RANTSAL DÖNÜŞÜM:

Sizde hiç utanma, sıkılma, vicdan yok mu? Son 20 yılda İstanbul’da yeşil alan kalmadı. Her yer rezidanslar, AVM’lerle, iğrenç beton yığınları ile dolduruldu. Bütün yeşil alanlar imara açılıyor. Oysa bunlar vatandaşın, milletin nefes alabileceği, yeşil alanlar ve park yerleridir.

Şimdi duyduğuma göre Emirgan Korusu imara açılıyormuş. Bağdat Caddesindeki Tarım İl Müdürlüğü arazisi de sıradaymış. Herhalde bunlardan sonra sıra Topkapı, Dolmabahçe, Beylerbeyi saraylarına gelecek. Daha birçok yeşil alanlar ve tarihi yerler rant sağlama uğruna talan edilecek.

Kentsel dönüşüm tam bir fiyasko haline dönüşmüştür. Artık bunun adı kentsel değil, rantsal dönüşüm olmuştur. Müteahhit geliyor, senin evin riskli, depremde yıkılacak, sen bunu bana ver, sana sağlam bir daire vereyim, diyor. Sonra, 4-5 katlı olarak aldığı binanın yerine, 10 – 15 katlı bir bina yapıyor. Ev sahiplerine dostlar alışverişte görsün kabulünde birer daire veriyor. Gerisini çok yüksek fiyatlarla satıp, cebini dolduruyor. Doğa, çevre ve yeşil alan tahribatı inşaatçının umurunda değil.

Bütün mahalleler kentsel dönüşüm yutturmacası altında, yıkılan binalarla dolmuştur. Bunlar toz, toprak, gürültü, hafriyat kamyonlarının yolları tıkamasına aldırmadan yıkıyorlar, yıkıyorlar. Amaçları sadece ve sadece ceplerini doldurmak ve fahiş kar elde etmek. Benim asıl hayret ettiğim konu da, vatandaşlar bu yıkım olaylarına tepki göstermeyip, bu rahatsızlıkları nasıl kabul edip, seyrediyorlar. “Yahu, tepki koyun, kabul etmeyin, bunları şikayet edin, yollar tıkanıyor, gürültüler çıkıyor, bunlara itiraz edin”. İktidar ve yerel yönetimlere oy vermeyerek, iradenizi gösterin, korkmayın insan bir defa ölür.

İşbaşında olanlar çalmadan, çırpmadan vatandaşa hizmet etmelidir. Amerika’da bir yasa var. Bir sokakta bir caddede biri bitmeden, diğer bir inşaata müsaade edilmemektedir. Çünkü orada vatandaşın ve insanın değeri vardır ve vatandaşın rahatsız olmaması esastır.

SEÇİMLERE 3 AY KALA 3 BAKANIN DEĞİŞMESİ

Yıllardır bu işin saçma olduğunu söylüyorum. Meclis konuşmalarımda da defalarca ifade ettim. Eski dönemlerde İsmet Paşa Kayseri’ye giderken treni durdurulmuştur ve şehre girmesi önlenmiştir. Bu nedenle, Ulaştırma Bakanı’nın değişmesi gündeme gelmiş ve Anayasa’ya seçimlere üç ay kala, adalet, içişleri, ulaştırma Bakanlarının değiştirilmesi hükmü getirilmiştir. Güya bu Bakanlar değişince, yerine bağımsız ve tarafsız insanlar gelecek. Öyle mi oluyor?... Ne yapılmıştır? İçişleri Bakanlığına bu Hükümetin atadığı Müsteşar Sabahattin Öztürk, Ulaştırma Bakanlığına Bu Hükümetin atadığı Müsteşar Feridun Bilgin, Adalet Bakanlığına bu Hükümetin atadığı Müsteşar Kenan İpek getirilmiştir. Yani şimdi bunlar tarafsız ve Hükümet ile alakası olmayan yeni Bakanlar, öyle mi? Bu bir komedidir. Yani bu bakanlar AKP’li olarak göreve geldikleri halde, şimdi AKP’liklerini unutacaklar ve tarafsız olacaklar. Böyle bir şeye inanmak mümkün mü?

Bir de işin şu tarafı var, dışarıdan atanan bu Bakanlar iki ay Bakanlık yapıp, Meclisteki seçimle gelen Milletvekillerinin tüm haklarından, Milletvekili olmadıkları halde ömür boyu yararlanacaklardır. Bu saçmalığın derhal yeni bir Anayasa değişikliği ile giderilmesi gerekir.