Suriye’de 1200’lü yıllarda, Fırat Nehrini geçerken boğulup Caber Kalesine defnedilen Osman Gazi’nin dedesi(*) Süleyman Şah’ın türbesi 1921 yılında Fransa ile yapılan Ankara Antlaşması uyarınca Türk toprağı sayılarak, Türbe’ye Türk Bayrağı çekilmesi ve bir saygı kıtası bulundurulması kararlaştırılmış ve bu karar Lozan Antlaşması ile de teyit edilmişti.

Daha sonra bağımsızlığını kazanan Suriye ile Türkiye arasında yapılan Halep protokolü ile iki ülke arasında yeniden mutabakat sağlanmıştı.

Bilahare Suriye’nin Fırat üzerinde inşa edeceği bir barajın suları altında kalacak olan Süleyman Şah Türbesi 1975 yılında Türkiye ile Suriyenin anlaşması üzerine sınırımızın 37 km güneyindeki en son yerine taşınmıştı.

İç savaş nedeni ile devlet otoritesinin zaafa uğradığı Suriye’de, mevcut yönetim terörist grupları kontrol altına alamayınca, terörist grupların hakimiyetine terk edilen Suriye topraklarında bir devlet gibi ortaya çıkan IŞİD, Süleyman Şah Türbesini tehdit etmeye başlamıştı.

Nitekim gemi azıya alan IŞİD militanları, geçen yıl yapılan mahalli seçimler arefesinde Musul Başkonsolosluğumuzu basmış, esir alınan Konsolosluk personeli IŞİD’in elinden ancak 3,5 ayda kurtarılabilmişti.

IŞİD kuşatması altındaki Süleyman Şah Türbesi’nin zaafiyetinin her geçen gün daha da artması üzerine, mevcut hareket tarzları arasında en uygulanabilir olan Türbe’nin emniyetinin alınabileceği bir bölgeye nakledilmesi idi. Türkiye bu kararını 21-22 Şubat gecesi uyguladı ve Süleyman Şah Türbesi sınırımzını hemen yakınında Suriye Eşmesi denilen alanda yeniden tesis edildi.

Bu harekat TSK tarafından başarılı bir şekilde ve süratle icra edildi. Bir kaza dışında müessif hiçbir olaya sebebiyet verilmedi.

Bu hareket tarzı dışında kalan diğer hareket tarzlarının yeteri kadar güven vermediği ve biraz daha geç kalınması halinde büyük siyasi ve askeri maliyetlerin ortaya çıkacağı değerlendirilmekte ve büyük bir kesim tarafından kabul de görmektedir. Ayrıca zamanlama açısından da; hem Haziran seçimlerinin baskıdan kurtarılmasının, hem de iktidara seçim sathı mailinde avantaj sağlanmasının hedeflendiği ortadadır.

Bu başarılı harekat ve hedefleri ile zamanlama, tabii ki daha çok konuşulacağa benziyor.

(*) Bazı kaynaklara göre Süleyman Şah’ın oğlu Ertuğrul Bey; Osman Gazi’nin babasıdır. Bazı kaynaklara göre de Süleyman Şah, Büyük Selçuklu bey ve komutanlarındandır.