23 Nisan 2015 Perşembe günü 3000 yıllık mazisi olan Türk Milleti’nin kendi yöneticisinin seçtiğinin 95 yılıdır. Yani TBMM’nin açılışı ve demokrasiye geçişin kabul günüdür. Türk Milleti’ne kutlu olsun. Türkiye Cumhuriyeti binyıllar boyu sürsün. Gelelim Ermeni Meselesi’ne yine geldi 24 Nisan!... Aman Allah’ım başta Ermenistan olmak üzere Avrupa da dâhil bütün Batı dünyası, yine Türkler’e dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti’ne yüklenmeye başladılar. Neymiş efendi 1915 yılında Ermeniler Soykırım’a uğramış. Allah’ınızı severseniz; Artık Türkiye Cumhuriyeti şunu bir söylese onlara dersini verse? Arkadaş 1915 yılında hangi Balkanlar ve Önasya ve Ortadoğu’nun bir kısmında hangi devlet vardı? Osmanlı Devleti! Eee, peki şimdi olmayan bir devletin hesabını bize neden soruyorsunuz. Biz ayrı bir devletiz Osmanlı ayrı bir devletti ve tarihte kalmıştır.. Acaba o zaman ne diyecekler bu cevabı da merakla bekliyorum (Türkiye bunu demeli mi, dememeli mi bunu da değerlendirmek lazım). Türkiye’nin bunu demesi için bence en büyük belge Lozan Antlaşması’dır. Lozan Antlaşması’na 53. Maddesine göre borçlar konusu özetle şu karara bağlanmıştı: “Borçlar Balkan Savaşları sonunda Osmanlı Devleti’den ayrılan memleketlere paylaştırılacaktı.” Deniyordu. Demek ki; Osmanlı Devleti’nde ayrılan devletlerde Osmanlı’da ve Osmanlı’nın yaptığı icraatlarda sorumlu olacaktı.
 Bakın Papa’nın açıklamasına; “Katolikler’in ruhani lideri Papa Francesco'nun, 1915 olaylarında ölenleri anmak için Vatikan'da düzenlediği ayinde, 20. Yüzyılın ilk soykırım kurbanlarının Ermeni toplumu olduğunu söyledi(Gazeteler-12 Nisan 2015). 
Oysa dünyanın sayılı tarihçilerinden olan ve Louisville Üniversitesi Tarih Profesörü Justin McCarthy, 1915 olaylarına dair Ermeni iddialarına ilişkin; ”Elimizde binlerce ama binlerce belge var. Bu belgeler Türkler’in değil, Ermenilerin soykırım yaptığını gösteriyor” dedi. McCarthy, 1 Mart 2015 Toronto Üniversitesi’nde, Kanada Türk Dernekleri Federasyonu tarafından düzenlenen, ”Doğu Anadolu’daki İnsanlık Trajedisi’nin 100. Yılı” konulu konferansta, 1915 yılında meydana gelen olaylarla ilgili bilgi verdi. 1915 Türkiye’sini anlamak için büyük fotoğrafa bakmak gerektiğini ifade eden Justin McCarthy, Rusya’nın o dönemdeki etkisinin gelişmeleri yönlendirdiğini söyledi. Söz konusu gelişmelerin din kaynaklı olduğunu anlatan McCarthy, ”Müslüman çoğunluğun ortasında kalan Ermeniler, Rusya’nın teşvikiyle devlet olmak istediler” diye konuştu.
Bir devletin, vatandaşlarının yönetime başkaldırmasına karşı önlem almasının soykırım sayılamayacağını belirten McCarthy, ”Ermeniler yaşadıkları devlete başkaldırdılar. Bunun adı nedir? Buna vatan hainliği derler” ifadesini kullandı. McCrthy, Taşnak Ermenileri’nin, Van’ı işgal ettiklerinde şehirde katliam gerçekleştirdiklerini, Ruslar’a, geldiklerinde yapacak iş bırakmadıklarını ifade etti. Bakınız Osmanlı’nın devamı diye bilinen TBMM’de Doğu cephesi sonrası Gümrü Antlaşması’na Ermeniler’i korumak ve kollamak için çok mükkemel bir madde koydu. Keşke bu antlaşma devam etseydi. Gümrü Antlaşması ile Ermenistan Sevr Antlaşması’nı kabul etmiyor. Doğu Anadolu’daki ideallerinden de vazgeçtiğini kabul ettiğini bütün dünyaya ilan ediyordu. İşte ben bu ve buna benzer somut deliler ışığında Türkler Soykırımı değil de; Soykayrımı yapmıştır, diyebiliyorum. 
İşte bunun en güzel ispatı; 2/3 Aralık 1920’te, TBMM hükümeti ve Ermenistan Devlet ile imzalanan Gümrü Antlaşması'na göre: “Barıştan sonra, Erivan’da bulunacak Türk Büyükelçi, antlaşma şartlarının denetleyicisi olacaktır; Ermenistan, istediği takdirde TBMM Hükümeti Ermenistan'a silâhlı yardımda bulunacaktır. TBMM Hükümeti, belirlenen sınırlar dâhilinde Erivan Cumhuriyeti'nin egemenliğini bütünüyle geliştirmek ve güçlendirmek üzere yardımda bulunmayı içtenlikle yükümleniyordu.” 
