Bu toplumda sözcükler para eder oldu, satıcı sattığı ürünü ne kadar düzgün bir şekilde ifade edebilirse, o kadar çok kazanmakta. Ne kadarı doğru ne kadarı yanlış; anlaşılması kişilerin algısına göre değişmekle birlikte başarı grafikleri yüksekte.

Toplumlar sözel olarak ifadesi kuvvetli insanlar tarafından yönetilirken algı zaafından faydalanmaktalar. Hiçbir şey bilmiyor, her türlü bilgelikten yoksun, hatta zeki bile olmayabilirler. Ama kesin olan bir şey varsa o da sözcüklerle oynamayı iyi biliyor olduklarıdır.

Bu bir oyundur ve onlar bunu ustalıkla oynarlar. Öyle ki oynadıkları oyun onlara her şekilde saygı, para ve güç kazandırır.

Hepsi son derece kuvvetli ifadeye sahip insanlardır. Sözcükleri anlamlı, bir şeylerin önemini vurgulayarak, tutarlı bir şekilde kullanırlar ki insanları etkileyebilsinler.

Konuşurken delil göstermesine, mantıklı olmasına gerek yoktur, yalnızca kendi enerjisi insanları etkilemeye yeter. Dinleyenlerin zihni bir sürü sözcükle, bir sürü düşünceyle dolar.
Ve insanlar asla onun ne olduğuna tam olarak parmak basamasalar da, yönlendirmenin etkisinde kalırlar.

Tüketime yönelik davranış bozukluğunun veya kişilerdeki tutarsız tüketim alışkanlıkların sebebi algı oluşturan sözcükler ya da görsellerdir. Ve onların sözcükleri daima para eder.

Ancak temiz akıl sahipleri, öğüt alıp düşünmez…

Akıl saf halde iken kendisine dışarıdan gelen uyarılar vardır. Temiz akıl sahipleri bu uyarıları, öğütleri doğru algılar ve sonuca giderler.

Kişi, dışarıdan aldığı uyarıyı doğru algılar ve düşünmeye başlar. Bu düşünce, onu eyleme götürür.

Öyle ise akıl sahipleri dışarıdan gelen uyarılara saflık yerine bilinçle aynı zamanda gerektiğince düşünerek karar verdiğinde onların sözcükleri beş para etmeyecektir.