sırrı; candan, samimi olabilmekte ve maskesiz iletişim kurabilmekte gizli...

Sizin ilginç bir hikayeniz var. Siz aslında 18 yıl kekemelikle mücadele etmişsiniz. Kekemeliği nasıl yendiniz? Ve böyle bir sorunla boğuşan biri olarak böyle nüktedan bir iletişimci olabildiniz?

“HEYECANLADIĞIMDA ,REZİL OLMA KORKUSU TAŞIDIĞIMDA,
KAYGI DUYDUĞUMDA DAHA FAZLA KEKELİYORDUM’’…


Evet. İlginç bir hayat hikayem var. Ben 18 yıl kekemelikle boğuşmuş bir insanım kekeme olduğum dönem de en büyük hayalim 1000 kişinin bulunduğu bir ortamda konuşma yapmaktı. Dedim ki kendi kendime "Sen hayalini izle "Kitle Konuşmacısı" ol." Şu ana kadar tek seferde 6200 kişiye konuşmak nasip oldu bu gruplarda aldım keyfi, duyduğum heyecanı anlatamam.
Ben her zaman aynı düzeyde kekelemediğimi fark ettim. Bir baktım ki; samimi arkadaşlarımın yanında daha az kekeliyorum, tanımadığım insanların yanında daha fazla kekeliyorum. Niye böyle? Acaba istesem her zaman arkadaşlarımın yanındaki gibi çok az kekelemeye başlaya bilir miyim? Bu sorularının cevabını aramaya başladım.
Heyecanlandığımda, rezil olma korkusu taşıdığımda, kaygı duyduğumda daha fazla kekelediğimi, rahat ve kendimden eminsem o kadar az kekelediği keşfettim.
Kendimi az kekelediğim ortamlarda hayal ettim ve istersem daha iyi olabileceğime inandım. İnsanlar benimle alay ediyor dalga geçiyor, rezil olacağım düşüncesini bir kenara bıraktım. Ve daha az stres olmaya başladım. Birde insanlar bana gülüyor diye düşünüyordum. Sonra kendi kendime "A ne güzel insanları güldürüyorum" demeye başladım.

“OLAY KENDİMLE BARIŞMAMLA ÇÖZÜLMÜŞTÜ’’…


İnanılmaz şekilde kekemeliğimin azaldığını gördüm. Olay kendimle barışmamla çözülmüştü.
Ayna karşısında hiç yılmadan gür sesle insanlara konuşuyormuş gibi, egzersizler yaptım. Ben her gün ayna karşısında öyküler, fıkralar anlatıyordum. Bu da beni belli bir havaya sokmuştu. Ve neredeyse hiç kekelemediğim bir noktaya geldim.

Bu sorunla boğuşan çocuk ,genç ve yetişkinlere ne önerirsiniz?

Bence isterlerse bunu çözebilirler. Pes etmesinler. "Benim gibi yılların kekemesi milyonlarca insana konuşabiliyorsa istesinler çalışsınlar onlar çok daha iyisini yapabilirler" diye düşünüyorum. "Karalılık ve ısrarla üstüne gitme bu işin sırrı bence."

“GENÇ ARKADAŞLAR BİLGİ VE DONANIMLARINI ARTTIRMALI VE
SONRA DA KENDİLERİNİ NEREDE KONUMLANDIRACAKLARINA KARAR VERMELİDİRLER’’…


Siz, Halkla İlişkiler eğitimi almışsınız. Ben de, bu alanda eğitim aldım  dolayısıyla yaptığınız iş ve çalışma alanınız çok fazla ilgimi çekiyor. Halkla ilişkiler uzmanı olan bir iletişimci ;Psikoloji, Yönetim, Sanat, Siyaset, Medya, Marketing vs… pek çok disiplini bilmek ve ömür boyu öğrenmek zorunda. Ancak şöyle bir gerçek var ki ; (Emek verilen, ekmek parası kazanmak için yapılan her iş kutsal olsa da) meslekleri birbirinden ayırmalıyız.
Sekreter, hasta karşılama elemanı, fuar hostesi ,restoranda yer gösteren, Manken vs.. herkes bu titri kullanıyor .Meslek konusunda bir kavram karmaşası var. Bir Betül Mardin’i, Profesör  Alaeddin Asna’yı tanımayan, okumayan biri Halkla ilişkiler uzmanıyım diyebiliyorsa, Mpr , Crm ve itibar yönetimini kim yapıyor o zaman ? Bu hususta neler söylemek istersiniz?


