Fenerbahçe Kulübü, Spor Toto Süper Final Şampiyonluk Grubu'ndaki son Galatasaray maçı sonrası çıkan olaylarla ilgili olarak, yaşananların tasvip edilmediğini açıklarken, emniyet güçlerinin tutumunun durumu daha da kötüleştirdiğini ileri sürdü.  


    Sarı-lacivertli kulüpten yapılan açıklamada, ''Fenerbahçe'mizin 12 Mayıs Cumartesi günü Galatasaray ile oynadığı Süper Final son maçında yaşananları, Fenerbahçe yönetimi, taraftarları ve camiası olarak tasvip etmiyoruz'' denilirken, ''105 yıldır Türk sporuna hizmet eden, takım sevgisini stadyumlara, salonlara taşıyan, küfürü tribünlerden uzaklaştırmak için çaba sarf eden bir kulüp olarak, spora dair hiçbir alanda bu olayları yaşamak, görmek, bu olaylara şahit olmak istemediğimizin bilinmesini isterken, son dönemde yaşananlara dair yapılan değerlendirmelerin de acilen adil süzgeçlerden geçirilerek, doğru tahlillerde bulunularak sonuca vardırılmasını istiyoruz'' ifadeleri kullanıldı.
     Fenerbahçe Kulübü'nün başkanı, yönetimi ve futbolcuları olarak geride kalan haftada dört bir koldan açıklamalar yaparak, taraftarları fair-play'e davet ettiği, ''Önemli olan kupalar değil, önemli olan Fenerbahçe ve onun taraftarları ile olan bütünlüğüdür'' denildiği aktarılan açıklama, şöyle devam etti:
     ''Nitekim, maç günü tam da beklediğimiz gibi taraftarlarımız Kadıköy'ü yine karnaval yerine çevirdi. Maç havasına giren taraftarlarımız, yine marşlar, alkışlar eşliğinde stadyumumuzu doldurdu. Maç boyunca takımımızı destekledi. Fenerbahçe taraftarı, lig boyunca birçok maçta, deplasmanda kendi takımına gösterilmeyen misafirperverliği ve saygıyı, bu maçta karşı takıma, teknik heyetine, yöneticilerine gösterdi. Maç boyunca yalnızca kendi takımını destekledi, alkışlarla takımının yanında oldu. Rakip takım futbolcuları sahanın ortasında şampiyonluk sevinci yaşarken, Fenerbahçe taraftarı, 'Bu taraftar sizinle gurur duyuyor' diyerek takımımızı tribünlere çağırdı, alkışladı. Sporcularımız ve hocamız rakip takımı tebrik ederken, hafta boyunca planlanan, maçtan önce, maç sırasında ve maç sonunda devam eden tüm bu barış, destek hissiyatının tam aksine, belki çok ufak bir kıvılcım sonucunda ortaya çıkan hiç istemediğimiz, üzücü olaylarla karşı karşıya kaldık. Tüm bu yaşananlara dair ulaştığımız en net konu, taraftarlarımızın rakibimize, rakip takımın futbolcularına, maç sonunda yaşanan sevinç gösterilerine dair hiçbir tepki ve müdahalesinin olmadığıdır.''

