"O, Jandarma Genel Komutanlığı tarihinde bir ilkti. Ama onda öylesine büyük bir vicdan varmış ki, o ilklere bir ilk daha ekledi.’’ 

Onun adını ilk kez Balyoz denen, sahteliği hukuk tarihimize geçen, düzmece dava sürecinde duymuştum. 

Rütbesi binbaşıydı. 

Fetö’cü alçakların kurgulamış olduğu bu tuzak dava nedeniyle, çok sevdiği mesleğinden ayrılmak zorunda bırakılmıştı.

Ama o hiç yılmadı. 

En nihayetinde hukuk mücadelesini kazanarak, tekrar orduya döndü. Döner dönmez, kendi isteğiyle ikinci kez ve bu defa Yarbay rütbesiyle Şırnak’a atandı.

İşte bu yer, onun vatan toprakları uğruna seve seve görev yaptığı son görev yeri olacaktı. Çünkü 31 Mayıs 2017’de Şırnak Şenoba’da düşen helikopterde 12 askeriyle birlikte şehit düşmüştü. 

O tarihte yine yüreklerimiz kavrulmuş, Kadın Yarbay’ımız Songül Yakut’la birlikte 12 Mehmetçiğimizi sonsuzluğa uğurlamıştık.

Komutan Songül Yakut; Malatya’nın Akçadağ İlçesi Ören köyünde büyüyen 5 kardeşin en küçüğü idi. Türk Silahlı Kuvvetlerinin ayrılmaz parçası Jandarma Genel Komutanlığına 1997 yılında Teğmen rütbesiyle atandığı gün dünyalar onundu artık. 

Çok sevdiği askerlik mesleğine âşık bir kadın subayımız olarak; şehit düştüğü tarihe kadar üniformasını 20 yıl boyunca şanla, şerefle, büyük bir gururla taşıdı.

Meslek hayatı boyunca 10 takdirname, 50’ye yakın başarı ödülü alan, Komuta ve Karargâh Subaylığı kursunu bitiren ilk kadın subayımız oldu. Aynı zamanda yüksek lisans eğitimi de almıştı.

Ve Yarbay Songül, Jandarma teşkilatı tarihinde bir ilçeye atanan ilk kadın komutan oldu. 

Böylesine pırıltılı bir meslek hayatına sahip bu kadın subayımız, 2014 yılında Jandarma Genel Komutanlığı Karargâhında ‘Aile İçi Şiddetle Mücadele ve Çocuk Şube Müdürüyken’;

Fetö alçakları onu devşiremediği, ya da engel gördüğü için en bilinen tezgâhlarından bir tanesi olan iftirayla, düzmece ses kaydı ile bu kahraman kadın subayımızı disiplin yoluyla ordudan uzaklaştırmayı başarmışlardı..!

Bu yiğit subayımız, kendisine kurulan tuzaklardan FETÖ Hainlerinin kumpasından yılmamış, açmış olduğu karşı davayı kazanarak tekrar canından çok sevdiği mesleğine, orduya geri dönmüştü.

Ancak ne acıdır ki, kader onu yakınlarından, çok sevdiği mesleğinden, üniformasından, kol kanat gerdiği Mehmetçiklerinden çok erken ayırdı…

Ama Songül Yarbayımız, anacığının seslendiği adıyla ‘’Suna’’ bacımız; ardında öylesine büyük bir vicdan, öylesine güzel bir özgeçmiş bıraktı ki; bu yaşam hikâyesi, onun aziz hatırasını bir kez daha ölümsüzleştirdi, adını şehitler abidesine bir kez daha altın harflerle kazıdı.

O, aynı zamanda çok iyi bir evlattı. Babasız kaldığı küçücük yaşında ona hem analık, hem de babalık yapan anneciğine çok düşkündü. Şehit düşmeden önce sevgili anacığına çok sevdiği köyünde bir de ev yaptırmıştı. 

Toprağına, anasına, vatanına, görevine böylesine bağlı, yiğitlik abidesi komutanımızın geçtiğimiz hafta içinde yazılı basında onu anlatan çok özel bir haber vardı. 

İşte onun nasıl bir insanlık abidesi olduğunu anlatan o haberin özeti:

‘ Songül Yarbayımızın Jandarma Kuvvetlerimizin ilklerine adını yazdıran bir kadın subayımız olmasının yanı sıra; askerlerini çok seven, onları koruyup kollayan; Beypazarı ilçemizde adaletin, hakkın hukuk simgesi olan, hiçbir askerine görevi dışında görev vermeyen, hizmet ettirmeyen, onlara bir şey olduğunda canından can kopmuş gibi üzülen bir kişiliği olduğu belirten bu haber;

 Şöyle devam ediyordu: ‘’O sadece bir komutan değil, son görev yerindeki askerlerinin onu anlatırken söyledikleri gibi:  ‘’Askerlerin Songül Babasıydı’’

 Ama haberin en çarpıcı yanı ise şuydu:

 ‘’Türkiye’nin ilk kadın jandarma komutanıyken Şırnak’ta şehit olan Yarbay Songül Yakut’un, geride bıraktığı Mehmetçiklerine bir de iyilik eli ulaşmıştı. Çünkü Yakut ailesi, şehit Songül’ün bankadaki parasını olduğu gibi Mehmetçik Vakfı’na bağışlamış. Aile, reklam olmasın diye bu bağışı için ne duyuru yapmış, ne de fotoğraf çektirmişti.’’ 

 Songül Komutanın ailesinin bu davranışı ne büyük bir asalet, ne büyük bir yürekliliktir. Böylesine güzel, örnek alınacak bu yiğitçe davranış;  Songül komutanımızın adına da,  aziz hatırasına da çok yakışmıştır.

 Umarım bu yüce davranış, günümüzde mevcut kimi vurdum duymazlara örnek olur..!

 Songül Komutanın özgeçmişi, o güzel yüreği, kocaman vicdanı; özellikle son dönemde ‘’Türk Subayı’’ kimdir, nasıl olmalıdır? Sorularına yanıt arayanlara, türlü olumsuz düşünceleriyle tarihimize şan veren ‘subay kavramını’ küçümseyebilme cüretinde bulunanlara verilecek en çarpıcı yanıttır. 

 Tarih sayfalarını araladığımızda, Songül Yarbay gibi tarihe mal olmuş nice kahraman subaylarımızın isimleriyle dolu olduğu görülecektir. 

 O şanlı sayfalar; ‘’Şırnak’taki Askerlerin Songül Babası’’ gibi nicelerini anlatmış, bundan sonra da anlatacaktır. 

 Ama ilk Kadın Komutanımız Songül Yarbayımızın o büyük vicdanı, o onurlu yaşam hikâyesi hiçbir zaman unutulmayacak; Mehmetçiklerden Mehmetçiklere, nesillerden nesillere anlatılacaktır.

 Bir Kıbrıs Gazisi olarak;

 Songül Komutanın, tüm Şehitlerimizin aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyor; ailelerini sevgiyle selamlıyorum. Vatan onlara minnettardır.