Atayurdumuzun kahramanlarını, sanatkarlarını, bilgelerini tanımıyoruz. Kültür dağarcığımızda kendi değerlerimizin ürünleri olmayınca, düşünce dünyamız Batılı değerlerleriyle renklenip şekilleniyor; farkında olmadan aşağılık duygusunun etkisi altına giriyoruz.
Gençlerimiz, ilk resimli ansiklopediyi yazanın Kaşgarlı Mahmut olduğunu, Batı üniversitelerinde dörtyüz yıl boyunca okutulan tıp kitaplarının yazarı olarak anılan Avicenna’nın bir Türk, İbni Sina olduğunu bilseler, kendilerine olan özgüvenleri büyük ölçüde artacaktır.
Atayurdumuzun tanımadığımız, ama çok iyi tanımamız gereken bilgelerinden, devlet adamlarından biri olan Rahmankul Han’ı, doğumunun 100. yılında Zeytinburnu Kültür Merkezi’nde, uluslararası katılımla gerçekleştirilen coşkulu, duygulu bir törenle andık.
Rahmankul Han’ımızı, o “bilge Han”ın iç dünyasını tanımanız açısından kısa bir not düşelim.. Türkiye’den binlerce kilometre uzaklıkta,  Pamir Platosu’nun karlı buzlu yaylarından birinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı Adnan Menderes’in idam edildiğini haber aldığında, içinde alevlenen yangını bastırabilmek için gözyaşları içinde namaza duran, ruhuna fatihalar gönderen  “Uzaktaki kardeşimiz”dir, Cennetmekan  Rahmakul Han.Türk Dünyası’nı böylesine yakından takip eden, dertleriyle dertlenen Rahmankul Han ilk doğan oğluna Adnan Menderes adını vermişti. Şimdi o mübarek insanın oğlu olan Adnan Menderes Türkiye’de yaşamaktadır.
Kısa hayat hikayesini okuduğunuzda da göreceğiniz gibi, Cennetmekan Rahmankul Han’ın ömrü vatan aşkıyla, vatan hasretiyle yanarak geçmiştir. Rahmankul Han ömrünü Türk Dünyası’nın birliğine vakfetmiş bir Türk mücahididir. Rahmankul Han ömrü boyunca sürdürdüğü mücadele sonunda, başta Kırgızlar olmak üzere, Türk Dünyası’na hiç unutmamız gereken bir vasiyet bırakmıştır:
“Dininizi ve Türklüğünüzü unutmayın!”

RAHMANKUL HAN’IMIZI TÖRENLERLE ANDIK


Kırgız Devlet adamı ve Kırgız bilgesi Rahmankul Han’ımızı Zeytinburnu Kültür Merkezi’nde düzenlenen görkemli bir törenle andık.
TDBB, Zeytinburnu Belediyesi, TİKA ve Kırgız Başkonsolosluğu’nun desteğiyle Rahmankul Vakfı ve Avrasya Türk Dernekleri Federasyonu tarafından gerçekleştirilen “Doğumunun 100. Yılında Rahmankul Han” etkinliğinde Kırgız-Türk kardeşliğinin çok güzel, çok anlamlı bir örneği sergilendi. TGRT ve TRT- Avaz'ın canlı olarak yayınladığı Rahmankul Han’ı anma etkinliğine gelen konukları, milli kostümlü Kırgız kızları geleneksel törenle karşıladılar.
Saat 17.00'de başlayan etkinlik saat 22.00'de sona erdi. Salonu tıklım tıklım dolduran yüzlerce konuk, saatlerce süren etkinliği büyük bir ilgi ile izlediler.
Açılış konuşmalarının ardından Türkiye’den,  ABD'den, Kırgızistan'dan akademisyenlerin katılımıyla düzenlenen panelde; Prof. Ayımkan Camankulova, Prof. Kadirali Konkobayev, Prof. Suleyman Kayibov, Prof. Nazif Şahrani ve Prof. Abdulvahap Kara konuştu. Konuşmacılar Rahmankul Han’ın hayatından özetler verdiler, yaptıklarını anlattılar.