Canan Hanım, bu konuda o kadar haklısınız ki... Ben de buna üzülüyorum. Sizin saydığınız Psikoloji, Yönetim, Sanat, Siyaset, Medya, Marketingin yanın da yönetim, liderlik, eğitim bilimleri, iş hayatı, kariyer, başarı gibi konularda çılgınlar gibi okuyorum ve sürekli kendimi geliştirme gayreti içindeyim. Genç arkadaşlar önce bilgi ve donanımlarını arttırmalılar daha sonra da kendilerini nerede konumlandıracaklarına karar vermeliler.
Çünkü ;

“SİZE SUNULAN SİZİN KENDİNİZE LAYIK GÖRDÜĞÜNÜZDÜR’’!!!


Bana kadın erkek ilişkileri üzerine TV programı yapma teklifi geldiğinde; "Benim psikoloji birikimim iyidir bu konuda insanlara faydalı olabileceğimi düşünüyorum ancak ben psikolog değilim.", "Yarın bu bizim başımızı ağrıtmasın" dedim. Ama işin hakkını vermeye çalıştım.
Ankara'da ,PDR mezunu bir arkadaşım Üniversite'nin birinden Aile terapistliği sertifikası için yoğun bir eğitim programına katılıyor. Onlara derse giren Hocalarından birisi bizim TV programımızı izlemelerini söylüyor. Diyor ki; "Oradaki Beyefendi telefonla arayanları o kadar güzel açıyor ve konuşturuyor ki yapmanız gereken aynen bu olmalı." Bu beni bir Halkla ilişkiler uzmanı  
olarak çok gururlandırmıştı.

Canten Bey ,Sosyal Fobilerden bahsetmek istiyorum. Pek çok insanın ortak sıkıntısı konuşmak. Yaldızlı diplomalara sahip alanında uzmanlaşmış pek çok kişinin şirket içi toplantılar ,sunumlar korkulu rüyası olabiliyor. Konuşma yada sunum yaparken soruları cevaplandırırken soğuk terler döküyor ,yanaklar kızarıyor, avuçlar terliyor. Konuşurken akıcı bir üslup  tutturamıyor..
Anlıyoruz ki topluluk önünde meramını anlatmak, yaptığın işi detaylandırmak pek çok kişiye sıkıntı veriyor.  Bu durumun temelinde yatan duygu nedir? Özgüvensizlik mi?

İTİBARINI KAYBETMEK İSTEMEME KORKUSU!!!


Rezil olma korkusu :) Bulunduğunuz yer ve konumunuz itibariyle ne kadar yüksek bir makamdaysanız duyacağınız korkuda o kadar artacaktır. Bu durum itibarını kaybetmek istememekten kaynaklanıyor bence. Yalnız şu da kabul etmek gerekir ki; topluluk önünde konuşmak ve etkileyici, insanları hayran bırakacak şekilde konuşmak kolay bir şey değil. Hatta ölümden sonra insanların en çok korktuğu şeylerden birisidir "Topluluk önünde konuşmak" :)
Başarılı olmak için, bol gözlem, bire bir özel çalışmalar ve bol bol pratik yapmak gerektir. Sizi dinlemeye gelen insanların beklentilerini görmekten tutunda da, söylediğiniz şeylerden ne kadar etkilendiklerini beden dillerinden anlayıp ona göre sunumuzu planlamak, hatta grupta göz teması kurabileceğiniz sempatik insanları bulmaya kadar pek çok ince püf noktasını bilmeniz gerekir.

Peki bu sorunun kaynağını nasıl ortadan kaldırabiliriz? Eğitimlere ve Seminerlere katılmak mı çözüm?

Bu tarz da bir becerinin sadece seminerlerle kısa sürede kazanılması zor. Profesyonel destek almak süreci hızlandırır diye düşünüyorum. Ancak konuşmaktan kaçmak yerine cesaretle üstüne giderseniz, iyi hazırlanır, konunuzu iyi bilirseniz ve konuşma fırsatlarını değerlendirirseniz mutlaka etkili konuşmacılar haline gelebilirsiniz.
Ben iyi konuşan hatipleri incelemelerim sonucunda 10 tane net özellik çıkardım.
Bunlara dikkat eden, konuşurken uygulayan herkes hayranlıkla dinlenecektir.