Antlaşmanın, 1 ay içinde onaylanması kararlaştırılmıştı. Fakat Ermenistan'da yönetimi ele geçiren Bolşevikler antlaşmayı kabul etmediler. 16 Mart 1921 günü imzalanan Moskova Antlaşması, Gümrü Antlaşması'nın yerini almıştır. Gümrü Antlaşması’na göre Türkler’in, Ermeniler’in yanında olduğu apaçık ortada değil mi? Peki Türkiye’nin barışçıl hareketinin tam zıddı olarak; Ermenistan’ı işgal eden Rusya’nın sert ve acımasız hareketi yanlış değil midir? Neden hiç gündeme getirilmedi? Bunu da iyice düşünmek gerekmez mi? (Kaynak: Türkler Ermeni Soykayrımı Yapmıştır. Necati Aydın paraf Yayınları İstanbul-2013) 
24 Nisan 1915 tarihinde Ermeni bölücü komiteleri kapatılarak, yöneticilerinden 2345 kişi devlet aleyhine faaliyette bulunmak suçundan tutuklanmıştır. Dışarıdaki Ermeniler’in her yıl “Ermeni soykırımının” yıldönümü diye andıkları 24 Nisan; işte bu 2345 komitecinin tutuklandığı tarihtir ve tehcirle alakalı değildir. Ama unutmamız gereken bir gerçekte Tehcir’dir. Tehcir olmalı mıydı? Olmamalı mıydı? Sorusunun cevabına gelince; keşke olmasaydı. Ama ne yazık ki tehcir olmuştur. Keşke o dönemin Ermeni yetkilileri, dış devletlerinin dolduruşuna gelmeselerdi; kendilerini yüzyıllar boyunca koruyan Türk Devleti’ne ve millete silah çekmeseydiler de; o yer değiştirme olmasaydı.
Osmanlı’nın son dönem yöneticilerinden olan Talat Paşa, Enver Paşa, Cemal Paşa ve Sait Halim Paşa’yı Savaş Mahkemesi’nde tehcir ile Soykırım yaptı diye yargılayan İngiltere Kraliyet Savcılığı’nın İngiltere Dışişleri’ne yanıtı şöyledir: “Şimdiye kadar hiçbir şahitten, tutuklular hakkında yapılan suçlamaların doğruluğunu kanıtlayabilen bir ifade alınmış değildir. Esasen herhangi bir şahit bulunup bulunmayacağı da belli değildir…” (29 Temmuz 1921, İngiliz Dışişleri Arşivleri, 371/6504/E 8745) Sonuç olarak, Malta’daki tutuklular, kendilerine hiçbir suçlama dahi yöneltilmeden ve duruşma yapılmaksızın 1922 yılında serbest bırakılmışlardır. “Muhakeme için Malta’da tutulan Türkler aleyhinde delil olarak kullanılacak hiçbir şey bulunmadığını Lordları’na bildirmekten üzüntü duyuyorum.” Bakınız İngiltere’nin ve ABD’nin elinde Soykırımı belgesi olmadığı için “Malta Sürgünlerine” beraat vermiştir. Osmanlı hükümeti yöneticileri ise sırf İngiltere-ABD ve Fransa’nın hatırına “Tehcir’de” önlem alamadınız, suçlusunuz” diye toplam 1.397 vatan evladını cezalandırmıştır. Bunların büyük kısmı, idam da dâhil olmak üzere, çeşitli cezalara çarptırılmışlardır. Allah aşkına öz evlatlarını idama mahkûm eden Osmanlı hükümeti ve dolaysıyla Türk Milleti nasıl olurda suçlu olur! 
Nedeni basit; Osmanlı Devleti petrol ülkeleri olan İran, Azerbaycan, Irak, Suriye, Suudi Arabistan gibi devletlere sahip ve komşu idi. Türk Milleti’nin o günkü topraklarını parçalamak isteyen; İngiltere, ABD ve Fransa; Osmanlı’yı yıkıp “4B’ye açıkçası “Batum,” “Bakû,” “Bağdat” ve “Basra’ya” kadar bölgeye hâkim olmak istiyorlardı bu nedenle de Ermeniler’i ve Araplar’ı Osmanlı’ya karşı kışkırtmışlardır. 
Türk Milleti’nin geleceğini teslim alacak olan gençler; yine mi Ermeni meselesi demeyin! Dünyanın kötü niyetli devletleri sizleri “Ermeni Soykırımı yaptınız,” diye suçlayıp sanık sandalyesine oturtmuşlar, siz ise hala iddianameyi okumadan bilmeden savunma yapıyorsunuz. Hiç iddianameyi okumadan savunma yapabilir misiniz? Önce gerçekleri okuyun ve sonra da savunmanızı iyi yapın. 
Uzun sözün kısası; Türkiye Cumhuriyeti’nin Avrupa’ya şu soruyu sorması gerekmez mi! Ey Avrupa, hadi Türkleri’n Gümrü’deki koruyuculuğunu görmüyorsanız da, acaba Ermenistan topraklarını işgal eden Ruslar’ın istilacılı ve işgalci olduğunu neden görmezsin? Bu soruyu sormalı mı, elbette sormalı!..