KIRGIZ KARDEŞLERİMİZE TEŞEKKÜRLER..


Panel sonrası; “Valiliği İl Dernekler Müdürü Eyüp Dursun Ergür, İst. Belediyesi Kültür AŞ Genel Müdürü Nevzat Kütük ile birlikte Önce Vatan Gazetesi Haber Müdürü M. Kemal Sallı katkılarından dolayı ödüllendirildi.” (El emeği, göz nuru elişi bir eserle bizi ödüllendiren Kırgız kardeşlerimize teşekkür ediyorum. M.K.Sallı)
Kırgızistan Büyükelçisi İbrahim Cunusov, Kırgızistan İstanbul Başkonsolosu Renat Tuleberdiev ve Zeytinburnu Belediye Baskani Murat Aydın, Kırgız Milletvekilleri Maksat Sabirov ve Abdulmennap Kutuşev, İstanbul Valiliği İl Dernekler Müdürü Eyüp Dursun Ergür, İst. Belediyesi Kültür AŞ Genel Müdürü Nevzat Kütük, Avrasya Türk Dernekleri Federasyonu Gen. Bşk. İsmail Cengiz’in hazır bulunduğu Rahmankul Han anma törenine onlarca soydaş dernek ve vakıf başkanları da katılarak destek verdiler.

RESİM VE HEYKEL SERGİSİ


Kazak Türkleri Vakfı, Nogay Türkleri Derneği, Yesi Eğitim Derneği, Kazak Türkleri Eğitim Derneği, Türkistanlılar Kültür ve Sosyal Yardım Derneği, Avrasya Spor Derneği, Anadolu Türk Ocakları Derneği, Milliyetçi Hekimler Derneği, Kırgız Dostluk ve Kültür Derneği, Türkmeneli İnsan Hakları Derneği, Irak Türkleri Kül ve Yrd. Derneği, Avrasya Türk Dernekleri Federasyonu’na üye dernekler, Afganistan Türkleri, Türkmen Dernekleri Federasyonu gibi sivil toplum kuruluşlarının katıldığı etkinlikte, Türk ve Kırgız bilim adamlarının yaptıkları konuşmaların ve ödül töreninin ardından Kırgız Türklerinin göç öyküsünü konu alan resim ve heykel sergisi açılışı yapıldı. Katılımcılara ve konuklara Zeytinburnu Belediyesi Kültür Müdürlüğü tarafından Türkistan pilavı ikram edildi.

PROF. ROZA AMANOVA’NIN MUHTEŞEM KONSERİ


Zeytinburnu Belediyesi ve TİKA'nın desteğiyle Rahmankul Vakfı ve Avrasya Türk Dernekleri Federasyonu tarafından ortaklaşa düzenlenen program, Kırgız devlet sanatçısı Prof. Roza Amanova şefliğinde Mercan Kırgız Halk Müziği Grubunun Konseri ve Kırgız dansları ile son buldu.

RAHMANKUL HAN’IMIZI TANIYALIM


Kırgızları anlatırken, “Kırgız atlarının nal seslerinin duyulmadığı bir yer var mıdır?” denilir.
Doğrudur; Türkistan coğrafyasının Rus baskılarıyla savrulduğu bir dönemde, bir kısım Kırgızlar Pamir’e yerleşmişlerdi. Rahmankul Han, ömrünü Pamir Kırgızları uğruna harcamış mücahit bir liderdir. Kuzey Afrika’dan Afganistan’a uzanan ve çoğunluğu Müslüman coğrafyadaki ülkelerin kaosa sürüklenerek parçalandıkları bir süreçte, Pamir Kırgızları’nın Afganistan-Rus savaşından nasıl etkilendiklerini, Pamir’in geçit vermez karlı buzlu tepelerini aşarak önce Pakistan’a oradan da Türkiye’ye nasıl ulaştıklarının hikayesini ayrıntılarıyla, neden ve niçinleriyle bilmek durumundayız. Avrasya Türk Dernekleri Federasyonu Gen. Bşk. İsmail Cengiz’den özetleyelim…

