AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Ahmet Sorgun geçen hafta geniş katılımlı bir basın toplantısı yaparak gündemi değerlendirdi. Sayın Sorgun’la ve diğer birçok siyasetçiyle -bizden kaynaklı sebeplerle- uzun zamandır bir araya gelememiştik, bu toplantı iyi bir vesile oldu.

Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sorgun’un bir yanında İl Başkanı Hasan Angı, diğer yanında da  Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek vardı. Konya Milletvekilleri, Karatay, Selçuklu ve Meram Belediye Başkanları, diğer ilçe Belediye Başkanları, ilçe teşkilat başkanları da toplantının katılımcılarıydı.

Sorgun, yaygın siyasetçi portresinin aksine ketumdur; ser verip sır vermez bir yapıya sahiptir. Medyatik olmama gibi prensipleri vardır. Popülist söylemlerden uzak durmayı ilke edinmiştir. 
2017’nin özellikle Ortadoğu için zorlu bir yıl olduğuna vurgu yapıp Myanmar, Arakan, Kudüs, Suriye'de zulümlerini örnek verdikten sonra; ABD'nin Kudüs’ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın karşı çıkışını anlatıp "BM Genel Kurulunda 128 ülke ABD’nin Kudüs kararına karşı çıktı, yanında ise terör devleti İsrail ile bir çoğu okyanusun ortasında birer adacık olan 7 ülke yer aldı. Umarız  bu yalnızlık ABD’ye de İsrail’ e de iyi bir ders olur” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çok aktif bir yıl geçirdiğine de vurgu yaptı Sorgun: “Sayın Cumhurbaşkanımız hem Ülkemizin menfaatleri, hem İslam ülkelerinin selameti, hem de dünya barışı için 2017 yılında 144 bin kilometrelik yurt dışı seyahati yaptı. B, dünyanın çevresinde 4 kez tur atmak demektir.”

“Dünyayı dört dolaşmak…” deyiminin vücut bulmuş hali… Kolay kolay güç-derman yetirilecek bir hadise değil. 

Son günlerin popüler konusu asgari ücret ve hayat pahalılığı eleştirileri de Sorgun’un gündemindeydi. Tayin edilen ücreti beğenmeyen siyasilerin tepkisini “Sırtında yumurta küfesi taşımayanların tavrı” olarak ifade etti:
“Kendilerinin iktidarda olduğu 2000'li yılların başına bakalım; o zaman asgari ücret 97 dolar ediyordu. Şimdi bin 603 lira olan asgari ücretin karşılığı ise 421 dolar. Bugün akaryakıt fiyatlarındaki artış çok eleştiriliyor. Oysa yeni asgari ücretle, 2001 yılının 3.5 katı kadar benzin alınabiliyor. 1990'lı yıllarda bir buzdolabı alabilmek için belki bir yıl çalışmak gerekirken bugün bir asgari ücretle rahatlıkla iyi bir buzdolabı alınabiliyor."

Bir başka gündem konusu FETÖ’cüler için getirilen tek tip kıyafet uygulamasıydı:
“Muhalefet tek tip kıyafet uygulaması üzerinden kıyamet koparmaya kalkıyor. CHP Muğla Milletvekili edepsizce, asrın ihaneti 15 Temmuz’a karşı dimdik, memleketinin, hükümetinin yanında duran 15 Temmuz kahramanlarına ağıza alınmayacak ifadeler kullandı. Bu arkadaşların bu tür zamanlarda şirazeleri kaçıyor. Hain, üzerinde Türkçe karşılığı 'kahraman' anlamına gelen 'hero' kelimesi yazılı kıyafetle milletimizin, şehit olan, gazi olan kardeşlerimizin gözünün içine baka baka kendini kahraman ilan ediyor. Hükümet buna engel olunca da CHP’nin dengesi bozuluyor.”

Sorgun milletin gündemini yerli otomobil, yerli silah, taşeron yasası ve ekonomi olarak tarif ettikten sonra  “İhracatta çok şükür hedeflenen rakamların üzerine çıktık. Dünyadaki, bölgedeki olumsuz şartlara rağmen turist sayısı yıl sonu itibarıyla 33 milyonu buldu. Turizmde çok büyük bir ilerleme var. 2018'de çok daha iyi olacak" dedi.

Sorgun’a, 15 Temmuz darbesine direnen sivil vatandaşların yargılanmamasıyla ilgili KHK hakkında 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün açıklamaları soruldu. Cevap gayet kısaydı:
"Yani dostların attığı gül incitebilir üzebilir."
Konya’nın son aylarda gündemden düşmeyen konusu Konyaspor’du. Geçen sezon tarihi bir başarıyla iki büyük kupayı müzesine götüren Konyaspor şimdi adım adım 1. Lige doğru gerilerken Yönetim Kurulu ile taraftar arasında uçurum oluşmuş, Olağanüstü Genel Kurul bekleniyordu. 
“Ne olacak bu Konyaspor’un hali” sorusu da, Sorgun’un önündeki  büyük bilmeceydi. Zira, bir yanında bu yönetimi Ahmet Şan Başkanlığında göreve davet eden Büyükşehir Belediye Başkanı Akyürek, diğer yanında da kısa bir süre önce yönetimi istifayı tavsiye eden İl Başkanı Hasan Angı oturuyordu.

Yani “iki arada bir derede…” deyimine uygun bir pozisyonda kalmıştı Sorgun. Derinlik oluşturmadan, yüzeysel ifadelerle ve temenni kabilinden bir-iki cümleyle konuyu geçiştirdi. 
“Konya’da Yahudi ve İsrail konferansı yapıldığına yönelik iddialar da soruldu Sorgun’a. 
İsrail’in Şalom Gazetesinin haberine göre Yahudiler, Mevlana Haftası sırasında Konya’da gizli bir konferans yapıp, İslam dünyasını da yakından ilgilendiren, son zamanların en önemli toplantısını yapmışlardı.  Bu iddia da soruldu Sorgun’a.
Açıklayıcı bir cevap vermedi; “araştırırız” dedi.
Oysa “İsrail Gazetesi bu gizli toplantıyı neden ifşa etmiş olabilir?” sorusu da önemliydi ve cevap niteliği taşıyordu!
Milletvekillerinden bazılarının toplantıya katılmadığına işaret eden bir gazeteci “Görüş ayrılığı mı var?” dedi, erken seçim ihtimalini sordu.
Sorgun, Abdullah Ağralı’nın mazereti nedeniyle aralarında olamadığını, Ahmet Davutoğlu ile de bir görüş ayrılığı bulunmadığını ifade ettikten sonra:
“Ben Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısıyım. Bizim gündemimizde erken seçim yok. Erken seçim diyenlerin de kazandığı bir seçim yok” dedi.

Basın toplantısından sonra Sorgun İl Başkanı, Yönetim Kurulu, İlçe Başkanları ve Belediye Başkanlarıyla istişare toplantısı yaptı. Bana kalırsa esas yazı konuları da biz salondan ayrıldıktan sonra masaya yatırıldı. Bunun işaretleri de, toplantının üzerinden geçen birkaç günde; bir zamandır sıcak siyasi gündem için “Sessizlik politikası” oluşturan bazı partililerin sessizliklerini bozmaya başlamaları olarak değerlendirilebilir.