Türkiye gibi önemli bir NATO müttefikinin aleyhine Suriye’de YPG’yle işbirliği yapan ABD, 60 yıllık işbirliğini yıkma pahasına camcı dükkanına giren fil gibi her şeyi alt üst etmekte... Başkan Trump’ın tutum ve davranışları lodosa tutulmuş yelkenli gibi bir yandan öteki yana savrulup dururken bir anlamda bölge için yeni tehditlere de kapı aralıyor.

Başkan’ın Ohio’daki bir konuşmasında ABD askerlerinin “çok yakın zamanda” Suriye’den çekileceklerini dair açıklamasının ardından, Suriye’nin yeniden inşası için ayrılan 200 milyon dolarlık fonu dondurduğu belirtiliyor. Trump, açıklamasında, "Suriye'den çıkma planı üzerinde çalışıyoruz. Suudi Arabistan bizim Suriye'de kalmamızı istiyorsa parasını ödemesi gerekecek" demiş, akabinde ABD Ulusal İstihbarat Ajansı Direktörü Dan Coats, ABD'nin Suriye'den çekilip çekilmeyeceğiyle ilgili kararın Beyaz Saray'da alındığını belirterek yakında çekilmenin başlayacağını bildirmişti.

ABD'nin DAEŞ'le Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk ise Başkan Trump'la çelişen bir açıklama yapmış, "DAEŞ'le mücadele etmek için Suriye'deyiz. Bu bizim görevimiz ve daha görevimizi bitirmedik, bu görevi tamamlacağız" ifadelerini kullanmıştı.

Pentagon IŞİD tümüyle temizlenmek üzereyken çekilmekten bahsedilmesinden rahatsız olmuş, Başkan Donald Trump'ın "Suriye'den çekileceğiz" açıklamasına karşın Merkez Kuvvetler Komutanı Joseph Votel'dan tam tersi yönde bir beyanat gelmişti. Kadın militanların en ön cephelerde savaştığı, ‘Arapların aksine her verdiği sözü tutan’ YPG’ye övgüler yağdıran komutanlar “Suriye’de kalmalıyız. YPG ile işbirliğine devam etmeliyiz” mesajını vermişlerdi.

Bütün bunlardan sonra Ulusal Güvenlik Konseyi toplantısında, ABD askerlerinin bir süre daha Suriye'de kalmasına karar verildiği açıklandı...

İsrail gibi, İran’ın Ortadoğuda artan nüfuzundan rahatsız olan Suudi Arabistan, ABD askerlerinin kalması taraftarı. Ancak Trump, Suudi Krala kalmamızı istiyorsanız, para ödemeniz gerekir diyor.

Bu arada S400  hava savunma sistemi, nükleer santral yapımı gibi devasa projeler ve Suriye konusunda  Rusya’yla işbirliği yapan TÜRKİYE, bugüne kadar sürekli iki yüzlü davranan Batı dünyasının kafasını karıştırıyor. Onlar, bir yandan bugüne kadar NATO’nun güvenilir müttefiki olan Türkiye’nin Batı’dan kopmasından endişe ediyorlar, öte yandan PKK terör örgütünün Suriye’deki uzantısı PYD/YPG ile işbirliği yapıyor, FETÖ elebaşı hakkında tüm taleplerimizi karşılıksız bırakarak yasal işlem yapmıyor, silah satışlarını engelliyorlar.

ABD, son yıllarda Türkiye’nin güvenilmez bir ortak olduğunu düşünerek, İncirlik’e alternatif üs arıyor, ama öte yandan İncirlik Üssünü kapatmayacaklarını açıklıyorlar.

ABD ve AB’nin iki yüzlü politikalarıyla kuşkuya düşürülen Türkiye’yi yanına çekerek Batı ittifakında gedik açmış olan Rusya, Batı ülkelerinde kendisine karşı gelişen olumsuzluğa bir anlamda cevap vermenin keyfini yaşıyor.

Kuzey Afrika’da eli boş kalan Fransa’nın, sömürgecilik günleri hayaliyle, Suriye’de PYD ile Türkiye arasında arabuluculuğa soyunma densizliği  son derece rahatsız edici yeni bir ayak oyunu.

ABD’nin stratejik ortağı ve NATO’nun sağlam  gücünü sahte delil ve yalancı gizli tanık beyanlarına dayanarak, balyoz, ergenekon vs. operasyonlarıyla çökertemeyenlerin, 15 Temmuz’da kalkıştıkları darbenin  tahribatının olumsuz etkilerine rağmen Kahraman Türk Ordusu bu kirli tezgaha çomak sokarak oyunu bozdu.

Ortadoğu-Kuzey Afrika ve Akdeniz'in kontrolunu elinde tutmak isteyen ABD, Rusya-İran-Türkiye ittifakından son derece rahatsız olmakta.

Akdeniz mavi suları, zengin doğal gaz yatakları ve doğu-batı ulaşım yolları üzerinde oluşuyla stratejik bir öneme sahip. ABD ve AB ülkeleri gibi tüm gelişmiş ülkeler bu nedenle bölge ile yakınen ilgilenmek zorunluluğu hissediyorlar.

Sivillere hiç bir zarar vermeden, son derece dikkatli ve başarılı yürütülen Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Operasyonlarıyla bölgede  varlığını ortaya koyan Türkiye, Rusya ve İran’la gerçekleştirdiği Ankara zirvesiyle bölge üzerinde yapılan hesaplarda biz de varız diyor.