-''Emniyet, toplum psikolojisini doğru yönetememenin örneğini verdi''-

Özellikle emniyet görevlilerinin müdahale yönteminine değinilen açıklamada, Fenerbahçe taraftarının maç boyunca ve sonrasında rakip takım sporcularına dair kesinlikle hiçbir tepki göstermediği vurgulanırken, ''Emniyet güçleri, toplum psikolojisini doğru yönetememenin örneğini vermiş, taraftarlarımız ile girilen bire bir atışma ve diyaloglar neticesinde, durum ne yazık ki bu noktaya gelmiştir'' eleştirisinde bulunuldu.
     ''Maç öncesinde, stat etrafına takımını desteklemeye gelen taraftarlarımıza, hala kavrayamadığımız nedenlerle biber gazı ile yapılan müdahale, kullanılan orantısız güç, büyük resme bakıldığında, maçın bitiminden 15 dakika sonra çıkan olayların adeta habercisiydi'' ifadelerine yer verilen açıklamada, şöyle denildi:
     ''Bir takım toplumsal olayları bastırmak ve önlemek için kullanılan biber gazı, söz konusu Fenerbahçe taraftarı olunca, taraftarımız Avrupa Şampiyonu olan takımımızı karşılarken havalimanında, taraftarımız başkanını, yöneticilerini desteklerken Çağlayan'da ve son olarak da sebepsizce Kadıköy'de, maç öncesinde ve maç sonrasında kullanılmıştır. Maç öncesinde bile kombineleri, biletleri olmasına rağmen stada giremeyip coplanan, su sıkılan, biber gazıyla savuşturulan onlarca taraftarımız olmuştur. Maç sonunda, çocukların, kadınların, hamile eşlerin, genç-yaşlı onlarca insanın, dağılacağı bir yer yokken, stat dışında ve stat içinde aynı anda kullanılan ve insanlara gidecek yer bırakmayan biber gazı, bir çok taraftarımızın suçsuz yere acı çekmesine, geceyi hastanelerde tamamlamasına sebep olmuştur. Maç öncesinde yaşatılan tahriklere rağmen taraftarlarımız maçta kulüplerini zor durumda bırakacak hiçbir davranışta bulunmamış, maç sonunda taraftarlarımızın bir bölümü, hemen çıkışa yönelirken geride kalan taraftarlarımız ise takımlarını son bir kez alkışlamak istemişlerdir. Bu noktada hep yaptığımız gibi aynayı kendimize tutmak gerekirse, sebebi her ne olursa olsun yaşanan olaylar Fenerbahçe'mize, futbolcularımızın alın terine yapılan bir haksızlıktır. Haklıyken haksız yere düşmemizdir. Yapılan sorumsuz hareketler, biz Fenerbahçeliler için şampiyonluklardan daha önemli olan değerlere, güzelliklere gölge düşürmektir. Fenerbahçe Spor Kulübü yönetimi olarak bu konuda emniyet güçleri ile birlikte çalışıp, sorumluların cezalandırılması adına gerekeni yapmaya hazırız. Taraftarlarımızı karşımıza almak pahasına da olsa bunun örneklerini daha önce defalarca kez verdik. Ancak bunun dışında yaşananlardan ve tüm bunların basın-yayın organlarınca 'Fenerbahçe taraftarı rakibe, rakibin kupa almasına tepki gösterdi, olayları kışkırttı' gibi gerçekleri yansıtamayan bir şekilde kamuoyuna aktarılmasından oldukça rahatsız olduğumuzun bilinmesini istiyoruz. Yaşanan tüm olumsuzlukların, sadece Fenerbahçe Spor Kulübü ve taraftarlarına mal edilmesi, kabul edilemez büyük bir haksızlıktır. Cumartesi günü maç öncesi ve sonrasında yaşananlara dair kulübümüze ulaşan, araştırmalarımız sonucu elimize geçen tüm video, fotoğraf ve bilgileri, kamuoyu ile paylaşacağımızı, saygıyla duyururuz. Fenerbahçe taraftarı, 3 Temmuz itibariyle tüm yaşanan ve yaşatılanlara rağmen umudunu hiç kaybetmedi, kulübünü zor durumda bırakacak hiçbir olaya dahil olmadı, olmayacak. Bizler buruk ve üzgünüz. Ancak bu burukluğumuz, kaybedilen kupadan dolayı değil, tüm bu yaşananların, Fenerbahçe'mize, birlik ve bütünlüğümüze, Türk sporuna verdiğimiz hizmetlere leke sürülmesine olanak verdiği için.''
     Fenerbahçe Kulübü'nden yapılan açıklamada, ''2011-2012 sezonunu son maçta Fenerbahçe ile berabere kalarak şampiyonlukla noktalayan Galatasaray'ı en içten duygularımızla kutluyor, Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde başarılar diliyoruz'' denildi.
     Fenerbahçe Futbol Takımı'nın da ''olağanüstü şartlar altında'' son maçın son saniyesine kadar şampiyonluğu kovaladığı belirtilen açıklamada, ''Türkiye'de ilk kez uygulanan Süper Final maçlarını 4 puan farkla önde bitiren ve yarım puan farkla şampiyonluğu kaybeden futbol takımımızı gönülden tebrik ediyor, Türkiye Kupası Finali'nde başarılar diliyoruz. Geçtiğimiz sezon çok büyük bir haksızlık neticesinde katılamadığımız Avrupa Şampiyonlar Ligi'ne, bu sezon ön eleme turlarını aşarak katılmak en büyük hedefimizdir; takımımıza Avrupa sahnesinde de sonsuz başarılar diliyoruz'' ifadelerine yer verildi. 

