“Hiç kimse bir başkasının sorumluluğunu yüklenecek değildir. Yükü ağır gelen kimse onu taşımak için yardım istese, yakını da olsa (bir başkası) onun yükünün bir kısmını dahi taşıyamaz. (Hz.Âişe, 'Ölü, ailesinin ağlamasıyla azap çeker.' hadisini bu âyete arzederek, kasıtsız olarak tahrif edildiği sonucuna varır ve reddeder -Buharî, Cenaiz, 32- . Bu değerlendirmeye göre bunu kabullenmek, bir kimsenin bir başkasının sorumluluğunu yüklenmesi anlamına gelir.) (Fâtır: 18)” (Mustafa İslâmoğlu)

     “Kimse kimsenin yükünü taşıyacak değildir. (Yani, Hesab Günü -çünkü 'insanların işlediği (kötü) fiiller yalnız kendilerini ilgilendirir.-) Kendi yükü ağır gelen kimse onu taşımak için (başkasını) yardıma çağırırsa, yakını da olsa, (bu kimse) o yükün hiçbir parçasını taşıyamaz. (Böylece, ahlâkî sorumluluğun başka bir kişiye devredilmesinin imkânsız olduğu gösterilmektedir.)” (Fâtır: 18) (Muhammed Esed)

     “Kimse, bir başkasının suç (ve günah) yükünü çekmez ve onunla yargılanmaz. Eğer kendi (günah) yükünün altında ezilen biri onu taşımak için bir başkasını yardıma çağıracak olsa, bu bir başkası, isterse diğerinin, yakını olsun, o yükten en küçük bir ağırlığı bile taşımaz. (Suçun şahsîliği ve bulaşmaz olması, kimse başkasının suçundan sorumlu tutulamayacağı gibi, yine kimse istese de başkasının günahını üzerine alamaz. Bu, hem Din (ve hukuk) açısından böyledir, hem de Ahiret'te herkes kendi başının derdine düşeceği için böyledir. Din ve suçun şahsîliğini temel bir prensip olarak kabul eden hukuk açısından yersizdir, temelsizdir.)” (Fâtır: 18) (Ali Ünal)

     “(Her insan yaptığından sorumludur.) Hiçbir günah sahibi bir başkasının günahını yüklenemez. ('Sen yap günahı benim olsun.' diyemez. Yapan da azmettiren de sorumludur. Günah) yükü ağır gelen kimse ('Gel günahıma ortak ol!' dese) onu taşımak için (başkasını) çağırsa, bu çağırdığı akrabası da olsa, onun yükünden bir şey yüklenmez (böyle bir şeye asla izin verilmez...)” (Fâtır: 18) (Veli Tahir Erdoğan)

     “Kimse kimsenin yükünü çekecek değildir. Yükü çok olan, onu başkasına yüklemek istese de, yakını bile olsa sorumluluğu başkasına yüklenmeyecektir. (Kur'an ısrarla suç ve günahın bireyselliğini vurguluyor. Kimse kimsenin yükünü çekmeyecek, herkes kendi yükünün hesabını verecek diyor. Sadece bu ilke bile Kur'an'ın kimileri tarafından tarih boyunca...ezdirilen 'tek kişilik insanı' öne çıkaran bütün görkemi ile 'insanoğlunu' sorumluluğun merkezine oturtan yaklaşımını göstermeye yeter. Artık bu âyetten sonra insana dair söylenecek her söz zaittir / fazladandır).” (Fâtır: 18) (R. İhsan Eliaçık)

     “Dünyada yaptığınız kötülüklerin karşılığında âhirette ceza alacağınızdan kuşkunuz olmasın. Ayrıca âhirette, dünyadaki gibi başkalarından yardım alarak günahlarınızdan kurtulabileceğinizi sanmayın. Çünkü âhirette Allah'ın huzurunda insanlar; tamamen âdil bir şekilde hesaba çekileceklerdir. O gün hiç kimse bir başkasının günahını, vebalini taşımayacak, herkes kendi yaptıklarının karşılığını görecektir. O gün günahlarının yükünü başkalarıyla paylaşmak ve cezasından kurtulmak isteyen kimseye en yakın akrabaları ve dostları dahi yardımcı olmayacaktır. Kimsenin kimseye bir şefaati söz konusu olmayacaktır. O gün sizin gibi müşrikler annesini, babasını, eşini, çoluk çocuğunu dahi düşünemeyecek durumda olacaktır.” (Fâtır: 18) (Hasan Elik)

     “Hem, günah çeken bir nefs (kişi), başkasının günahını çekmeyecek, (günah) yükü ağır basan (kimse), onun (başkası tarafından alınıp) yükletilmesine -taşınması için- (yalvarıp) çağırsa da, on(un günahın)dan bir şey yüklenilmeyecek, isterse bir yakını olsun.” (Fâtır: 18) (Elmalılı M.Hamdi Yazır)