Can acıtan ölümlere bir yenisi daha eklendi bu hafta…
TRT’nin siyah-beyaz olduğu dönemde spiker olarak görev yapan spiker Tuna Huş,
76 yaşında hayata gözlerini yumdu.
Her kelimesi kolaylıkla anlaşılan, yumuşak ses tonu hala kolaylıkla hatırlayabildiklerimdendir.
O kalp ameliyatı olmadan kısa bir süre önce benim hocamdı. Nükteli, entellektüel, sevdiğini tam seven ve yanında olan saygısızlığa tahammülü olmayan saygıdeğer bir kişiydi.
Ama adaletten nasip farklı işte. Kalp ameliyatı sonrası geçirdiği felç nedeniyle bir süre konuşma yeteneğini kaybetti yoğun uğraşlar sonrası kısmen konuşabilir hale gelmişti. Ama yine de aynı heceleri tekrarlama şeklindeydi.
Balerinin ayaklarını kaybetmesi neyse, spikerin sesini kaybetmesi aynı duyguları yaşatır herhalde. Zordur. Çok zordur.
Yıllar önce bir gün sınıfta çok önemli bir dersi anlatırken, arka sıralardan gelen yoğun seslerden neredeyse dersi kesecekti. Öyle bir kızdı ki o gün eyvah kalbine bir şey olacak diye içimden geçirdim. Sorumluluk sahibi olmak ve bilge bir yolda yürümek, toplumun aykırı tutumu karşısında maalesef kalbimize zarar veriyor. (Nitekim iki sene sonra, hayatı çok ciddiye alan hocam sağlığını kaybetti.)
Gürültüye sebep veren o kız oraya spiker olmak için yazılmış olmakla beraber, hiç sorumluluk taşımadan hocanın dersini ihlal etmişti ki farkında bile değildi, (Benim eğitmenliği bırakmamlarda ki sebepte bu ne yazık ki. Hedefi, azmi, motivasyonu yitmiş, saygısız öğrenci potansiyeli. O yıllarda daha az bir kitleyken şimdilerde zıvanadan çıkmış, ukala bir öğrenci topluluğu oluştu… Versen ne yazar tasarım kimin umurunda. Hocam para kazandınız mı bu meslekte çok para var mı, dertleri imanları bu. Çok vahim bir gerçek.)
Hem yaşama sevinci motivasyon ver hem ders hem kendi problemlerini unut mutlu görün ve saygısızca bunları yok etmeye çalışanlar. Öğretmen olmak , hele bu zamanda geniş yürek ister.
İşte hocam Tuna Huş’ta böyle biriydi. Demo çekimlerimizde bir gün bana;
‘Sevgül sen o kadar girgin, neşe saçan birisin. Kızım bu kameralar seni sfenkse çeviriyor’ demişti. Çok güldük. Sorumluluktan hocam deyince verdiği tavsiye ise kayda değerdi.
‘Kızım sen orada dünyanın en güzel konuşan, en güzel kadınısın. Öyle hissedeceksin. Kameraya bakarken, dünyaya değil en çok sevdiğin birine bak, unut herşeyi’ demişti.
Nurlar içinde uyusun.
Benim kısa bir dönem tanıdığım bu usta spiker, çocukluğumuzun en ünlülerindendi. TRT nin çok ağır dilbilgisi, oturma kalkma, kıyafet düzeni koyduğu yıllarda onlar çok özel kişilerdi. Bazıları Gestapo gibiyken rahmetli hocam haber sunarken tatlı bir tebessümü hiç atlamazdı. Yoktu öyle şimdiki gibi, elini kavuşturmak, bir fırt kahve içmek, garip kıyafetler içinde orası burası oynamak. (Yapan yapamayan herkes anchorman maşallaaa…Mutlaka bu meslekte zaman aşımına uğramış olmalıydı işte)
Tuna Huş için perşembe günü öğle namazı sonrası Üsküdar Kuruçeşme Selamiali Camii'nde bir cenaze töreni düzenlendi. Koşa koşa gittim. Önce yanlış bir cenazeye mi geldim diye tereddütte kaldım. Doğruymuş. Bu özel kişinin son yolculuğunda bir avuç insan kalabalığı ve sadece allah razı olsun Kültür ve Turizm Bakanı Prof.Dr. Numan Kurtulmuş vardı.
Onun meslekdaşları, tiyatro, sinema sanatçı dostları- seven sevmeyen ama saygı duyan- neredeydiler? Niye yer gök inlemedi. Niye yorumlar vermediler? Teşvikiye’den kalkanlar ayrıcalık mı taşıyorlar? Hiç anlamıyorum.
Dua ederken cenaze namazı için etrafıma dizilmeler başladı. Üsküdar’dayız. Olur a bir de tartaklanmak var erkeklerin arasında ne ediyon len deyip…
Hocanın sözü geldi aklıma; Kendinden emin ve ne istediğini bil kızım. Sonuçta buraya birine son vazifeni yapmak için buradasın ve onlar da öyle…Kimi tuhaf bakarak kimi ayırdına varmadan. Kıpırdamadım. Başımı önüme eğdim. Duamı yaptım. Zaten her cenaze namazının değişik yorumlandığını farkettim. Burada eller hiç kulaklarına uzanmadı.
Çıkışta şaşırdığım o ki, bazı kadınlar erkeklerin arasında duran kadını fısfıslaşıyorlardı. Yine mi kadın ya !
Cenaze Töreni bir ritüeldir, saygıdır, vazifedir. Bu aralar çok ölüm var anlıyorum ama yapmak zorundayız işte. Bizim de o musalla taşına uzandığımız olmayacak mı sanıyorsunuz?
Allah güzel ömür ve cenazenizde bulunan vefalı güzel yürekli insanlar versin.