Sarkozy Fransası Ocak 2012’de,  “Ermeni soykırımı yoktur” demeyi bile suç sayan bir yasa çıkarmıştı. Fransız Anayasa Konseyi’nin bile anayasaya ve 1789 Bildirisi’nin ruhuna aykırı bulduğu “soykırım yasası”nı, 60’lı yıllarda Cezayir’de milyonlarca masum insanı katleden Fransa’nın, tarihindeki bu kara lekeyi kamufle etme telaşı olarak değerlendirmek gerekir.
Bu çağdaş hukukla bağdaşmayan yasayı protesto etmek amacıyla  İsviçre’ye çıkartma yapan Talat Paşa Komitesi, “soykırım tacirleri”nin yalanlarını tüm dünyaya haykırmış, İşçi Partisi Genelbaşkanı Doğu Perincek, “Ermeni soykırımı bir emperyalist yalanıdır” konulu bir dizi konferans vermişti. Hemen not düşelim, İsviçre’ye çıkarma yapan Talat Paşa Komitesi’nin başında KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Cennetmekan Rauf Denktaş vardı. 
Talat Paşa Komitesi’nin bu cesur çıkışını hazmedemeyen Lozan Sulh Ceza Mahkemesi (İsviçre), 9 Mart 2007’de verdiği bir kararla Doğu Perincek’i 120 gün hapse mahkum etmişti. Sonra da bir lütuf yapıyormuş gibi, çağdaş hukukla bağdaşmayan bu mahkumiyet kararını para cezasına çevirmişti. 
Doğu Perincek yılmadı; bu hukuki dayanaktan yoksun karara Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) itiraz etti. AİHM’in 2. Dairesi, Lozan Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararını insan haklarının ihlali olarak değerlendirdi. 


AİHM 2. DAİRESİ’NİN KARARI, BUNDAN BÖYLE, HUKUK FAKÜLTELERİNDE DERS OLARAK OKUTULACAKTIR


AİHM 2. Dairesi’nin, Doğu Perincek’in itirazına ilişkin 17. Aralık 2013 tarihli kararı, ileriki yıllarda, bütün dünya hukuk fakültelerinde okutulacak bir uluslararası hukuk belgesidir. Ermeni soykırımının herhangi bir şekilde tartışmaya açılmasını bile suç sayan Batılı emperyalistlerin suratında patlayan  bir hukuk şaplağı olan bu 50 sayfalık kararda, modern hukukun ifade özgürlüğü ve soykırım tanımları yer almakta ve çeşitli Avrupa ülkelerinin anayasalarından yapılan alıntılarla soykırım kavramının hukuki niteliği anlatılmaktadır. 
İsviçre ve Ermenistan’ın AİHM’nin bu karara itirazları üzerine 28 Ocak’ta Strazburg’daki AİHM Büyük Daire’de bir duruşma yapıldı; taraflar dinlendi. Avukat Amal Clooney magazin basınının ilgi odağı olmayı başardı, ama duruşmada 1915’in bir soykırım olduğuna ilişkin iddiaları Perincek’in sunduğu yabancı kaynaklardan derlenen belgelerle çürütüldü. 28 Ocak’ta Büyük Daire’de yapılan duruşmaya İsviçre ve Ermenistan adına katılan avukatların yaptıkları çelişkili, hukuki dayanaktan yoksun savunmaları, soykırım iddialarının ne kadar siyasi amaçlı masallar olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. 

BU BİR HUKUK SAVAŞIYDI; KAZANDIK.

Doğu Perincek ve avukatları 1915 olaylarının soykırım olarak tanımlanamayacağını ve soykırımı tartışmanın bir ifade özgürlüğü olduğunu vurguladılar, yabancı kaynaklardan derlenmiş belgeler sundular.
AİHM Büyük Dairesi kararını 3-4 ay içinde açıklayacak. Fakat, Büyük Daire’nin, AİHM’İN 2. Dairesi’nin verdiği ve “yerleşik ictihad”a dönüşen kararıyla çelişen bir karar vermesi beklenmiyor.  AİHM eski Yargıcı Rıza Tüzmen, Büyük Daire’nin kararını değerlendirirken, “AİHM Büyük Kurulu’nun ifade özgürlüğünden yana tavır almasını bekliyorum. Dolayısıyla AİHM 2. Dairesi’nin verdiği karar değişmeyecektir” diyor.
Bir kısım medya başlangıçta AİHM Büyük Dairesi’nin vereceği kararın Türkiye açısından önemini kavrayamadıklarından, olayı yalnızca Doğu Perincek’in ifade özgürlüğü davası olarak değerlendirdiler. Halbuki bu dava ne Perincek’in kişisel davası ne de yalnızca ifade özgürlüğü davasıydı; bu dava, Sevr’e karşı çıkarak emperyalizme karşı BİR Kurtuluş Savaşı başlatan ve bu savaşını zaferle taçlandıran bir milletin, uluslararası arenada, aynı muhataplara karşı verdiği bir hukuk savaşıydı. 
KKTC Kurucu Başkanı Cennetmekan Rauf Denktaş da, 2006 yılında, Talat Paşa Komitesi olarak gittiği İsviçre’de düzenlenen bir açık hava gösterisinde bu gerçeği haykırırken, “Soykırım meselesi, Kıbrıs davası gibi, Türk’ün en haklı olduğu davalardan biridir. Birlik olursak sesimizi, haklılığımızı bütün dünyaya duyurabiliriz” demişti. 
Şükrü Server Aya, Mehmet Perincek, Prof. Kemal Karpat gibi araştırmacıların Osmanlı değil, yabancı kaynaklarda araştırma yapanların yazdıkları kitaplarda ortaya koydukları gerçekleri dünya kamuoyuna yeterince duyuramadığımız için, soykırım yalanı tepemizde, Demokles’in Kılıcı gibi, sallanıp durdu. “Soykırım Tacirleri”, 1.5 milyon Ermeni’nin yalnızca Hıristiyan oldukları için katledildikleri masalını bugüne kadar ustalıkla kullandılar, dünya kamuoyunu yanılttılar. 


