O  TRT’NİN YETİŞTİRDİĞİ EN BÜYÜK DEĞERLERDEN  VE TÜRK MUSİKİSİNİN EN ÖNEMLİ SESLERİNDEN OLUP  TAM BİR HALK ADAMIDIR

Trt  Türk musikisinin çok önemli isimlerinden olan Sami AKSU sahne duruşu, beyefendiliği, sesi ve halka olan saygısı ile Türk halkına kendini sevdirmiş olan çok kıymetli bir sanatçımızdır. 1961 Fatsa doğumlu olan sanatçı  konservatuar okumuş bir trt sanatçısıdır. Bir çocuk babası olan sanatçının oğluda  musiki eğitimi almaktadır.Bu hafta sayfamda Sami AKSU’yu ağırlıyorum. Tam bir beyefendi ve alçakgönüllük ile bana o güzel duygu dolu yüreğini açtı ve sorularıma samimiyetle cevap verdi. Bende sordum.

Sami AKSU kimdir?

İLK KONSERİMİ 12 YAŞINDA 500 KİŞİYE TEK BAŞIMA VERDİM!

Sami AKSU Karadeniz’in ordu ilinin Fatsa ilçesindenim. En büyük şansım ilçemizde musiki çalışması yapan çok değerli bir hocamızın olmasıdır . Erdoğan PAYTAK hocanın müzik eğitimi verdiği bir musiki derneği vardı. Dayımın kızına  müzik derleri vermek için  o hoca eve geliyordu. Orada ben bir şarkı okudum. Erdoğan hoca  beni çok beğendi bana  “sen artık bana müzik dersleri almaya” geliyorsun dedi ve biz   onunla  orada çalışmaya başladık. Bana şimdi bile zor okuyabileceğimiz klasik eserler öğretmeye başladı. Sanıyorum orta birdeyken ilk  konserimi tam 500 kişiye tek başıma verdim ve sanat hayatım böylece başlamış oldu.  Bu konser ailem ve benim için önemli olduğu kadar ilçem içinde önemliydi. Bu benim karar noktam oldu. Aynı zamanda eğitimimde devam ettiği için okulda müzik öğretmenim Gülnur AYDIN ‘da benimle yakından ilgilendi. Hatta  ben okuldan mezun olurken Konservatuara gitmesi gerekir diye not düştü aileme. Nitekim 1977-1978 öğretim yılında  konservatuar sınavını kazandım. Orada çok değerli hocalarla karşılaştığımda çok heyecanlandım. Alaattin YAVAŞÇA, Tülin KAVURMAN, Tülin YAKARÇELİK, Bekir Sıtkı SEZGİN  hocalarımızdı.  İnsanların hayatta para ile satın alamayacağı değerler vardır işte bu öğretmenlerimiz bizim için böyle değerlerdi. Para ile ulaşılamayacak değerlerdi böylece müzik yaşantım başlamış oldu.

Fatsa’dan İstanbul’a gelişiniz ne zaman oldu?

İÇİMDE UKTE KALDI!

Ben liseyi bitirdikten sonra İstanbul’a geldim. O zaman konservatuar  Üniversiteye bağlı değil  Kültür Bakanlığına bağlı bir okuldu ve özel bir  sınavla alınıyordu. Bende o sınavı kazandım ve konservatuarda okumaya başladım . Trt1 1980 yılında 17 yıl aradan sonra  sınav açtı. O zaman Muazzez ABACI, Yıldırım GÜRSES, Mediha Şen SANCAKOĞLU  gibi isimlerin olduğu bir kuşak oradan yetişmişti ve  17 yıl aradan sonrada bizim kuşağımız olan dönem açıldı. Bir yıl staj  gördükten sonra tekrar  Trt ‘nin açtığı bir sınava girdim ve  sınavı ilk beşte kazanarak  20 li yaşlarında Trt İzmir radyosunda  kadrolu sanatçısı olarak çalışmaya başladım. Bir yandan İstanbul’da okuduğum için zor İzmir’de çalışmam zor oldu. Fatsa’lı  Maral  ÖZTEKİN ‘in yardımı ile 6 ay sonra İstanbul radyosuna tayinim geldi ve oda benim dönüm noktam oldu. Babam  çok genç yaşta (56) yaşında vefat etti. Beni televizyonda bir kere seyretmek kısmet olmadı. Bu benim içimde bir ukte kaldı. Annem gördü ama 10 yıl önce oda vefat etti.  Biz 4 kardeşiz 2 abim 1 de ablam var. 1989 yılında 1 evlilik yaptım 25 yaşında bir oğlum var oda konservatuarda musiki eğitimi alıyor.

Unutamadığınız anılarınız var mı?

O ANI HİÇ UNUTAMAM!

İyi anım ise bir gün arabadayız radyoda eski dostlar şarkısı  çıktı. Henüz müziği çalıyordu daha sözlere geçmemişti. O  zaman 3 yaşında olan oğlumda o müziği duyunca şarkıyı söylemeye başladı. Ben çok şaşırmıştım  ve inanılmaz mutlu olmuştum. O anı  hiç unutamam.

 Sizinle paylaşmak istediğim kötü bir anım var . Bekir Sıtkı SEZGİN  öğretmenim bir kavga neticesinde  şahit olarak yazılmış. Bu ona ağır geliyor  mahkemedeyken buna dayanamayıp kalp krizi geçirerek  56 hayatını kaybetti.Çok üzülmüştüm ve hiç unutamıyorum

 

Hiç beste yaptınız mı?

Denedim ama yapmadım. Bir ara denedim aslında  ama o tam bir ilham işi. Belki bir gün o ilham gelirse olur inşallah.

Şu an neler yapıyorsunuz?

MÜZİKTEN EMEKLİ OLMADIM!

