Hayatın kendisi de başlı başına bir sınavdır ama kimi zaman şöyle dedirtir bize: “Yine bir sınav döneminden geçiyoruz, haydi bakalım hayırlısı!” Kimi zaman toplumsal sınavlar veririz, değer yargılarımız, milli değerlerimiz, bütünlüğümüzdür vermemiz gereken sınav! Kimi zaman da başlı başına bizizdir sınavla karşılaşan, harekete geçer, elimizden geleni yapar, sonra da sabırla bekleriz sınavın sonucunu. Her zaman somut bir sonuç olmaz belki bu ama, sonrasında size, özünüze, yüreğinize siniyorsa, vicdanınız size ohh dedirtiyorsa olmuştur, çok da güzel olmuştur! 
Algının, farkındalığın ve belki de bilgeliğin farklı bir boyutu yaşanıyor günümüzde. Ve esas bilgelik, herkes herşeyi pek de güzel biliyor ama ben bilmiyoruma çıkıyor. Bir öğrenme, deneyimleme, ekstra sorumluluk alma, bunun altında ezilmeme, tam tersine en iyi şekilde üstesinden gelip daha da güçlenme, sana uzanan yardım isteyen eli geri çevirmeme, kendini yenileme, geliştirme, özdeğerlerini koruyup, sevdiklerine sarılarak hayatı özümseme sonucu “Üçüncü Göz” açılıyor. Kimileri buna “Kalp Gözü” de diyor. Yüreğin ve aklın bilgeliği! İnsanların enerjilerini, auralarını, niyetlerini, kalplerini hissedebiliyor, olayların nasıl şekillenebileceğini imgeleyebiliyorsunuz. Ve tüm bunlara yüreği sizinle aynı frekansta olanlar şahit oluyor, onlar farkındalığını yaşıyor mesafeleri ne olursa olsun.
Peki ya bu aşamaları 5’er 10’ar atlayıp bir anda bir milletin, bir ulusun geleceğini bir asır öncesinden şekillendiriyorsanız, o zaman da yüzyılın lideri oluyorsunuz ve aradan koca bir asır  geçse de asla unutulmuyorsunuz. Tıpkı Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Atatürk gibi! Onun o yüzyılda yaşadığı, geçtiği frekanslardan günümüzde geçiyoruz biz de. Nutkunda, Gençliğe Hitabesi’nde bahsettikleri buymuş diyoruz, daha iyi anlıyoruz Atamızı. Bazı noktalardan daha hiç geçmedik belki de! Ama onun vatanı uğruna, bizlerin ve çocuklarımızın uğruna yaptıkları ilmek ilmek işlemiş hücrelerimize. Politikadan, koltuktan, zirveden bağımsız bir kahramansın sen Atam! İşte tam da bu yüzden her yıl 10 Kasım’da saat 9’u 5 geçe sirenler çalıp saygı duruşunda bulunurken,  özgürlüğümüz, bağımsızlığımız, çağdaşlığımız, haklarımız için sana sonsuz teşekkür ediyor, minnet duyuyoruz Atam! Ruhun şad olsun!!!