EMEĞİ GEÇENLERE TEŞEKKÜR BORÇLUYUZ


AİHM 2. Dairesi’nin kararı, 1915 olaylarının 100’üncü yılında, soykırım yalanını Türkiye’nin tepesinde Demokles’in Kılıcı gibi  sallamaya hazırlananlar üzerinde soğuk duş etkisi yapmıştır. AİHM’sinin kararıyla Türkiye, soykırım iddialarının 100. yılında çok sağlam bir hukuki destek bulmuş oldu. Bu kararın alınmasında emeği geçen herkese, Doğu Perincek’e,  Şükrü Server Aya’ya, Mehmet Perincek’e, Strazburg’a giden çeşitli parti temsilcilerine… ve Cennetmekan Rauf Denktaş’a teşekkür borçluyuz. Bu arada, bir vefa borcu olarak, Fransız Sulh Ceza Mahkemesi’nin 1993’te, “Ermeni tehciri Soykırım değildir” dediği için, manevi tazminata mahkum ettiği tarihçi Bernard Lewi’yi de saygıyla anıyoruz. 
28 Ocak’ta Strazburg’da AİHM Büyük Dairesi salonunda yapılan duruşmada 17 bin sayfalık Ergenekon iddianamesinin bir delil olarak sunulmasını, bunun öncesinde Ergenekon Davası savcılarının bazı Talat Paşa Komitesi üyelerinin Londra, Paris ve Berlin gibi Avrupa kentlerinde yaptıkları yürüyüşleri terör suçu saymasını, Perincekler’in mahkumiyetini, Ortadoğu’da estirilen değişim dönüşüm rüzgarlarının ülkemize yansımaları olarak değerlendirmek gerekir. 


ERMENİ SOYKIRIMI İDDİALARI EMPERYALİSTLERİN SİYASİ AMAÇLARI DOĞRULTUSUNDA KULLANDIKLARI BİR ARGÜMANDIR


Ermeni soykırımı iddiası, Batılı ve Doğulu emperyalist devletlerin siyasi amaçları doğrultusunda kullandıkları bir argümandır. Geçen gün Milliyet gazetesi “ 38 Yıllık Sır” başlığı ile açıkladı;  dönemin Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil, 27 Kasım 1977’de, Zürih’te Ermeni temsilcilerle buluşmuş ve bu iddiaları temelden sona erdirecek girişimlerde bulunmuştu. Görüşmelerin devamı beklenirken Demirel Hükümeti düşüvermişti. 
Fransız Cumhurbaşkanı Hollande, AİHM’nin verdiği kararı değerlendirirken, kendilerinin Cezayirde yaptıkları katliamı örtebilmek amacıyla yine Türkiye’ye yüklenmiş ve soykırımın 100. yılı törenlerine katılmak üzere 24 Nisan’da Erivan’a gideceğini açıklamış. Sayın Hollande’ın Erivan’dan önce Türkiye’ye uğramasını ve Ermenistan’ın ilk Başbakanı Kaçaznuni’nin çeşitli dillere çevrilmiş olan kitabını, Şükrü Server Aya ve Doğu Perincek’in ABD ve Rus kaynaklarından derledikleri belgelere dayanarak yazdıkları kitapları da beraberinde götürmesini dileriz.  
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Doğu Perincek hakkında verdiği kararla, Ermeni soykırımı iddiaları yeni bir boyut kazanmıştır. Yani, Ermeni soykırımı konusunu bundan böyle siyasiler değil, tarihçiler, bilim adamları konuşacaklar.