Bilindiği gibi, istifa eden veya ettirilen, sabık Diyânet İşleri Başkanı, Prof. Dr. Mehmed Görmez’in yerine, 17.09.2017 tarihinde, 15.08.2017 tarih’li ve 2017/10822 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararnâmesiyle, Prof. Dr. Ali ERBAŞ, Diyânet İşleri Başkanı olarak ta’yin edilmiştir. 

Prof. Dr. Ali ERBAŞ’ın kısa Tercüme-i Hâli şöyledir: 

1961 yılında, Ordu, Karadüz İlçesi, Yeşilyurt Köyü’nde doğmuş. İlkokulu Yeşilyurt köyünde okumuş, 1980 yılında, Sakarya İmam-Hatip Lisesi’nden, 1984’de, Marmara Üniversitesi, İlâhiyat Fakültesi’nden me’zun olmuş. 1982-1993 yılları arasında 11 yıl müddetle, Diyânet İşleri Başkanlığı, İstanbul-Fatih Müftülüğü emrinde muhtelif camii’lerde din görevlisi olarak bulunmuş. 

1987’de, Yüksek Lisansını, 1993’te doktorasını tamamlamış. 1988-1990 yılları arasında master ve doktora talebesi için, İstanbul Haseki Eğitim Merkezi’nde açılan, İhtisas Kursuna devam etmiş. 

1993 yılında Sakarya Üniversitesi, İlâhiyat Fakültesi, Dinler Tarihi Anabilim Dalına, Yardımcı Doçent olarak ta’yin edilmiş... 

Sakarya Üniversitesi’nde, Kasım 1998’de Doçent, Ocak 2004’de Profesör oldu. 1993-2006 yılları arasında Dinler Tarihi Anabilim Dalı Başkanlığı ve yine aynı tarihler arasında Felsefe ve Din Bilimleri Bölüm Başkanlığı yaptı... 

1997-2002 yılları arasında 5 yıl Sakarya Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dekan Yardımcılığı, 2006-2011 yılları arasında iki dönem aynı Fakültenin Dekanlığını yürüttü. 2003-2011 yılları arasında Sakarya Üniversitesi’nde Senato üyesi, 2006-2011 yılları arasında ise, aynı üniversite’de Yönetim Kurulu Üyesi olarak vazife yaptı. 

2011 yılında Diyânet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne ta’yin edildi. 

Prof. Ali ERBAŞ, 08 Haziran 2017 tarihi i’tibariyle, Yalova Üniversitesi Rektörlüğü’ne ta’yin edilmişti. 

12 basılmış kitabı, pek çok sayıda makalesi, yurt içinde ve dışında sunduğu pek çok sempozyum bildirisi ve konferansı bulunan, Ali Erbaş evli ve 4 çocuk babasıdır. 

Bilindiği gibi, Sakarya Üniversitesi’nin, çekirdeğini, İstanbul Üniversitesi’ne bağlı olarak, Merhûm, Prof. Dr. Sabahaddin Zaim Hoca tarafından kurulan, Ticârî ve İktisadî Bilimler Akademisi ile, Sakarya, Yüksek İslâm Enstitüsü, ki, -1980’li yıllarında başında, 12 Eylül 1980 Darbesini gerçekleştiren generaller tarafından bir gece’de, İlâhiyat Fakültesi’ne dönüştürülmüştü.-

Ve yine bilinen bir başka hâkîkat de, Devlet Üniversite’leri arasında, F.T.Ö./P.D.Y.’nin, en fazla yuvalandığı-kadrolaştığı, Üniversite, Sakarya Üniversitesi’dir. Filhakîka, İstanbul’da kurulan, Vakıf Üniversite’lerinden, İlim Yayma Cemiyeti-Vakfı’nın patronajı altında kurulan, Prof. Dr. Sabahaddin Zaim Üniversitesi’nin kurucu kadro’larının neredeyse tamamı, Sakarya Üniversitesi’nden oluşmuştur. Bu kadrolar temizlenmiş midir, ya da tamamı ihtida etmiş midir? Bütün bu suallerin cevabını, Devlet Kadro’larına, bilhassa, Mülkiye’ye, eleman yerleştirme ve Devlet Kadro’larında, F.T.Ö./P.D.Y.’nin boşluğunu doldurma istikametinde, epeyce hevesli olan, İlim Yayma Cemiyeti-İlim Yayma Vakfı vermelidir. 

Muhterem Reis Beyefendi: Tercüme-i Hâlinize (öz geçmişinize) bakıldığında, uzun Meslek Hayatınızın, dört ay kadar çok kısa bir müddeti, Yalova Üniversitesi Rektörlüğü’nde, bir yıl iki aylık bir müddet de, yurtdışında geçmiştir. Geri kalanı’nın tamamı, Sakarya Üniversitesi’nde, Dinler Tarihi Anabilim (Kürsü) Başkanlığı, Felsefe ve Din Bilimleri Bölüm Başkanlığı, İlâhiyat Fakültesi Dekan Yardımcılığı, İlâhiyat Fakültesi Dekanlığı, Üniversite’nin Senato azalığı, ve nihâyet bu Üniversite’nin Yönetim Kurulu üyeliği ile, Diyânet İşleri Başkanlığı’nda, din görevlisi ve en son, 2011 yılından, 08 Haziran 2017 tarihine kadar, Diyânet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nde geçmiştir. 

Muhterem Reis Beyefendi: 

Uzun bir müddet, Sakarya Üniversitesi’nde, Y.Ö.K. sonra, birinci derecede söz sahibi olarak bulundunuz. Bu zaman zarfında, Akademik ve İdârî kadrolarda, F.T.Ö./P.D.Y.’sında sizin de bir mes’ûliyyetiniz bulunduğunu düşünüyor musunuz? Bu müddet zarfında, hazırladığı Kur’ân-ı Kerim meâlinde, hâşâ! muharref, Tevrat ve İncil’den, kendi ifadesiyle, hâşâ! üç semâvî, İlâhî ve İbrahimî dinin kitaplarından âyet’ler de ilâve eden, F.T.Ö. Şerîr’inin en mu’teber adamlarından, Prof. Dr. Suat Yıldırım ve F.T.Ö.’nün, 15 Temmuz 2016 gecesi, Darbe’yi hükûmet, işgal ve isti’lâ hareketini idare etmek üzere, vazifelendirdiği ve artık dünya çapında bir şöhrete sahip, Yard. Doç. Adil Öksüz ile yolunuz kesişti mi? Münasebetleriniz hangi noktada idi? 

Muhterem Reis Beyefendi: 

Sakarya Üniversitesi’nden sonra Meslek Hayatınızın büyük bir bölümü’nün, geçtiği Diyânet İşleri Başkanlığı’nda, bilhassa, Mesleğinizin son yıllarında, Diyânet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nde bulunduğunuzda, F.T.Ö. ile irtibatı, iltisakı bulunduğu gerekçesiyle, istifa eden-ettirilen Başkan Yardımcısı, Başkan ile münasebetleriniz nasıldı? 

Muhterem Reis Beyefendi: 

Geçmişte, bir şekilde yolunuzun kesiştiği, yakın münasebetleriniz bulunan, yakın çalışma arkadaşlarınızla fikir birliği içerisinde olmuş olabilirsiniz. Geldiğimiz nokta’da, bu görüşlerinizden vazgeçmiş olmanız kuvvetle muhtemeldir. Hata’dan rücû fazilettir. Geçmişte, F.T.Ö. Şeririne, bütün varlıklarıyla ve ellerinde bulunan bütün imkânlarıyla, maddi-ma’nevî, destek verenler, çıktılar, alenî olarak, “Yanılmışız, hata etmişiz,” diyerek hata’larını i’tiraf etmişler hata’larından rücu etmişlerdir. 

Muhterem Reis Beyefendi: 

Zât-ıâlî’lerinin geçmişte, F.T.Ö./P.D.Y.’nin, Dinlerarası Diyalog ve başka isimler altında tertiplediği, sempozyum-panel ve açık oturumlara katıldığınız, bu toplantıların ba’zılarını da, idare ettiğiniz biliniyor, Devletimizin arşiv’lerinde konuşma metniniz dâhil muhafaza edilmektedir. Zât-ıâliniz, bu ahirzaman decâcilesinden, şerir, F.T.Ö.’nün, şirret ve mel’anetlerine ne zaman vukufiyet kesbettiniz ve ne zaman karşı tavır aldınız? 

Selef’iniz, Reis Beyefendi, 15 Temmuz 2016 Darbe, işgal ve isti’lâ hareketi teşebbüsünden sonra, Din Şûrası’nı toplantıya da’vet etmiş, müzâkerelerden sonra, Şûrâ kararları bir rapor halinde getirilmiş, Diyânet İşleri Başkanlığı, tarafından, “Dini İstismar Hareketi, FETÖ/PDY” ismiyle neşredilmiştir. Ayrıca, yine Diyânet İşleri Başkanlığı, “Kendi Dilinden FETÖ Örgütlü Bir Din İstismarı,” adı altında hacimli bir kitap neşretmiştir. Ayrıca, Türkiye Diyânet Vakfı’nın bir kuruluşu olan, “İSAM”, “Gülen Yapılanması 15 Temmuz’a Giden Süreçte FETÖ’nün Analizi ve Tavsiyeler”, adında yine hacimli bir kitap neşretmiştir. 

Hakkını yemeyelim, selefiniz, Reis Beyefendi, 15 Temmuz, Darbe-i Hükûmeti, İşgal ve İsti’lâ hareket teşebbüsünden sonraki bütün mahfillerde ve her vesiyle ile ahirzaman decâcilesinden, FETÖ Şeriri ve onun haşâşî’lerinden bahsetmiş ve kendilerini tel’în etmiştir. Buna rağmen, Diyânet İşleri Başkanlığı, Merkez Teşkilatı ve taşra’daki, kripto FETÖ’cülerle, kâfî derece’de mücadele edemediği onları tasfiye edemediği için istifa ettirilmiştir. 

Muhterem Reis Beyefendi: 

28 Şubat dönemi, ki, -Selef’lerinizden, Mehmed Nuri Yılmaz’ın, Diyânet İşleri Başkanı olarak vazife’de bulunduğu yıllar’da,- il ve önemli ilçe’lere ta’yin edilen müftülerin tamamı, yurtdışı hizmetleri için yurtdışında gönderilenlerin galip ekseriyyeti, FETÖ haşâşî’lerinden oluşuyordu. 

FETÖ’yle, irtibatı, iltisakı olduğu gerekçesiyle, Diyânet İşleri Başkanlığı bünyesinden, (Merkez ve taşra teşkilatından), tasfiye edilenlerin nisbeti takribî, %2 civarındadır. Sizce, artık, Diyânet İşleri Başkanlığı bünyesinde FETÖ ile irtibatı, iltisakı olan hiçbir kimse kalmamış mıdır? Tamamen tasfiye edilmişler midir? 

Muhterem Reis Beyefendi: 

Bu sualler, yalnız, benim merakımın giderilmesi için şahsen sizden cevabını beklediğim sualler değildir; Aksine, Aziz Milleti’mizin tamamının, merak ettiği ve mutlâkâ tarafınızdan, birinci elden cevaplandırılması gereken suallerdir. Aziz Milleti’miz bundan sonra, FETÖ haşâşî’si, Vatan haini, din, Ordu, Millet düşmanı insanları, müftülük makamlarından, minberler, mihrab’lar ve kürsî’lerde görmek istemiyor. 

Muhterem Reis Beyefendi: 

Zât-ıâlî’lerine tevcih ettiğim bu sualler, cevaplandırılması kolay suallerdir. Lütfedip bunları cevaplandırırsanız, bâdemâ, daha zor sualler de tevcih edeceğim. Belki biraz terleyeceksiniz. Yüksek makam’ların mukimleri için o makamlar, i’tibar ve şeref bahşettikleri gibi, mes’ûliyyetler de tahmil ederler...