“Dünyanın Damı” olarak anılan, karın buzun hiçbir zaman eksik olmadığı, hayvancılık dışında geçim bir kaynağı olmayan dünyanın en yüksek yaylalarından Pamir Platosu Çin, Afganistan ve Türk Cumhuriyetleri açısından stratejik önemi olan bir bölgedir. Teyit ve Kesek Kırgızlarına ev sahipliği yapmış olan Pamir Yaylası, aynı zamanda Türklerin son hanı olan Rahmankul Han’ın da yetiştiği ve yaşadığı bir coğrafyadır.

1895 yılında Afganistan, Rusya (Tacikistan) ve Çin arasında paylaşılan bu stratejik bölgede yaşayanlar açısından, 1917 Ekim Devrimi sonrasında yaşam koşulları iyice zorlaşmıştır. Burada yaşamakta olan ve kendilerini Sarıkol Kırgızları olan tanımlayan soydaşlarımız, baskılara direnme yurtlarını savunma kararı aldılar, fakat baskılar dayanılamayacak boyutlara ulaşınca, varlıklarını sürdürebilmek için, doğup büyüdükleri Küçük Pamir’den ayrılıp, 1936 yılında Doğu Türkistan’ın sınırları içinde bulunan Ulu Pamir’e göçmek zorunda kaldılar.