Trt  den kendi isteğimle  emekli oldum  ama müzikten emekli olmadım. Yine programlar yapıyorum. Belediye festivalleri, dernek  konserlerine solist sanatçı oluyorum, buyükşehirin kültür merkezlerinde kültür etkinliklerinde sahne alıyorum.

Kendinize örnek aldığınız biri oldu mu?

Ben Ahmet ÖZHAN’ı kendime örnek alırım ve kendisini hala hayranlıkla dinlerim.

Yemek yapar mısınız?

Evet çok iyi yemek yaparım ben. Annem iyi yemek çok yapardı ben iyi bir takipçiyimdir sanırım iyi izleyici olmuşum. Ben istediğiniz her yemeği yaparım.

En çok hangi rengi seviyorsunuz?

En çok siyah - beyazı seviyorum.  Çünkü koyu bir Beşiktaş’lıyım.

Türkiye’de sanat yerini buldu mu? Şu anda sanat müziği sanatçısı yetişmiyor neden?

SAHİP OLDUĞUMUZ DEĞERLERİN KIYMETİNİ BİLMİYORUZ!

Biz Türk vatandaşıyız. Bizim kültürel değerlerimiz var  bunlar aslında çok önemli ama biz bunların değerini bilmiyoruz. Bizim  sahip olduğumuz değerlerin kıymetini bilmemiz  gerekir fakat   bazen sahip olduğumuz şeylerin  değerini kaybetmeden anlayamıyoruz. Bugün sağlıklıyız diyelim ama bunu ancak bir hastalık geldikten sonra anlıyoruz. Aldığımız nefesin bile değerini ancak onu almakta zorlanırsak anlıyoruz.İşte kültürümüzde böyle bir şey.  Ancak bizim ülkemizde bizim bir devlet kültür politikamız  ne  yazık ki yok. Evet destek var, Türkiye radyolarında  müziğimiz çalınıyor ama gelecek kuşaklara bunu iletebilmek için bir yol haritası olması gerekiyor ki bu yola devam edilsin. Aslında öğretmen liselerinde bu dersin olması gerekiyor. Ama bu işi  onları korkutmadan,  ürkütmeden sevdirerek yapmak gerekiyor ki devam edebilsin. Çok bilimsel bir politika izlememiz gerekiyor destek vermek gerekiyor ki kalıcı olabilsin. Padişahlar zamanında hep müzik adamlarına  ve müziğe destek verilmiştir yoksa bu günlere kadar gelemezdi müzik kültürü kaybolur giderdi.

Eğer sanatçı olmasaydınız ne olurdunuz.?

Ben sanatçı olmasaydım siyasetçi olurdum.

Sihirli bir gücünüz olsaydı neyi değiştirirdiniz?

Zenginliklerin adil paylaşılmasını sağlardım.

Sanatta istediğiniz yere gelebildiniz mi? daha  hedefleriniz var mı?

Trt ‘nin Türk halkına kazandırmaya çabaladığı seslerden biriyim. Ben  sahne duruşumla, söylediğim şarkılarla,  giyimim kuşamımla,  sanatımla,  onlarla olan iletişimimle,  onlara olan saygımla zaten bir yere geldiğimi düşünüyorum. Ben Türk halkına kendimi sevdirdiğimi düşünüyorum.

Sahneye çıktığınızda izleyicilerle göz göze geldiğinizde ne hissediyorsunuz?

SAHNEDE HALA İLK GÜNKÜ GİBİ HEYECANLANIYORUM!

Derler ki “yıllar geçince heyecan kaybolur, sizde  artık heyecan yoktur diye” ama inanın hala ilk günkü gibi heyecanlanıyorum ve çok saygı duyuyorum. Türk halkı saygıyı çok sever böyle genetik bir yapısı vardır.   Belli  etmez ama bunu ister ve takip eder.

Sizin halka mesajınız var mı?

Herkes  bulunduğu yerin değerini bilecek ve şükretmesini bilecek. Sonra çalışacak ve hedef koyacak kendine ve o hedefin peşinden koşacak. Ben okurken en çok istediğim şey araba almaktı. O arabayı  alabilmek için hem okudum hem de çalıştım. Bir yıl sonra o arabayı almıştım ama o gün hiç uyumadım sabaha kadar oturup arabamı izledim.  Sonrada başka hedefler koyuyorsan ve başarıyorsan işte başarı yolundasındır. Böyle olması gerekir. Şükretmek ve önünüze hedefler koymak insanı başarıya getirir.

Sizin zamanınızda iletişim  bu kadar kuvvetli değildi  şimdi her yerde internete tıklayıp şarkılar dinlenebiliyor. Siz albüm yapıyorsunuz emeğinizin karşılığını alabiliyor musunuz?

İYİ BİR BAŞLIK AÇTINIZ!

İyi bir başlık açtınız temel sorun burada aslında. Artık ilgi azaldı çünkü Karşılığı alınamadığı için üretim yok. Talep dengesi bozulduğu için çok iyi bestekarlar artık üretmiyor çükü arz talep yok  üretse bile bunun karşılığını alamıyor. Türkiye’de halledilememiş bir telif yasası  var yani fikri mülkiyet gasp ediliyor. Duygularınızı harmanlıyorsunuz, zamanınızı harcıyorsunuz  ve bir eser üretiyorsunuz. Bu şarkı olur, kitap, olur, heykel olur ama bunun fikri mülkiyet hakkını  alamıyorsunuz. Şarkılar daha kendi kanuni hakkını alamadan korsanlar tarafından üretiliyor ve satılıyor. İşte burada amaca ulaşamadığı içinde bestekarlar küsüyor. Bunlara el atılmalı ve devletin sahip çıkması gerekiyor.