Adamın biri çok fakirmiş. Aksam sabah ağlıyor Allaha yalvarıyormuş, "Allah’ ım karnımı doyuracak kadar bana para ver başka bir şey istemiyorum " hep böyle dua ediyormuş. Bir gün yine açlıktan yine ağlıyormuş, birden gözyaşları inci olup akmaya başlamış. Önce korkmuş, ne yapacağını şaşırmış. o ağlıyor  her damla bir inci olup aktıkça da çoğalmaya başlamış. Şaşkın şaşkın akan incileri toplamış.  Ağlaması durunca birkaç inci almış satmış karnını bir güzel doyurmuş. Sonra şöyle bir etrafına bakmış. Görmediği ne çok şeyler varmış meğer. İnanamamış. 

Tabi bizim fakir adam, bu seferde sevinçten ağlamaya başlamış. Adam kabı kacağı inciyle doldurmuş. İyice zenginleşmiş her istediğini alıyormuş. Canı ne çekerse yiyormuş. Artık ağlayacak bir durumu kalmamış. Sonunda ne yapmış biliyormuşsunuz? Artık hiç ağlayamamış ama insanlarla yitip içmiş, gezip gezdirmiş. İçip eğlenmiş. Hatta buna ekmek vermeyenler dahi, kapısını bile bir gün olsun çalmayanları, hal hatır sormayanlara bile arkadaş olmuş çevresi gün geçtikçe öyle bir çoğalmış ki bizim fakir adam sanki köyün ağası ..bir böbür bir böbür. Geçmişini çok çabuk unutmuş. İnsanlar yiyor içiyor bu değirmenin suyu bir gün bitecek dememiş ..ama bir gün gelmiş inciler tek tek bitmeye başlamış. Para azaldıkça çevresindekiler de bir bir azalmaya başlamış. Para bitmiş, insan da yok olmuş gitmiş. Bizim Fakir adam bir tarafta büzülüp kalmış son pişmanlık fayda etmemiş.