-Galatasaray'a tepki-

Açıklamada, Galatasaray Kulübü'ne sert eleştirilerde bulunuldu. 3 Temmuz'dan bu yana başlayan süreçte sarı-kırmızılı kulübün, camialarının attığı her adımı an be an takip ettiği ve ''isim vermeme perdesine gizlenerek'' açıklamalar yaptığı öne sürülerek, şöyle denildi: 
     ''Galatasaray Spor Kulübü, 'ahlak bekçiliği' sıfatının yanına, aynaya bakma ihtiyacı duymaksızın fair–play savunuculuğunu da eklemiştir. Şampiyonluk sevincini ilk dakikadan itibaren Fenerbahçe'ye küfür ve Başkanına ağır hakaret ekseninde kutlayan futbolcularını görmezden gelen Galatasaray Yönetimi, biber gazından etkilenen taraftarlarımızın sahada tedavi görmekte olduğunu bilmesine rağmen, seremoninin sahada yapılması konusunda ısrarcı davranmıştır. Hangi ahlak bekçiliğinin içinde holiganlık, hangi fair-play ruhunun içinde yangına körükle gitmek vardır?''

-Aysal'a tepki-

Ünal Aysal'ın dün akşam Habertürk Tv'ye yaptığı açıklamalara değinilirken, şunlar kaydedildi: 
     ''Sayın Ünal Aysal, dün akşam katıldığı bir televizyon programında, 'Maçın ardından tek bir Fenerbahçeli yönetici dahi göremedik, herhalde çok yoğunlardı' şeklinde bir takım sözler sarf etmiştir. Oysaki basın toplantısı odasında bekleyen onlarca basın mensubunun da şahit olduğu üzere, başta Başkanvekilimiz sayın Nihat Özdemir olmak üzere Serhat Çeçen, Mithat Yenigün, Nihat Özbağı, Hakan Dinçay, Ömer Temelli gecenin sonuna kadar olaylara an be an müdahale etmiştir. Yöneticilerimiz zaman zaman Türkiye Futbol Federasyonu ve Galatasaray yönetimi ile de bir araya gelerek kupa töreni konusunda istişarelerde bulunmuşlardır. Buna karşın Sayın Aysal'ın bu konuda da açıkça gerçekleri çarpıtması, kulüp başkanı ağırlığına yakışmamaktadır. Aysal'ın, benzer şekilde, yaşanan olaylara dair en ufak bir fikri olmamasına rağmen, taraftarımız hakkında 'holigan' ve benzeri çirkin söylemlerde bulunması asla kabul edilemez. Daha önce de taraftarımız hakkında haddini aşan açıklamalarda bulunan Sayın Aysal, bu açıklamasının akabinde çeşitli düzeltmeler yapma gereği duymuştu. Dün söylediğini bugün inkar etmekten kaçınmayan Aysal'a, açıkça ifade etmek isteriz ki; Fenerbahçe taraftarıyla bir bütündür, bu yönde sarf edilecek tek bir lafın muhatabı 25 milyondur. Aysal'ın aynı programdaki, kupayı kazanmalarının Türk futbolunu temizlediği yönündeki ifadeleri, şahsi bilgisizliği nedeniyle camiaları kutuplaştırmaktadır ki, bu da her iki kelimesinden biri fair-play olan bir kulüp başkanına hiç yakışmamaktadır. Aysal, şampiyonluklarını, Türk futbolunun temizlenmesi şeklinde yorumlamıştır. Kendilerini iyilik savaşçısı ilan ederek, iyilerin kazandığını ima eden Aysal'ın, ülkemizde yaşanan süreçten ne kadar uzak olduğu, kupa kazanmalarını adeta bir çocuk filmini anlatır edasında aktarmasından da bellidir. Sonuç olarak, Galatasaray Başkanının ve yönetiminin bu tavrı, kupanın önüne geçerek tarihe not edilecektir.''
     Açıklama, ''Tüm bu fair-play karşıtı tutum, spor yöneticisi ağırlığı ve ahlakından uzak yaklaşımlarına karşın, Galatasaray'ı bir kez daha kutluyor, Şampiyonlar Ligi'nde başarılar diliyoruz'' cümleleriyle tamamlandı.