Bu özellikler nelerdir?

1-Sıcakkanlık ve sempatiklik
2- Samimiyet (Kendini içtenlikle ifade etmek)
3-Aktif enerjik ve coşkulu (Coşku bulaşıcıdır. Konuşmacının coşkusu dinleyicilere yansır)
4-İlgi çekme becerisi
5-Eğlenceli ve renkli bir dile sahip olma
6-Rahatlık (Konuşmacının rahatlığı dinleyicileri rahatlatır.)
7-Dinleyicilerin ilgisini sürdürebilme becerisi
8-Mesajlarındaki kararlılık (Konuşmacının söylediklerine gönülden inandığını yansıtır. İkna açısından çok önemlidir.)
9-Anlaşılır bir konuşma hızı
10-Sesin iniş çıkışları ve tonunun beden diliyle uyumlu olmasıdır.

Siz diyorsunuz ki ; ‘’iletişimin olmazsa olmazı dinlemektir’’.  Dinlemeyi biliyor muyuz? 

Evet iletişimin olmazsa olmazı, koşulsuz şartıdır dinlemek. Düşünün bir kişi ile iletişim kurmaya çalışıyor, konuşuyorsunuz o ise telefonuyla ilgileniyor, buyur diyor, yüzünüze bakmıyor, göz teması kurmuyor. Bu bir insana kendini çok kötü hissettirir. Ona değer vermediğinizi, ilgilenmediğinizi düşündürür  .
Özellikle devlet dairelerinde çok  yaşanır.
Bakar mısınız? dersin, Bakmaz! 
Afedersiniz (!)dersin , Affetmez. Kendinizi kötü hissedersiniz hatta sinirleriniz bozulur.
Peki dinlemenin adımları nelerdir? Dinlemeyi nasıl öğreneceğiz? diye sorayım o halde hocam .


“DİNLEMENİN KOŞULLARI VAR. ADIMLARI VAR’’…


Bunlar;
Kendinizi konuşan kişinin söylediklerini anlamaya hazırlayın.
Konuşmacının gözünün içine bakarak dinlemeye hazır olduğunuzu belirtin.
Konuya konsantre olun. Dikkatinizi konuşmacının ne söylediğine verin.
Onun söylediklerini özetleyin. Konuşulanlara dayalı bir şeyler ekleyin.
Onu gerçekten dinlediğinizi, söylediklerini önemsediğinizi belli edin.
Konuya ilişkin değerlendirme yapmadan önce ,mesajın tamamlandığından emin olun.
Sabırlı olun. Aşırı tepkilerden kaçının. Yargılamadan önce duraksayın.
Anlamadığınızda doğrudan yorum yapmayın.
Onun sözünü tamamlamayın lütfen konuşmacıya fırsat tanıyın.

Son olarak size sormak istediğim soru kitaplarınız.
8 yayınlanmış kitabınız var. İçerikleri nelerdir?

Yayınlanmış 8 kitabım var. Yönetim, kişisel gelişim, yaptığım televizyon programından sonra gözlemlediğim tecrübelerden yola çıkarak yazdığım   evlilik ve çocuklarla ilgili.
Bunlar;
Evlilikte mutluluğun sırları
Nasıl daha başarılı olabiliriz
Etkili insan olmanın incelikleri ve beden dili
Çocuk eğitiminde Anne ve Babaya önerler
Öğretmenlere Öneriler
İlham veren Başarı öyküleri

Kaliteli iletişimin sırları
Ayrıca Usta iletişimcilerin 3 Sırrı (Olumlu izlenim Bırakmanın ve İnsanları etkilemenin Püf noktaları )adlı kitabımı ve ücretsiz eğitim serisini web sitem üzerinden abone olarak okumak isteyen herkes ücretsiz olarak indirebilir.

Size çok teşekkür ederim. Çok keyifli bir sohbet oldu.
‘’İşin içinde İnsan ve iletişim varsa orada Canten Kaya mutlaka olacaktır’’.
Ben Teşekkür ederim size, çok güzel bir sohbet oldu. Son olarak insanlara şunu söylemek isterim ‘’Bu işi yapmak, benim hayalimdi’’.
Ve 81 ilde, 1 Milyonun üzerinde eğitim verdim. Konuşma yaptım.
‘’Hayal etmekten ve çalışmaktan asla pes etmesinler’’.