Geçen hafta Çarşamba günü Kıbrıs’ta Mücahitler Derneği; Türk Mukavemet Teşkilatı’nın (TMT) Kıbrıs’taki ilk komutanı Albay Rıza Vuruşkan için, ölümünün 33 ncü yılında bir anma toplantısı tertipledi. Mücahitlerin yanında Kıbrıslı soydaşlarımızın yoğun olarak katıldığı bu toplantıda Sayın Vuruşkan’ın Kıbrıs’ta yaptığı hizmetler anıldı, TMT’nin Kıbrıs Türkü’nün direnişindeki yeri ve önemi anlatıldı.
Bilindiği gibi 2 nci Cihan Savaşı’nın ardından bir yolunu bulup galip devletler masasına oturan Yunanistan’da Megalo İdea safsatası yeniden alevlenmişti. Kıbrıs ve Ege Bölgesi’ni, İmroz ve Bozca Ada’yı ve İstanbul’u alıp Büyük Yunanistan’ın kurulması anlamına gelen bu safsatanın 1950’lerin başındaki hedefi Kıbrıs Adası idi. İngiliz idaresindeki Kıbrıs’ta Rumlar, Türkler’i Ada’dan kovmak için kanlı saldırılara başladılar. 1955-60 arası güzelim Ada’yı bir kan gölü haline getirdiler.
Kıbrıs Türkler’i de, Rumlar’ın bu insanlık dışı saldırılarına karşı can ve mal güvenlikleri için, Anavatan Türkiye’nin desteği ile 1 Ağustos 1958’de TMT’yi kurdular. Gizli bir teşkilat olan TMT; İngiliz baskısı ve Rum saldırıları altında, vatansever Kıbrıs Türkü’nü teşkilatlandırdı, eğitti. Silahlı Rum çetelerine karşı Türk varlığını korudu ve yüceltti, masum soydaşlarımızın hak ve hukukunu korudu, can ve mal güvenliklerini sağladı.
Albay Rıza Vuruşkan, TMT’yi Kıbrıs’ta teşkil etmek üzere bir banka müfettişi maskesi ve Ali Conan kimliği ile Lefkoşa’ya geldi ve Bozkurt kod adı ile ilk TMT lideri olarak göreve başladı. Teşkilata aldığı ilk mücahit de, Rauf Denktaş oldu. 3-5 kişilik hücreler halinde teşkilatlanan TMT’de gizlilik ön planda idi. Banka müfettişi Ali Conan’ın TMT lideri Bozkurt olduğunu Dr. Fazıl Küçük, Rauf Denktaş ve bankanın müdürü dışında Kıbrıs’ta kimse bilmiyordu.
Albay Vuruşkan TMT lideri olarak görev yaptığı 2,5 yıl içinde TMT’nin süratle teşkilatlanmasında, silahlanmasında ve eğitilmesinde büyük başarı sağladı. Kıbrıs’a silah ve mühimmat sivil teknelerle Türkiye’den Kıbrıs’ın kuzey sahillerinde Türkler’le meskün, Erenköy gibi yerlere naklediliyor, oralardan da Ada’nın diğer yerlerine, TMT birimlerine, geceleri bin bir müşkülatla iletiliyordu. Eğitimler de keza büyük bir gizlilik içinde yapılıyordu.
Albay Vuruşkan’ın, Kıbrıs dönüşü Dağ ve Komando Okul Komutanlığı yaptığı günlerde, ben de okulda kursta idim. Heybetli duruşu, güven telkin eden yaklaşımları ve keskin bakışları ile bizi adeta büyülerdi. Daha sonra, Albay Vuruşkan 1964 yılında, Rauf Denktaş ve bir kısım Kıbrıslı gönüllü üniversite öğrencisi ile birlikte gizlice Erenköy’e çıkarak komutayı devraldı. Kısa sürede Erenköy’ün savunulması için gerekli önlemleri aldı ve 5 Ağustos 1964’te EOKA lideri Grivas’ın on bin Rum askeri ile başlattığı taarruzda, Rumlar’ı, beşyüz kadar üniversite öğrencisi ve köylü mücahitlerle püskürtmeyi başardı. Bilahare Erenköy’de iki yıl mücahitleriyle birlikte mahsur kalan Albay Vuruşkan daha sonra gizlice Lefkoşa’ya geldi. Ben de o tarihte Kıbrıs’ta idim, hep birlikte 1966 Eylül’ünde Türkiye’ye döndük.
O savunmadan sonra Rumlar’ın bir daha hiç saldıramadığı Erenköy, bugün bir KKTC toprağıdır.
KKTC’nin tarihinde TMT bir efsanedir ve TMT’nin efsane komutanları arasında Albay Rıza Vuruşkan’ın özel bir yeri vardır.
Kendisini tanımaktan şeref duyduğum, Kore gazisi de olan saygıdeğer Komutanıma Ulu Tanrı’dan rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun.