Hepimiz Atatürk Türkiye’sinde yaşıyoruz. Onun kurduğu tam bağımsız Türkiye’de doğduk ve büyüdük. Atatürk’e saygı bu ülkede yaşayan herkesin namus borcudur. Atatürk’e düşmanlık tarihsel gerçeklere saygısızlık, kurucu iradeye saygısızlıktır.

Atatürk demek ahlak, şeref, bağımsızlık, yurtseverlik, adamlık ve antiemperyalizm demektir. Atatürk demek çağdaş ve uygar yaşamın adıdır. Aydınlanmadır, bilime ve akla dayalı toplumun yaratılmasının adıdır. Atatürk’e düşmanlığın arkasında bunlara da düşman olmak yatmaktadır.

Atatürk’ün bedensel varlığının artık aramızda bulunmamasından cesaret alan içteki ve dıştaki kimi olumsuz güçlerin, Atatürk devrim ve ilkelerine karşı, açık ya da kapalı saldırılarınI doruğa ulaştırdıkları bir dönemi yaşıyoruz. Atatürk'ün, Türkiye Cumhuriyetine kazandırdığı çağdaş kazanımlara karşı saldırı bu gerici, hasta ruhlu, tarih bilmez güruh tarafından artarak devam etmektedir. 

Atatürk 57 yıllık kısa ömrünün büyük bir bölümünü; gericiliğin ve hainliğin tarihi temsilcilerinin önüne yattığı işgalcilerle, emperyalistlerle mücadele ile geçirmiş, bu zorlu mücadeleden sonrada emperyalistlerin yerli uzantısı ve tetikçisi olan gericilikle savaşını zaferle taçlandırmış eşsiz bir liderdir. Çağdışı kafanın mirasçıları bu yenilgiyi hala içlerine sindirebilmiş değillerdir. Onun bu aziz halkı kula kul olmaktan ve din sömürücülerinin pençesinden kurtarmasından, eşit yurttaşlar haline getirmesinden, modern ve çağdaş bir ülke yaratmasından duydukları öfkeyi ve kini her fırsatta paçavra gazetelerinin iftira dolu köşelerinden yazmakta, ne olduğu belli televizyonlarında konu olarak tartışmaktadırlar. 

Ülke gündeminde hep ilk sıralarda olan dini vakıf ve cemaat evlerinde yaşanan çocuk istismarları hakkında hiç ses çıkarmayanların; “Dindar nesil yetiştireceğiz” söylemi ile laiklik ilkesinden sapılarak, dinci bir merkeze oturtulan günümüzdeki eğitim sistemi ile bu tacizlerin önlenemeyeceği çok açıktır. Ortaöğretim öğrencileri için açılan yurtlar, sadece devlet eli ile açılırken şimdi özel kuruluşlara da bu hak veriliyor. Kendini savunamayacak yaştaki çocuklarımızın özel sektör yurtlarına yerleştirilmesi, onları zulmün ve cinsel istismarın önüne atmaktan başka bir şey değildir. Bu yeni gündeme gelen yönetmelik ile tarikat ve cemaat evlerine yasal statü kazandırılma yolu açılmaktadır. Zaten bu yapılanmadan çok canımız yanmadı mı? Laik, Çağdaş ve Bilimsel eğitimden uzaklaşmanın acısını yaşamadık mı?

Ülke gündemi terörle, kargaşa ile doluyken, Anayasa değişikliği referandumunda yaşanılan çalma, çırpma ve hukuksuzluklar tüm dünya medyasında konuşulurken; yine yandaş ve dinci medya durmadı. Atamıza ve manevi kızı Prof. Dr Afet İnan hakkında asılsız ve terbiyesizce atıflarda bulundular. 15 yıldır maalesef bu kendini bilmezleri dinliyor ve mücadele ediyoruz. Tarihçiyim diye ortaya çıkan bu meczupları tarihin sayfalarında biz çok gördük.

Onun Manevi huzurunda insanlığa yakışmayacak sözler, bu Ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü Milletinin gözünde itibarsızlaştırma çabasıdır ama çok üzgünüm. Bizim yolumuz, O’nun yolu, tam bağımsız ve milli egemen çağdaş uygarlık yolu… 

Diyoruz ya daha hayır bitmedi diye. Bitmedi gerçekten, bitmeyecekte… 

Bugün her fırsatta onu ve devrimlerini hedef alan milletvekili, gazeteci, yazar kadınlarımız onun devrimleri sayesinde bu imkânı kullanmaktadırlar. İşte biz Atatürkçüler bu riyakârlıkların, ikiyüzlülüğün din maskesi takmış hali ile mücadele ediyoruz.

Atatürk’ün laiklik anlayışının kıymetini, dinin kul ile yaratıcısı arasında kalmasının önemini ve dinin toplum hayatına müdahalesinin neden olacağı sonuçları anlamak için bugün yaşanan cemaat-iktidar, devlet kurumları ve saçma sapan darbe girişimlerine bakarak anlamamak aptallık olur.

Dünyayı vahiy penceresinden bakarak tanımladığını söyleyen kendilerini cennete, kendileri gibi olmayan herkesi cehenneme layık gören, yani Allahın yerine hüküm ve karar verebileceğini zanneden zalimlere, zavallılara buradan diyorum ki: Hurafelerle kirlettiğiniz dinimizden elinizi, bizlere Tam bağımsız ve özgür bir ülke bırakabilmek için hayatlarını, gençliklerini feda eden başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Kurtuluş savaşımızın ve Cumhuriyetimizin Kurucu kadrolarının aziz hatıralarından kirli dilinizi çekin. Din maskesi altında yaptığınız ahlaksızlıkları unutturmak ve gizlemek, için yapacağınız hiç bir şeyin size bir faydası olmayacaktır. 

Çünkü Atatürk’ün ilke ve devrimlerini beynimizden,  Atatürk sevgisini kalbimizden silmeye kimsenin gücü yetmeyecektir.

Atatürk’ün önderi olduğu Türk Devrimi’ni ve bu Devrimin temelini oluşturan Atatürk ilkelerini her alanda ilerlemeye açık ve sürekli geliştirici nitelikteki düşünce sistemini her platformda anlatmaya devam edeceğiz. 

AKP iktidarını, Cumhurbaşkanını, bakanlarını yasal süreci bir an önce takibe ve tarihsel gerçeklere sadık kalmaya çağırıyoruz.

Doksan yıllık Cumhuriyeti enkaz ve bir reklam arası görenlerin, Anayasa ve Anayasa Mahkemesini tanımayanların, Ben gidersem Devlet yıkılır diyenlerin;  hukuku hiçe sayıp YSK ile milli iradeyi yok sayanların, Türkiye Cumhuriyetini tüm dünya gözünde küçültenlerin, Ülkeyi yalnızlaştıranların tek adamlığa soyunanların karşısında biz Atatürkçüler kanımızın son damlasına kadar mücadele edeceğiz. 

Tam Bağımsız Türkiye için bir araya geldik ve bir arada kalma azmindeyiz. 

Türk Milleti,  Atasının izinde Cumhuriyet yolunda devam edecektir.