1917 Ekim Devrimi sonrasında Çarlık Rusyası yıkılıp, Bolşeviklerin yönetimi ele geçirmelerinden sonra, Komünizmin dayattığı koşullarda yaşamak istemeyen Kırgızlar,  Hacı Çaparkul Han önderliğinde inançlarını, kimliklerini ve geleneklerini koruyarak varlıklarını, kimliklerini sürdürmeye çalıştılar.
Teyit Kırgızları’nın atası, Rahmankul’un babası Hacı Çaparkul Han’ın 1943’te vefatı üzerine, 30 yaşındaki Rahmankul, aksakallar meclisinin kararıyla “Pamir Kırgızları’nın Hanı” seçildi. 
Rahmankul Han kısa sürede, hayvancılığa dayanan Kırgız ekonomisini düzeltti ve kendisini sevilen, saygı duyulan bir lider olarak kabul ettirdi. Afganistan Hükümeti tarafından da “Bölge Valisi” olarak resmen görevlendirilen Rahmankul Han; 1970’li yılların sonlarında Afganistan bölgesinde Rusların komünist propaganda ve faaliyetlerini artırması, Rusların tehditkar saldırısı ve 1979’da Afganistan’da Sovyet işgalinin başlamasıyla halkı ile birlikte göç etmeye karar verdi.
Özgürlüklerine düşkün olan Pamir Kırgızları 1917-1978 dönemlerinde 60 yıl içinde 6 defa yer değiştirmek zorunda kalmışlardı.
Pamir’in yüksek kayalarından ve sarp uçurumlardan inmek, gerçekten cetin ve tehlikeliydi. İhtiyaç duyulan yüklerini at ve öküzlere yükleyerek bazen yaya, bazen de at üstünde göç yolculuğuna çıktılar.. Attıkları her adımda hayatlarını riske atıyorlardı… Pakistan ulaşıncaya kadar tehlikeli yolculuğa dayanamayarak hayatını kaybedenler de olmuştu. Yükselen dereler yüzlerce hayvanı da kapıp götürmüştü.
Uzun ve zorlu bir yolculuk sonrasında Pakistan’a ulaşan Kırgızlar, Gilgit Bölgesi’ndeki “geçici mülteci kampları”na yerleştiler. Az bir zaiyatla Pakistan’a ulaşan Rahmankul Han, Pakistan Başbakanı Ziyaul Hakk’tan kendilerine bir kent tahsis edilmesini istedi ve bu istekleri kabul edildi.  Pakistan’ın Gilgit kenti yakınında250 çadırdan oluşan ve okulu bile olan bir kent kuruldu.  
Soğuk bir iklimden gelen Kırgızların  40-50 dereceye ulaşan sıcak bir bölgede yaşam sürmeleri gerçekten de zordu. Ancak Pakistan Hükümeti’nin yardımsever davranışları, 3500 metre yükseklikteki yaylalarda yaşamaya alışmış olan Kırgızların sıcak iklime uyum göstermelerini sağlayamamış, yüzlerce kişi yaşamını yitirmişti.  
Kırgızların son hanı da yaşamlarını burada sürdüremeyeceklerini anladı ve yeni bir yurt arayışı başladı..
Kendilerini tanıyan, belgesel filmler çeken gazetecilerin de yardımlarıyla başta BM olmak üzere bir çok ülkeye müracaatlar yapıldı. 
“Pamir Kırgızları”ndan haberdar olan Amerika yönetimi, bölgedeki misyonerler aracılığı ile Rahmankul Han ve aşiretini Alaska Bölgesi’ne yerleştirmeyi teklif ettiler. Ulaşım giderleri karşılanacak, gittikleri yerde herkese ücretsiz arazi ve evler verilecekti.
“Pamir Kırgızları” Amerika yönetiminin bu çok çekici teklifine kültürlerini ve dini inançlarını yaşamakta zorluk çekecekleri kaygısıyla olumlu cevap vermediler
Rahmankul Han, dini ve milli kaygılardan dolayı Pakistan’daki Türk Büyükelçiliği’ne başvurarak, Türkiye’ye yerleşmek istediklerini Ankara Hükümeti’nin kendilerine yardımcı olmasını istediklerini bildirdi.
Pakistan’da dördüncü yılını dolduran “Pamir Kırgızları”na Türkiye’ye kabul edildikleri müjdesi gelmesi üzerine Rahmankul Han Ziyaül Hakk’ı ziyaret etti, Türkiye’ye gitme kararı aldıklarını bildirdi ve Kırgız halkına yaptıkları yardımlardan dolayı minnet ve şükranlarını sundu.
“Dünyanın Damı” olarak bilinen Pamir Yaylası’ndan başlayan göç yolculuğu 1982 yılı Ağustos ayında Adana’da sona erdi. Daha sonra, Türklerin son Hanı Rahmankul Han önderliğindeki  “Pamir Kırgızları” Van’ın Erciş ilçesine bağlı Ulupamir köyüne yerleştiler.
Kırgızların lideri Rahmankul Han, ömrünün son dört yılını, atayurtlarının adını verdikleri Erciş’e bağlı Ulupamir Köyü’nde geçirdi…
1913 yılında Pamir bölgesinde dünyaya gelen Hacı Rahmankul Han’ın göç, sürgün ve çatışmalarla geçen 77 yıllık çileli ömrü, yakalandığı hastalıktan kurtulamayarak 6 Ağustos 1990’da Erzurum Devlet Hastahanesi’nde sona erdi. Dokuzu erkek, biri kız on çocuğu olan Rahmankul Han’ın vefatı, Pamir Kırgızlarını derinden etkilemiştir.
Dualarla, tekbirlerle uğurlanan Kırgızlar’ın son Hanı Rahmankul Han’ın vasiyeti okunurken, bütün yürekler göz yaşı dökmektedir:

“Sizlere yeterince hizmet edemedim… Hakkınızı helal ediniz… Sizlerden isteğim şudur: Dininizi ve Türklüğünüzü unutmayınız… Namazınızı zamanında kılın ve okuyunuz…”
 
Yine bir dağ gibi, bir dev gibi doğrulacağız, 
yeni bir ruh doğacak toprağımızdan…
Tanıyacak bizi dünya yeniden heyecanla, 
Burma bıyığımızdan, kalpağımızdan… (Erdem Karadayı, “Yüzyıllık Göç”)