Fırat Kalkanı operasyonu sonrasında Münbiç ve Afrin’de oluşan tablo üzücü olmasının yanı sıra düşündürücüdür. Kırk yıllık dostumuz ve müttefikimiz ABD ile  kadim komşumuz Rusya’nın Suriye parselinde sergiledikleri bu ortak duruşu, bu işbirliğini nasıl okumalıyız? Suriye krizinin patlak verdiği 2011 yılından bu yana İran’la birlikte Esat’a verdiği güçlü destekle ABD’nin BOP planının Akdeniz’e ulaşmasına engel olan Putin Rusyası bugün ABD ile yanyana, PKK uzantısı YPG’yi destekliyor. 

İran, bu gelişme karşısında Irak ile yeni bir boru hattı anlaşması imzalayarak, Çin’e göz kırpmaya başladı. Türkiye, dostları ve komşuları arasında denge kurmaya, yalnızlık çemberi içinde kalmamaya çalışıyor. Anayasa ve Başkanlık Sistemi referandumuna öylesine kilitlendik ki, bizi çevrelemekte olan ve ancak milletçe elele vererek çözüm üretebileceğimiz konuları görmezden gelmekteyiz.. 

Bu akıl tutulmasını aşmamız gerekiyor. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CNN Türk-Kanal D ortak yayınında soruları yanıtlarken yaptığı en önemli vurgulama, “Rusya ve ABD’nin YPG ilgisi bizi üzüyor” değerlendirmesiydi. 

Fırat Kalkanı operasyonu sonrasında Münbiç ve Afrin’de oluşan tablo üzücü olmasının yanı sıra düşündürücüdür. Kırk yıllık dostumuz ve müttefikimiz ABD ile  kadim komşumuz Rusya’nın Suriye parselinde sergiledikleri bu ortak duruşu, bu işbirliğini nasıl okumalıyız? Suriye krizinin patlak verdiği 2011 yılından bu yana İran’la birlikte Esat’a verdiği güçlü destekle ABD’nin BOP planının Akdeniz’e ulaşmasına engel olan Putin Rusyası bugün ABD ile yanyana, PKK uzantısı YPG’yi destekliyor. PKK ve PYD’nin Moskova’daki büroları Rusya’nın bilgisi dahilinde çalışmalarını sürdürüyor. 

ABD İLE RUSYA ARASINDA YENİ BİR YALTA ANLAŞMASI MI?

Fırat Kalkanı operasyonu sonrasında Suriye’de yaşanan gelişmeleri Yeni Dünya Düzeni çerçevesinde değerlendirmemiz gerekiyor. ABD, Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrasında uygulamaya koyduğu Büyük Ortadoğu Projesi’nin en önemli hedefi, Irak ve Suriye’nin kuzey bölgelerinin birleştirilmesiyle Akdeniz’e uzanan ve Türkiye’yi güney sınırları boyunca kuşatacak bir Kürt kuşağı oluşturmaktı. Batılıların Ortadoğu’ya ilişkin planları İran ve Türkiye’yi kontrol altına almak Rusya’yı pasifize etmek esasına dayanır. Rusya, yeni bir Yalta Anlaşması’yla, ortaklık rüşvetiyle etkisizleştirilmeye çalışılırken, İran ve Türkiye bu ortaklık formülü çerçevesinde kontrol altına alınmak isteniyor.

Trump döneminde, ABD ile Rusya arasında bir yakınlaşma yanaşacağı konuşuluyordu. Çünkü ABD’nin, Ortadoğu düzenlemesini biran önce sonuçlandırıp Uzakdoğu’ya yönelme planı vardı. ABD, Çin’in yükselişini, kendisi açısından, “öncelikli tehlike” olarak değerlendiriyordu. ABD’nin Çin’i kontrol altına alma planında Rusya “düşman” olarak nitelendirilmiyordu.  

İran, bu gelişme karşısında Irak ile yeni bir boru hattı anlaşması imzalayarak Çin’e göz kırpmaya başladı. Türkiye, dostları ve komşuları arasında denge kurmaya, arzusu dışında oluşan yalnızlık çemberini kırmaya çalışıyor. Şu aşamada Türkiye hem ABD’yi, hem AB’yi hem de Rusya’yı karşısına alamaz. 

EL BAB’I IŞİD/DEAŞ TSK’YA KENDİ ELİYLE TESLİM ETMİŞ!

Fırat Kalkanı operasyonu sonrasında El Bab’ta oluşan tablo, eski Osmanlı mirasını paylaşanları memnun etmemişti. Kolu kanadı budandığı sanılan Türk Ordusu’nun en gelişmiş silahlarla donatılmış orduların göze alamayacağı, alamadığı Fırat Kalkanı operasyonuyla El Bab’ı IŞİD/DEAŞ’tan temizlemesi sonrasında Suriye’de dengeler değişiverdi; yeni cepheler oluştu. Türk askerinin bu olağanüstü başarısı karşısında, Batı medyasında insafla bağdaşmayan değerlendirmeler yapıldı. Söylenenlere göre IŞİD/DEAŞ, din bağından dolayı Türk askerine ateş açmamış, El Bab’ı TSK destekli ÖSO’ya teslim etmiş. 

El Bab destanının arkasındaki gerçek Batı medyasının iddia ettiği gibiyse, yani IŞİD/DEAŞ Türk askerine ateş açmıyorsa, bırakın Rakka operasyonunu Türk askeri yapsın. ABD Rakka operasyonunu neden YPG ile yapmakta ısrar ediyor? Türk askerinin bu operasyona katılmasını neden istemiyor? Amaç, Ortadoğu’dan Türk varlığının silinmesi, yeni bir demografik iklimin oluşturması olduğu için, Türk askerinin Ortadoğu derinliklerine dalması, yüzlerce yıldır buralarda yaşayan Türkmen kardeşlerine sahip çıkması istenmiyor. Ayni tarih ve kültürü paylaşan Anadolu ile Ortadoğu’nun bağları kesilmek isteniyor. 

ABD medyasından sızan haberlerde Suriye’nin parsellenme sürecinde olduğu görülebiliyor. Direnci bir şekilde kırılamazsa, Türkiye’ye de, Fırat Kalkanı operasyon alanı koşullu olarak bırakılabilirmiş. 

Bu koşulların neler olabileceği şimdilik bilinmiyor. Bilinen, ABD’nin bugün 70 bin civarında olan YPG’li militan sayısını 100 bine çıkararak, 17 Mart’ta YPG yanlısı Kürtler tarafından onaylanan Kobani, Cezire ve Afrin federal sistemi için güçlü bir ordu oluşturmak.. 

SURİYE ÜÇE BÖLÜNÜYOR

2017 yılı başından bu yana her biri 300 savaşçıdan oluşan 10 yeni tabur kurduklarını söyleyen YPG sözcüsü Redur Xelil,  Reuters’a yaptığı açıklamada, “YPG’yi iyi organize olmuş bir orduya sahip olmasını sağlamak için ciddi bir motivasyon içerisindeyiz. Bu yılın ikinci yarısına kadar 100 bin savaşçıya ulaşmak istİyoruz. (…) Savaşın farklı taktikleriyle iyi eğitilmiş disiplinli ve birbirine bağlı bir askeri güç, bizi korumak ve varlığımızı, haysiyeti hak eden büyük bir ulus olarak teyit etmek için gerçek garantidir” diyor. 

Ortadoğu Uzmanı Joshua Landis, Syria Comment’taki yorumunda, ABD’nin Rakka operasyonundan sonra üç parçaya bölünecek Suriye’de, Rakka’yı da kapsayacak bağımsız bir Kürt devleti kuracağını savunuyor:
“Çok iyi eğitim alacaklar. ABD’den aldıkları birçok ağır silahları olacak. Kendi kuvvetleri için bir komuta ve kontrol ağı inşa ediyorlar. Bu operasyon sona erdiğinde, Suriye Kürtlerinin daha önce sahip olmadığı, iyi eğitimli, iyi organize edilmiş ve iyi silahlanmış dört tane tugayın olacağını tahmin edebiliyoruz.”

Landis’in öngördüğü Yeni Suriye haritası şöyle: Suriye’nin Güney ve güneybatısında Esad’ın, kuzeybatısında Türkiye’nin de desteklediği Sünni Arapların, kuzeyinde Kürtlerin hâkim olduğu alanlarda ise PYD-YPG’nin kontrol edeceği üç devletli bir yapı.. Yani, Suriye’nin kuzeyinde, Irak’ın kuzeyinde olduğu gibi, özerk bir yapı oluşturuluyor. BOP bir adım daha Akdeniz’e uzanıyor.

“SURİYE FEDERASYON OLABİLİR”

Rusya tarafından hazırlanan ve 1 Şubat’ta açıklanan Suriye Anayasası’nda da “Kürtlere kültürel özerklik”ten söz ediliyordu. Rus Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Riyabkov da, “Suriye federasyon olabilir” diyor. 

“16 Nisan’da ne renk oy kullanacağız?” konusu çok önemli, ama başımızı kaldırıp biraz da güneyimizdeki gelişmelerle ilgilenelim.. Sınırlarımızın hemen güneyindeki gelişmeler enaz referandum kadar önemli..